2.Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da taş üstünde taş kalmamıştı.

Savaş sırasında her taraf yakılıp yıkılmıştı.

Avrupa’nın ve bilhassa da Almanya’nın yeniden imarı gerekiyordu.

İşte bu sebeple başta Türkiye olmak üzere yurtdışından işçi getirme kararı aldılar.

İş ve İşçi Bulma Kurumlarında külodundan dişlerine kadar özel olarak kontrol edip seçerek en nitelikli insanlarımızı işçi olarak alıp götürdüler.

Almanya’da bu isçilerimizi tren istasyonlarında sevinç gösterileri ile karşıladılar

***

Türkiye’den alıp götürdükleri sağlam ama çoğu kırsaldan giden bu niteliksiz insanlarımızı orada yerin yüzlerce metre altındaki madenlerde çalıştırdılar.

Bugün Avrupa’nın altı delik deşik olmuşsa bunda en büyük pay Türklerindir.

Türkler en güzel yıllarını Avrupa ve bilhassa Almanya’nın yeraltı madenlerinde çalışarak geçirmişlerdir.

İnsanlarımızın birçoğu da buralarda çeşitli hastalıklara yakalanmış ve sağlıklarından olmuşlardır. Bir kısmı da bu ağır işlere dayanamayarak yurda dönmüşlerdir. Bugün Almanya’nın kalkınmasında Türklerin rolü inkâr edilemez.

Zaman içinde ikinci kuşak dünyaya gelmiştir. Bunlar içinden okuyup yüksek tahsil yapanlar da olmuştur

Böylelikle Türkler sadece işçi olarak kalmamış çeşitli sektörlerde çalışmaya başlamış ve işveren olarak da kendilerine yer edinmişlerdir.

Şu an Avrupa’da üçüncü jenerasyon vardır. Artık onlar bambaşka duygu ve düşüncelerle hareket etmekte, kendilerine daha ileri hedefler belirlemektedirler.

Yeni yetişen neslin milli ve manevi duygulardan yoksun kalmaması için de çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.

Türk Diyanet’inin yurtdışı hizmetlerinin yanında sivil toplum kuruluşları da hizmetlerine devam etmektedirler.

Türkler artık ikinci vatandaşlık olarak da parlamentolarda görev yapmaktadırlar. Seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir.

Diğer taraftan bütün güzelliklere rağmen iyi gitmeyen şeyler de vardır.

1960’lı yıllarda sevinçle karşılanan Türk işçileri bugün ırkçı Alman Neo Nazilerin saldırısı altındadırlar. Türklere ait camilere ve işyerlerine devamlı saldırılar yapılmakta, yakılıp yıkılmaktadır.

Ne hazin bir durumdur ki Alman polisi ve Alman makamları bu saldırılara karşı kayıtsız kalmaktadır.

***

Zamanında işçi olarak bize ihtiyacı olanlar sonradan sırt çevirmişler Türklerin hakkını yemişlerdir. Maalesef bizim insanlarımıza ikinci sınıf insan muamelesi yapılmıştır.

Bu konuda yanlış yapmaktadırlar.

Üç milyon civarındaki Türk nüfusun Alman ekonomisinden çekildiğini düşünelim; o zaman halleri nice olur?

Bugün Alman Biontec aşısını bulan bile bir Türk karı kocadır.

Türkler artık Almanların hiçbir konuda ve hiçbir zaman vazgeçemeyeceği bir unsurdur.

Medeni Türk insanı ile bugüne kadar geçinen Almanların bundan sonra da Türklere karşı özenle davranması kaçınılmazdır.