Genelde hafızamız kötü anları belleğinde tutar…
12 Mart deyince de…
İlk aklımıza düşen, darbe…
‘Türk Silahlı Kuvvetleri, 12 Mart Muhtırası’nı verdi.
Başbakan Süleyman Demirel, bu gelişme üzerine istifa etti.
Muhtıra Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu’nun imzasını taşıyordu.’
Aynı 27 Mayıs gibi…
Aynı 12 Eylül gibi…
Belleğimize kazınırken, birçok can kaybı, acılar, darbe mağdurları, onların aileleri…
Tüm darbeler adım adım hazırlandı…
Her darbe sonrası çalışanların hakları gasp edildi…
Sendikalar işlevsiz hale getirildi…
Darbenin gölgesinde yetişti yeni yeni kuşaklar…
Ve fatura hep halka çıktı…
Uluslar arası alanda tüm kayıpları da bu dönemlerde yaşadık…
Sözgelimi, Yunanistan’ın yeniden NATO’ya dönüşünü darbe yöneticileri sağladı…
Yalnızca bizde mi?
12 Mart’ta dünyada da acı olayların yaşandığı tarihler oldu…
Yıl 1938…
Almanya askerî birlikleri, diğer deyişle Naziler, Avusturya’ya topraklarına girdi ve ertesi gün resmen ilhak etti.
Ve…
Yıl 1947…
Harry Truman, ABD Kongresi’nden, Türkiye ve Yunanistan’a Sovyet baskısından kurtarılmaları için toplam 400 milyon dolarlık bir yardımda bulunulması ve bu devletlerin sivil ve askeri personeline ABD’de eğitim verilmesi için yetki istedi.
Bu yardımlar hep sürdü…
Adım adım bağımlılığımız gerçekleşti…
Belki de darbelerin alt yapısının atıldığı yıllar…
Aslında 12 Mart’ta birçok güzellikte var, tarihte…
Ama onları görecek ‘göz’ bırakmadılar…
Yıl 1921…
Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklâl Marşı TBMM’de kabul edildi.
***
Ayakta kalmak…
Güçlü olmak…
Dünyada varlığını bağımsızca gerçekleştirmek…
Ekonomik bağımlılık, kültürel bombardımanlardan sıyrılmak mümkün mü?
Hayatın her alanında, giyimimizden, kullandığımız eşyaya kadar…
‘Global’ dünyanın gücü olmak kolay değil…
Şişe deyip geçmeyin…
12 Mart 1894’de Coca Cola ilk kez şişeye girdi…
O gün bugündür, dünyada girmediği yer kalmadı…