BU SENARYO ARTIK TUTMAZ…

Ülke olarak biraz balık hafızalı olsak ta işimize geldiği zaman doğruyu hemen bulabilmek gibi bir özelliğimiz var…

Koalisyon idareleri ile yıllarca bin bir zorluğun yaşandığı ülkemizde, benzinin karne ile satıldığı ancak o karnenin benzin olmadığı için hiçbir işe yaramadığı günleri arşivdeki gazeteleri biraz kurcalarsanız kolayca bulabilirsiniz.

Elbette sorun sadece “benzinde” değilmiş o yıllarda, ekmek kuyruğu, yağ kuyruğu, tuz kuyruğu başta olmak üzere tüm zorunlu ihtiyaçlar için insanlar sıraya girmek zorundaymış…

Bırakın zorunlu ihtiyaçları o yıllarda “akşamcı” diye tabir ettiğimiz kesim bile bir şişe rakı için metrelerce kuyruğa girmek zorundaymış. Aslında bu rakı kuyruğuna çok karşı çıktığım söylenemez. Belki kuyrukta durdukça bu zehiri içmekten vazgeçenler olmuştur. Belki de o kuyrukların en faydalı olan özelliği bir tek budur.

Bakın, bu verdiğim örnekler çok eski yıllarda değil, 1977-1978 yıllarında yaşanan şeyler.

Vatandaş; et, süt, margarin, yağ, benzin, pasaport, tüp gaz almak için kuyruğa giriyordu. Az su katılan süt ve eti alabilmek için vatandaşlar kuyruğa giriyor, garları yolcular değil, yağ almak isteyenler dolduruyordu.

Benzin yokluğundan trenlere akın eden vatandaşlar tüm banliyölerine tıka basa binerek işlerine gitmeye çalışıyordu. Şimdilerde geri kalmış ülkelerde gördüğümüz o görüntüleri bu ülke 1977-1978 yıllarında birebir yaşayarak bu acıyı tecrübe etti.

1970’li yıllarda yaşanan bu zorluklar türlü farklılıklar göstererek 2000’li yıllara kadar devam etti. Ancak 2001 sonrası ülke genelinde başlayan değişim havası günümüze kadar gelerek gelecek için yeni bir Türkiye umudunu hepimize aşıladı.

Benzin kuyruğu ile adını duyuran bir ülkeden deniz üzerine “yol” yapan, kendi tankını üreten ve gittikçe büyüyerek küresel bir güç haline gelen yeni bir Türkiye artık hayal değil…

Peki herşey gerçekten kusursuz mu ?

Elbetteki değil, olması da beklenemez.

Ama gidişat fazlasıyla umut verici.

Doların yükselmesi ya da düşmesi artık Türkiye ekonomisinde büyük bir deprem etkisi yaratmıyor. Dünya genelinde yükselişe geçen dolarda bu hareketliliğin organik bir dalgalanma olmadığını aklı başında olan herkes biliyor.

Klasik seçim öncesi hükümetleri zorda bırakacak hamlelerden biri de buydu. Denendi. Ama tutmadı.

İşin özü; ülkedeki istikrarı ve birliği bozmak isteyenlerin kendilerine yeni coğrafyalar bulması artık kaçınılmaz.

Zira bu millet artık uyandı.