Dokunma…
Sarılma…
Gülümseme…
Hayatın içinde güzel hareketler…
İnsanın sevdiklerine sarılmasından, hayata gülümsemesinden, birbirine dokunmasından daha güzel ne olabilir?
Millete dokunmak serbest…
Vatandaşa serbest…
İş milletin vekiline gelince, dokunmak yasak…
‘Yargı dokunulmazlığı.’
Ya da diğer bir deyişle vekilin ‘suç işleyebilme özgürlüğü’.
Kuşkusuz, hiçbir vekil de vatandaş ta konuştuğu için suçlanmamalı…
Vatandaşa da vekiline de dokunulmamalı…
Vekiller, oylarını kullandılar ve ‘yargı’ya artık dosyası olanlara dokunabilirsiniz dediler de, sizce bu yapılan ‘hukuki’ mi?
Bence değil…
Bir zaman diliminde, bir hedefe yönelik alınan karar…
Peki hukuka uygun bir dokunma kararı çıkamaz mıydı?
Pekala çıkabilirdi…
Kürsü dokunulmazlığı dışında, vekiline, bakanına, başbakanına, cumhurbaşkanına kadar;
Yargı ‘suç’ varsa herkese dokunabilir denilebilirdi.
Ama olmadı…
En azından bu ‘dokunma’ kararının, bundan böyle çeperini genişletmesini de temenni etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden…
HHH
Bir de şimdi, Binali Yıldırım kesinleşti, oklar ona döndü…
Kimi yağdanlık, kimi eleştiri, kimi de yergi, söylemler yazılar…
Kimse kuşkusuz Erdoğan’a rağmen ‘Binali’ olmayacağını zaten biliyordu.
Ne bekliyorlardı ki, mevcut adayların en iyisi seçildi…
Süreci izlemek lazım…
MHP ile ilgili de çok şey yazabiliriz ama, zaten MHP’liler bu konuda çok şey yapıp yazıyor, konuşuyor, onları da takip etmek şart…
Türkiye için umut olabilirler, ‘devlet’e rağmen bu mümkün mü göreceğiz…