Tayyip Bey, Teşekküre geliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerden sonra çıktığı kent gezilerine Bursa ile devam edecek. Erdoğan, yarın Bursa’da olacak.

Ülkemizdeki siyasi yapının değişmesi ve halk hareketlenmesiyle, halkın tercihleriyle devletin yönetim şeklinde değişim yapılması için uğraş veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bursa ziyareti çok önemli.

Nedeni, Bursa gerek Ak Parti genel başkanlığı, gerek başbakanlığı gerekse cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle hep destek oldu. Oylarıyla, Türkiye ortalamasının üzerinde bir destekle sürekli tercihini Ak Parti’den yana kullandı.

Bu yüzden Cumhurbaşkanı seçildikten sonra teşekkür için yurt gezilerine çıkan Recep Tayyip Erdoğan, ilk ziyaret edeceği iller arasına Bursa’yı aldı. Cumhurbaşkanı yarın Bursa’da olacak. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplu açılış ve temel atma törenlerine katılacak.

Erdoğan burada konuşacak.

Gündeme ilişkin görüşlerini açıklayacak.

Ekonomiye ilişkin görüşlerini halkla paylaşacak.

En önemlisi ise, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında tercihini kendisinden yana kullanan Bursa halkına teşekkür edecek.

Bursa Türkiye politikasında her zaman belirleyici rol almıştır. Bu nedenle, Bursa’da iktidar olan, Bursa halkının oylarını toparlayan bir parti, yapılacak ilk genel seçimlerde Türkiye’de de iktidar olur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı görevini sürdürür iken, ziyaret amaçlı geldiği Bursa’da aynen yukarıda söylediğim sözleri söylemişti. O zamanlar Refah Partisi teşkilatlarının toplantısına katılan Erdoğan’ın Ak Parti’yi kurmadan önce yeniden geldiği Bursa’da karşılanması bile iktidarın ayak seslerinin işareti olarak yazılıp çizilmişti.

Erdoğan ne nedenle Bursa’ya ayrı bir önem veriyor.

Nitekim dün, Sarayda kendisini ziyaret eden Türkiye Esnaf ve Sanatkarlarla görüşürken yaptığı açıklamasında 2015 seçimleri sonrası için önemli işaret verdi.
“Türkiye güçlendikçe yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Dün toplu iğne bile üretemeyen bir Türkiye vardı. Dün 70 cente muhtaç bir Türkiye vardı. Bölgesel ve küresel konumuyla artık bambaşka bir Türkiye var. Artık Türkiye’deki bu idari yapıda elbise Türkiye’ye dar geliyor. Bunu aşmamız lazım. Türkiye’yi eskinin kriterleriyle değerlendirenler gerçeği göremiyorlar. Başkanlık sistemi tartışmasında da yanlış yerde duruyorlar.
Bir muhalefet partisinin genel başkanı diyor k; Biz Erdoğan’ın siyah dediğine beyaz, beyaz dediğine siyah deriz. Güya büyük bir laf edecek. Bunu yaparken küçüldükçe küçülecek. Yani sen beyaz olduğunu biliyorsun Erdoğan söylediği için kabul etmiyorsun.
Sırf biz önerdik diye kendi tarihlerine ters düşmek pahasına başkanlık sistemine karşı çıkıyorlar. Başkanlık sistemi o siyasi partinin yıllarca söylediği sistemdir. Merhum Türkeş’in ifade ettiği sistemdir. Hiç kimse parmağını sallayarak terbiye edemesin diye başkanlık sistemi diyoruz.
Türkiye’ye bakıp da Kuzey Kore’yi görmek millet iradesine saygısızlıktır. Biz bu ülkede bir daha “Milli şef” olmasın vesayet odaklarından güç alınmasın diye başkanlık sistemini teklif ediyoruz. Bize diktatör diyenlerin kendi camialarında yaşananlara ne kadar tahammülsüz olduklarını gördük. Hadi tahammül edin neden edemiyorsunuz?” sözleriyle dünyaya çok önemli mesajları iletti.

Erdoğan’ın Türkiye siyasetine ve Türkiye’nin geleceğine yönelik açıklamaları ise epey dikkat çekti;

“Artık manşetlerle, lobilerle yönetilen bir Türkiye yok. Milletin desteğini alarak iktidara gelme hayalleri, umutları yok. Türkiye’yi yönetmek mi istiyorsun gideceksin millete meramını anlatacaksın?
Diyorlar ki; Cumhurbaşkanı denetim mekanizmalarını kaldırıyor. Haşa haşa! Amerika’da çift kamaralı bir sistem var. Bu çok korumalı bir sistem. Biz de çift olmasın tek olsun diyoruz. Bu parlamento neye müsaade ederse başkan onu yapabilir, o kadarını yapabilir. Sen tercihlerinden dolayı gece gündüz millete hakaret et, seçim günü gelince destek iste. Göbeğini kaşıyan adam dediğin millet sana oy verir mi? Oy vermez. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu hiç vermez.
Bana saldıranlara hukuk karşısında karşılık vermek benim nefsi müdafaa hakkımdır. Aslında bunların şöyle sıkı bir ahilik dersine ihtiyacı var. Ahiliğin şartları neydi? Dilini, gözünü, belini bağlı tutacaksın. Edep yahu. El, dil, bel… Budur.
Bu ilkelere uymayanlar, hak ettikleri dersi almışlar ve almaya devam edeceklerdir. Kırşehir’e gitmemi yadırgayanlar var. Meydanlara çıkıyor, konuşuyor deniliyor. Her zaman söylüyorum. Ben tarafım. Ama bu siyasi parti tarafı demek değil, ben milletin tarafımdayım”
Bu konuşmaları muhalefet çok eleştiriyor. Kırşehir gezisini eleştirdiler. Sırada Bursa var. Bursa gezisinde de başlamadan önce muhalefetten eleştiriler başladı.
Bizler, Köşke çıkan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde yepyeni bir görev anlayışı ile tanıştık.
Yarın Bursa’nın konuğu olacak Cumhurbaşkanı, bakalım hangi konularda hangi önemli mesajları verecek?