Dün kaçak sigara üretimi ve satışına göz yumulması sonucunda 160 milyar TL civarında vergi kaybına sebebiyet verdiğini yazmıştım köşe yazımda. İşlerini resmi yapan ruhsat ve TAPDK’sını alıp resmi çalışan esnafın da bu kaçak sigara satışından devletimizin hazinesi kadar zararlı çıktığını yazmaya çalışmıştım.

Bugünkü yazımda yine sigara satışı ile alakalı. Keyifli okumalar diliyorum. Hak verirsiniz ya da vermezsiniz sizin bileceğiniz iş. İşte yazı.

Bir kamyonun şoförü Nevşehirli, muavini de Kırşehirliymiş. Bir gün kamyona 6 metre yüksekliğinde yük yükleyip yola çıkmışlar. Bir süre sonra yüksekliği 5 metre olan bir köprüden geçeceklermiş. Kırşehirli muavin sağa sola bakınmış Nevşehirli şoföre ‘’ Trafik yok geç abi ‘’ demiş J J J

Fıkra tanıdık geldi mi? Bizim ülke ticaretimize, trafikteki durumumuza ne kadar benziyor dimi. Maliyeci yok, denetim yoksa fiş, fatura düzenleyen, sağlıklı bir ticaret yapan yok denecek kadar az. Trafik hele polis yoksa emniyet kemeri takmaya da gerek yok, kırmızı ışıkta durmaya da, hız sınırını önemsemeye de gerek yok. Yazıyorum ama bende böyleyim herhalde. Mutlaka başımızda bir vergi memuru, polis ya da devletin bir adamı olacak. İnşallah onlarda öyle değildir. Onlar da öyleyse tezgâhı kapatıp gidelim. Bir şey konuşmaya yazmaya gerek yok.

Böyle olunca vergi memuru, trafik polisi ne yapsın yakaladıklarını öpüyorlar. Cezayı kesip evlerine, işyerlerine gönderiyorlar. Lakin aşağıda anlatacağım durum çok farklı.

SİGARADAN KOMİSYON ALANA CEZA

Bir zaman TV reklamlarında bir boru firmasının reklamı vardı. Orada usta diğer ustaya seslenerek ‘’ Tut şunun ucunu döşeyelim abi ‘’ diyordu.

Bizimkiler de aynı hesap ölüyü diriyi geçtiler gözü olmayacak işlere diktiler. Nasıl mı?

Acele etmeyin anlatacağım.

Mali Müşavir olduğumu dönem dönem yazılarımda belirtiyorum. Ofisimde hala faal.

Ofisimde oturmuş keyifle çayımı yudumlarken, Market işi yapan bir müşterim selam verip yanıma geldi. Elinde üç adet evrak duruyordu. Gel İbrahim gel otur bakalım hayırdır nedir elindeki evraklar diye sordum.

Bahri bey diyerek başladı söze ‘’ Ticaret bakanlığından geldiler üç adet ceza kestiler gittiler tekrar geleceklermiş ‘’ dedi.

Ver bakalım neden kesmişler diye sormama kalmadı ürünlerin altında fiyat etiketi olmadığından iki tane ceza kesilmiş. Koysaydın etiketini, niye koymadın diye şöyle hafif tatlı sert bir çıkıştım. Peki dedim diğeri neden kesildi. Sigara sattığım bir müşteri şikâyet etmiş olmalı ki kredi kartıyla ödeme yapmak istedi bende 2 TL komisyon uyguladım. ‘’ Üçüncüyü de bundan kestiler.’’ dedi.

Tamam dedim yapacak bir şey yok devletimiz ceza kestiği zaman ödeyeceğiz. Ama geç kalmadan otuz gün içerisinde ödeyelim ki % 25 indirimden de yararlanalım dedim.

Abi ödeyelim ödemesine ama biz sigaradan çok fazla bir kar elde etmiyoruz ki. İşyerindeki nakit döngüsünü sağlıyor sadece. Öyle büyük karlar bıraksa eyvallah hiç sorun etmeyeceğim ama sattığım bir paket sigaranın parasını nakit alamayıp müşteri kredi kartından geçmek isterse ben hesaba giden bu parayı 45 gün sonra alabiliyorum. Faiz uygulatarak çekilen parayı yarın almaya kalkarsam ödeyeceğim komisyon benim sigaradan kazanacağım o az bir karıda götürüyor.

Biliyorsun abi dedi bana sabahın erken saatinde dükkânımızı açıp geç saatlere kadar üç kuruş ekmek parası için müşteri bekliyoruz. Ceza önemli değil devletimiz için canımızı bile seve seve veririz. Hiçbir düzenleme yapmadan bizim para kazanıp kazanmadığımızı bilmeden gelip ceza kemeleri beni üzüyor.

Ben bu ticaret ile işlerde kanun yapma hükmünde yetkili bir makamda olsam yada direkt maliye bakanı olsam bu tarz uygulamaya geçmeden Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar konfederasyon başkanını, bakkallar odaları ve tekel bayiler odaları başkanlarını ve en az üç büyük bankanın müdürünü alır aynı masaya oturur bu soruna bir çözüm arardım.

Belki de sigara ve tekel satışlarında bankalar komisyon almaktan imtina edecekler ve ertesi gün esnaf komisyon faiz ödemeden paralarını hesaplarından çekebilecekler. Bu iş böyle tek taraflı olmaz. Bu ülkenin esnafının ülkesine itimadı kalmaz.

Yazımı çok fazla uzatmadan sonlandırmak istiyorum.

Esenlikler ile kalınız.