Bölünmüşlük lüksleri yokmuş!
Bunu kaldıramazlarmış!
Bu durum,
Helenizim çıkarlarına!
Rum çoğunluğun egemenliğine!
Milli varlıklarına!
Tersmiş!
Bunları ben söylemiyorum!
Anastasiades söylüyor!
GKRY lideri!
Vatikan,
Rum Kilisesi,
Amerika,
İngiltere,
Avrupa…
Herkes bir telaş içinde!
Bölünmüşlüğe son verme gailesi hepsinde ayni!
Egemen Türk varlığının kabülünden söz eden yok!
Kıbrıs Türkleri ise sadece federal oluşumda yetki verilecek bir bölgenin unsurları olarak görülüyorlar!
Bunun anlamı elbet egemenliğimizin kabülü değil!
Devir değişti artık!
Türk olduğumuzu haykırmak!
Egemenliğimizi savunmak!
Dik durmak!
Birilerini rahatsız ediyor!
Kılınçları çekilmiş!
Hançeri gizlice sokacakları yer arıyorlar!
Hedef belli!
Namertler ortada!
Alın size bir ortak açıklama işte!
Heyecan birlerinde diz boyu!
Sanki de Kıbrıs Türk egemenliği kabul gördü!
Sanki de bugüne değin verdiğimiz haklı mücadele yerini buldu!
Hava bunu yansıtıyor!
Bu kadar mı basit herşey?
Hülyalar içerisinde bir aleme sokulan Kıbrıs Türkü
Sonu belli olmayan bir yolda!
Uçurumun eşiğine doğru sürükleniyor!
Gelecek tehdit altında!
O halde,
Susmak bizim için mümkün değil!
Güneyin lideri Anastasiades ortak açıklamadan sonra açık açık söyledi;
“Abd gibi dostlarımızın yardımıyla,
Kıbrıs Rum endişelerini giderecek bir çözüm istiyoruz!
Bölünmüş kalma lüksümüz yok!
Helenizm’in bu ülkedeki varlığını tehlikeye sokmak lüksümüz yok!”
Anastasiades’in bölünmüş kalma korkusunun özünde KKTC’nin varlığının yer aldığı gibi,
Adadaki Türk askerinin meşru varlığı da yatıyor!
Helenizim’den korkmadan bahsediyorlar!
Hemde bunu GKRY lideri gururla söylüyor!
Unutanlara hatırlatalım!
Hellenizim Rumların adanın tek hakimi olma mücadelesinin bir parçası!
Bu uğurda verdikleri Milli Davaları!
Bunun için değilmidir senelerce bizi ezmek için uğraşıyorlar!
Bunun için değilmidir ki senelerdir her alanda darbe vurmaya çabalıyorlar?
Anastasiades yaptığı beyanatın püf noktasını açıklıyor ve diyor ki;
“Kıbrıs Türkleri ve Rumlarının “işgal askerleri” olmadan Avrupa ülkesi olarak AB ilkelerinin,BM anayasası’nın uygulanması , insan hakları ve temel özgürlüklerin güvence altına alınmalı”!
İşte müzakerelerde garantiler gibi hassas bir konunun nasıl sulandırılmak istendiğini ortaya koyan açıklama!
İşte Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri aleyhine bir beyan!
Türk askerini her fırsatta dillendirdikleri “işgal” hamaseti!
AB ilkeleri diyorlar!
3 özgürlük çerçevesinde Kıbrıs Türk tarafında nasıl yerleşeceklerinin planlarını yapıyorlar!
AB’nin ortaklığında, NATO’nun şemsiyesinde bir güvenlik öngörüyorlar!
Ve artık AB var diyorlar!
Korkusuzca, Türkiye, Türk askeri Kıbrıs’tan elini çek diyorlar!
Efendiler!
Federal oluşumlar dünyada farklı!
Tek kimlik, tek egemenlik, tek vatandaşlığın özünde tek yanlı Rum egemenliği yatıyor!
Federal yapılar halen karmaşık bir konu!
Bu oluşumda olan ülkelerdeki yapı birbirinden çok farklı!
Kimisi konfederal yapı, kimisi, bölgesel yetki; kimileri eyalet yapısında!
Peki Kıbrıs Türkleri?
Nasıl bir oluşum içinde yer alması planlanıyor?
Geçmişten bugüne ne değişti?
Hangi Rum söylemi Kıbrıs Türk egemenliğini kabül gördü?
Şayet bunu görselerdi Konfederal bir çözüm denmezmiydi?
İşte Anastasiades’in birkaç gün önceki beyanatında cevabı belirtelim;
Anastasides diyor ki;
“Unutmayalım ki Kıbrıs iki toplumdan oluşuyor. Biri Kıbrıslı Rum çoğunluk, öteki Kıbrıslı Türklerdir”!
Vay be!
Demek Kıbrıs Rum çoğunluğu, ötekiler de Kıbrıs Türkleri,yani azınlık muamelesi!
Kısaca,
Kıbrıs Türkleri halen eşit egemen taraf görülmüyor!
Bunu da kendilerinin sayıca çoğunluğuna bağlıyorlar!
Kelime oyunları ile halkımızı kandırmak için uğraşıyorlar!
Ne üzücüdür ki bir tek siyasi parti çıkıp da Anastasiades’e sen kim oluyorsun bu sözleri benim milletime söylüyorsun diye açıklama yapmıyor!
Tüm bu yapıda, Milli davamıza sahip çıkmak için
Kıbrıs Türk egemenliğini ayaklar altına aldırtmamak için!
Geri dönüşü olmayan bir süreçte yok edilmemek için!
Milli İstiklalimize sahip çıkalım!
Yoksa tarih bize yinelenen acıları bu kez daha sert bir şekilde önümüze koyacaktır!
Emete Gozuguzelli
24 Şub. 14