İktidar yolunu aydınlatan ışık

25. dönem milletvekillerimiz yemin ettiler. Sıralarına oturdular. Artık onlar, kanun yapacaklar. Yasaları değiştirecekler. Ülkemiz için, halkımız için bizler için geceli gündüzlü mesai yapıp çalışacaklar.

Görevleri bu.

Bunun için vekil oldular. Süreleri dört yıl. Fakat iki yıl içinde kıyak emeklilik elde ettikleri için erken seçime de gidilebilir. İki yıl dolmadan erken seçimi ben pek beklemiyorum. Bu meclisten erken seçim kararı çok zor çıkar.

İlk görevleri yemin etmekti. Ettiler.

İkinci görevleri meclis başkanını seçmek.

İlk oylama 30 haziranda başlayacak. Meclis başkanlığı için en erken davranan ve adayını Dengir Mir Mehmet Fırat olarak belirleyen parti HDP oldu.

İkinci aday ise ana muhalefet CHP’den çıktı.

CHP Parti meclisi bir saat 37 dakika tartıştı. Antalya milletvekili ve partinin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın aday gösterilmesini kararı alındı.

Peki, neden Deniz Baykal tercih edildi?

Ankara’daki arkadaşlarıma bunu sordum. Parti yönetimi ile aralarında küskünlük bulunan, hatta seçim sonrasında cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetine icabet edip ziyarete gittiği için hakkında söylenmedik söz bırakılmayan Deniz Baykal, neden son anda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni gözdesi oldu?

Verilen cevaplar çok ilginç. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin yeniden bölünmesinden korkuyor.

İkinci şık ise epey ilginç geldi. Eğer Deniz Baykal TBMM başkanı seçilirse, CHP hükümette yer almasa bile ülke yönetiminde çok büyük bir güç elde etmiş olacak.

Üçüncü beklenti ise CHP’nin AK Parti ile hükümet kurabilme adına AK Parti tabanında yer bulan Deniz Baykal isminden faydalanmak istemesi.

Hepsi doğru. Siyaset adına atılan bu adımların da CHP’de olumlu karşılık bulacağı kesin.

Ama, TBMM’de meclisi oluşturan yeni vekiller acaba bu düşünceye ne kadar sahip çıkacaklar?

İşte asıl sorun orada.

Ankaralı arkadaşlarımın bana söylediği bir başka detay ise gerçekten çok ilginç. CHP’nin bazı kurmayları MHP lideri Devlet Bahçeli ile aralarında, başbakanlık sunuşu ile başlayan siyasi krizin, meclis başkan adaylığı ile aşılmasına yönelik imiş.

Bana epey ilginç geldi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Çatı Adayı olarak belirlenen MHP İstanbul milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu’nun MHP adayı olarak TBMM başkanlığına aday gösterilmesini istenmiş.

Amaç, MHP ile AKP arasındaki yakınlaşmayı bölmek, parçalamak ve yıkmak.

Eğer İhsanoğlu MHP adayı olursa, CHP üçüncü turda MHP adayını destekleyecekmiş. Hatta, HDP bile bu isme sıcak bakabileceklerini bildirmiş.

Siyasetin cilveleri bunlar. Doğru veya yanlış ama milletvekilleri arasında şimdi bu söylentiler konuşuluyor.

Seçmen, kimseye tek başına iktidar vermediği için zoraki koalisyon kurulması yerine anlaşmalı veya uyumlu koalisyon kurulması veya AK Parti azınlık hükümetinin desteklenmesi gibi kararlarında tartışıldığı Ankara’da daha çok senaryonun geliştirileceği kesin.

Anlaşıldığı kadarı ile CHP MHP’nin kapıları yüzlerine kapatmasına karşı yeni önlemler almış. AKP ile arasını da sıcak tutuyor. Bu kez, iktidar nimetlerini kaçırmak istemediği ortada. Öyle veya böyle hükümete ortak olmak yada iktidarın destekleyici olup, her fırsatta isteklerini yerine getirebilme adına, güvenoyu kozunu elinde bulundurmayı düşünüyor olabilir.

Bu durum, siyasi partilerin geleceği açısından da.

AKP tabanında MHP ile koalisyon yapılmasına yönelik sıkı bir baskılar gelmeye başladı. Çünkü, partinin ekseninden saptığı ve tabanını kaybetme tehlikesi olduğu seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan AKP’nin CHP ile yapacağı olası bir koalisyonda çok fazla oy kaybedeceği görüşü hakim.

CHP içinde de ne olursa olsun, partinin bu kez iktidarda olması gerektiğini düşününler çoğunlukta.

Bakalım, siyasetin matematikçileri nasıl bir formül bulacaklar da bu problemi çözecekler? İktidara giden yolu aydınlatan ışıkların rengi sanırım belli olacak.

Sanırım çok fazla beklemeyeceğiz. Önümüzdeki hafta sonu her şey berrak bir şekilde ortaya çıkacak.