Sevgi Erdoğan Akyüz

İnsanlık kendi kendisinin kuyusunu mu kazıyor?

Yazının Giriş Tarihi: 08.10.2021 08:04

Yazının Güncellenme Tarihi: 08.10.2021 08:04

İçinde bulunduğumuz dönemde. insanlık nereye gidiyor, sorusuyla sıkça karşılaşmaya başladık.

Üst üste yaşanan doğa olayları, seller, felaketler, virüsler, hastalıklar, kısacası neredeyse sürekli hale gelen olumsuzluklar nedeniyle de, bu sorunun ciddi biçimde tartışıldığına tanık oluyoruz.

Dilin ve kültürün gelişimini sağlamış, aklını kullanabilmesiyle öne çıkan yeryüzündeki en baskın canlı türüdür insan..

Kutsal inancımız gereği tabi ki Adem ve Havva’dan geldiğimize inanıyoruz.

Ama yine de insanlık tarihi üzerine ciltler dolusu yazı yazan bilim adamları, düşünürler, filozoflar var.

Ancak bunların da bazıları artık geçerli değil.

Mesela insanlığın 200 bin yıl önce Doğu Afrika’da tek bir noktada dünyaya yayıldığı fikri artık kabul görmüyor.

Yeni görüşler, modern insan bulgularının, tahmin edilenden 100 bin yıl daha önce ortaya çıktığını söylüyor.

Afrika’da yapılan kazı çalışmalarında açılan mezarlarda, 40 bin yıllık kemikler bulunmuş.

Bu nedenle de insanlığın tek bir beşiği olmadığına ilişkin görüşler ağırlık kazanmaya başladı.

Bilim insanları yaşadığımız çağda, dünyanın büyük bir kitlesel yok oluş evresinde olduğunu ileri sürüyor.

Bu kitlesel yok oluşun temel nedeninin de, insanoğlununun dünya üzerindeki faliyetleri olduğunu söylüyorlar.

6.Büyük Kitlesel Yok Oluş adı verilen bu evrenin, insanoğlunun soyunun tükenmesine sebep olabileceğini iddia edenler de yok değil.

Dünyanın, bugüne kadar 5 büyük yok oluş evresinden geçtiği, bunun sonucunda da, canlı türlerinin yaklaşık yüzde 80 ile yüzde 96’sının, soyunun tükendiği biliniyor.

Mesela Dinazorların, 5.Büyük Yok Oluş evresinde ortadan kalktığı bir gerçek.

En trajik olanı ise 65 milyon yıl önceki Büyük Yok Oluş denilen korkunç olay.

Tam 11 km çapında dev bir göktaşının dünyaya çarpmasıyla volkanlar patlıyor, yanardağlardan çıkan yoğun duman güneşi engelliyor.

Atmosfere yükselen karbondioksit, denizlerdeki asit oranını patlatıyor ve bu hızlı değişimler dinazorlar da dahil olmak üzere, dünya üzerindeki

canlıların yüzde 80’nin soyunun tükenmesiyle sonuçlanıyor.

Sanayi devriminden bu yana ise insan faaliyetlerinin, özellikle iklimi çok hızlı bir şekilde değiştirdiğine, canlıların yaşam alanlarının buna paralel olarak giderek yok olduğuna vurgu yapılıyor.

Bu sebeple de, dünyada 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş evresinin çoktan başladığına dikkat çekiliyor.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı da yayınladığı raporda, yaşam alanları hızla daralan hayvanların çok büyük risk altında bulunduğunu belirtiyor. Bu rapora göre son 40 yılda dünya üzerindeki vahşi hayvan nüfusu yüzde 60 oranında azalmış görünüyor.

Dünya Doğayı Koruma Başkanı

Marco Lambertini de yerkürenin biyolojik canlılığının, insan faaliyetlerinin daha fazla kontrolden çıkıp çıkmamasına bağlı olduğunun altını önemle çiziyor.

Aslında özetle İnsanoğlunun geleceğini tabi ki Allah bilir.

Ancak yine de bu sürecin gelişimini etkilemek kendi elinde.

Mutlu bir haftasonu dileğiyle, sevgiyle kalın…

Yorum Ekle

Yorumlar