İkna odaları

Ülkemizde yine sokak terörü hortladı. Bölücüler, yine bölücülüklerini gösterdi. Caddeleri, yolları ateş çemberi haline çevirdi. Gösteriler dinmek bilmiyor. Biri bastırılmaya çalışılırken, diğeri başlıyor. Kobani saldırıları ve İSIT sava

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://bursadameydan.com/

Ülkemizde yine sokak terörü hortladı.

Bölücüler, yine bölücülüklerini gösterdi. Caddeleri, yolları ateş çemberi haline çevirdi.

Gösteriler dinmek bilmiyor.

Biri bastırılmaya çalışılırken, diğeri başlıyor.

Kobani saldırıları ve İSIT savaşının faturası Türkiye’ye çıkarılmak isteniyor.

Bu güne kadar bizler terör konusunda çok ağır bedelli faturalar ödedik.

Genç yaşta pek çok kişiyi toprağa verdik.

Evler yıkıldı. Kamu malları yıkıldı, yakıldı, yok edildi.

İnsanlarımız bazı bölgelerde sokağa çıkamaz hale getirildi.

Bütün bunları bizler yaşadık. Türkiye yaşadı.

Şimdi yine aynı tezgahlar sahnelenmeye başlanmak mı isteniyor?

Huzur ve güven ortamı kime dokundu ki, böylesine yaygara yapılıyor.

Huzur ve güven ortamı kimlere dokundu ki böylesine sokak çatışmaları başlatılmak isteniyor?

Huzur ve güven ortamı kimlere dokundu ki, lafa geldiğinde Atatürkçü kesilip, dağları taşları devirecek gibi konuşanlar, bugün Atatürk büstleri ve heykellerine saldırıyor?

Atatürk’e tekme atma cesaretini kendilerinde nasıl buluyorlar?

Türk bayrağına saldırıyorlar.

Bunları da Kobani olaylarıyla bağdaşlaştırıyorlar.

Çağdaş, modern ve Atatürkçü olduklarını iddia eden bazı kişiler, şimdi ortalıkta yok. Sesleri bile çıkmıyor.

Çünkü, olayları yapanlara bazıları eskiden destek oldular. Hatta bugün dahi bazıları destek olduklarını açıklıyorlar.

Atalarımız bu olayları eski tarihlerde görmüşler ki sözünü etmişler; besle kargayı oysun gözünü…

İşte ülkemizde yaşanılan sokak arbedelerinin durumu vaziyetinin özeti bu.

Kimse, kimseyi haklı göstermeye çalışmasın. Durum gayet basit. Kobani olayları bahane edilip, tıpkı Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi ayaklanma çıkarılmaya gayret gösteriliyor.

Toplumun huzurunu bozuyorlar. Sonra da kalkıp, huzur ve güven ortamından söz ediyorlar.

Bu düşüncede olanlara ikna odaları da fayda etmiyor.

Çünkü, amaçları toplumdaki huzuru ve mutlu yaşamı kolaylaştırmak için gayret sarf etmek değil, kaos ortamı yaratıp kendilerine pay çıkarmak olanların bu ülkeye ve bu millete ve de bu halka ne gibi faydası dokunabilir ki?

Bir yanda Kobani olayları, diğer yanda ise siyasetin bayram arası ve tatili vermiş cilvesi yeniden başladı.

Gözler iktidar Ak Parti’de. 15 ekim Çarşamba günü ilçe bazında delege seçimleri başlayacak. Şu anda, delege seçimlerine katılacak ve delegeleri seçecek olan partili üyelerin listeleri ilçe başkanlıklarında asılı durumda.

Üyeler arasında heyecan büyük.

Ak Parti’de delege olmak, muhalefet partilerinde il yöneticisi olmaktan daha havalı. Çünkü, iş bitirme ve sorunları çözmede kolaylaştırıcı olma gibi güçleri var.

Eskiden delegeler, masa başında teşkilat yöneticileri tarafından belirlenirdi. Şimdi ise durum farklı.

Genel Merkez, genel başkan ve başbakan değişikliğinden sonra partiden çözülmeyi önle adına tek liste ile seçimlere katılma kararı aldı. Bu karar, delege listeleri ve adayları içinde geçerli. Mahalle bazında aralarında uzlaşıp tek liste çıkaracaklar. Aksi halde, seçimler yapılmayacak.

Her ne kadar bu karar uygulanabilir mi, uygulanamaz mı diye tartışma yapılırken, genel merkez Bursa koordinatörü olan milletvekili Hacı Turan Bursa’ya geldi. Delege seçimleri öncesinde teşkilatın nabzını yoklamaya başladı.

Birde, muhtemelen kasım ayı başında başlayacak olan ilçe teşkilat seçimleriyle ilgili mevcut yönetimlerle ilgili halkın takdir, güven ve isteklerini de belirlemeye başladı.

Kulağıma gelen bilgilere göre, Bursa teşkilatında her ne kadar birlik ve beraberlikten söz edilse de içten içe ismi konmamış bir mücadele var.

Bu durumu da takip eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kurban Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma törenindeki konuşmasında zaten anlattı. Arınç; “Ak Parti Türkiye için hizmet için büyük bir şans. Parti teşkilatlarındaki birlik ve beraberliğimizi kimse bozamaz. Ama, ilçelerde beygirlerin ayak tıkırtıları duyulmaya başlandı” sözleriyle teşkilatlarda değişim istendiğinin sinyallerini verdi.

Anlaşılan o ki, Ak Parti teşkilatlarında hem yönetimdeki isimler, hem yeni yönetimde görev almak isteyenlerle ilgili geniş bir uzlaşma zemini için ikna odaları oluşturuluyor.

Tabi, ilçe başkanlıkları da önemli ama Bursa’nın merak ettiği en büyük konu, Ak Parti il başkanının kim olacağı..

Bu isim, ilçe kongreleri yapılmadan bence açıklanmaz. Tabi, teşkilatlarda bazı isimler ortaya atılıp konuşuluyor. Ama, vakit çok erken.