Çay içmeye indim her zaman gittiğim işyerimin yakınındaki çay ocağına. Bir çay söyledim ve yudumlamaya başladım önümdeki gazetenin başlıklarına göz atarken. Yanımdaki masada üç kişi oturmuş çay içip sohbet ediyorlardı. Bir ara kulak misafiri oldum istemeden kendi aralarındaki hararetli sohbetlerine.
‘’Üçkağıtçı olmuş herkes dedi.’’ Orta yaşı biraz geçmiş kirli sakallı giyim kuşamı özensiz olduğunu o an farkettiğim muhterem abimiz.
‘’Üçkağıtçı olmuş herkes’’ sözünü işittiğimde gayri ihtiyari dikkatim oraya kaydı. Bakalım ne muhabbet çıkacak kim, niye üçkağıtçı bu arkadaşımın gözünde.
Merak ile onlara çaktırmadan yaptıkları sohbete odaklandım.
Evinin çamaşır makinası arızalanmış. Olabilir hepimizin evinde beyaz eşyalarımız var bazen de maalesef bozulabiliyorlar. Çağırıyoruz buzdolabımızın kapağında her an lazım olabilir diye hazır bulundurduğumuz magneti yapışık olan beyaz eşya tamircisini. Sağ olsun sorunu giderip söylediği parayı alır ve gider. Hepimizin başına gelir bu tarz işler. Kimse durduk yere cebinden para çıkmasını istemez ama hayatın gidişine ters bir olay da değil. Her an bozulabilir çalışan makinalar yapacak bir şey yok. Tamir ettirip kullanmaya devam edeceğiz.
‘’Bir tamirci aldım getirdim eve çamaşır makinasına baktırmak için’’ ,diye söze devam etti hayatından bıkmış gibi görünen abimiz ‘’doğru düzgün bir şey de yapmadı . Birkaç parçayı söktü. Şurası arızalı dedi. Yap usta dedim hanımın ikide birde söylenmesinden kurtulayım. Değiştirdiğini söyleyip şu kadar masrafı var dedi.
‘’Vallahi ne kadar pazarlık ettiysemde imansız herif Nuh dedi Peygamber demedi aldı parasını çatır çatır. On beş dakikada bu kadar para . Biz sanki bu parayı yoldan topluyoruz. Haram zıkkım olsun. ‘’ dedi sinirlenerek
Vallahi dürüst insan kalmadı. Ne malum o parçanın arızalı olduğu. Belkide bozuk olmayan parçayı değiştirdi ve senden onun parasını misliyle aldı diye heyecanla arkadaşının ateşini körükleyip tansiyonunu yükseltmeye çalışırcasına söze girdi masadaki bu olayı can kulağıyla dinleyen diğer biri. Kardeş kakalıyorlar bize. Neler duyuyoruz diye konuştu ağzından tükürük zerrecikleri sağa sola fışkırırken. Anlamıyoruz ki bozuk mu değil mi . Ustanın söyledikleri doğru mu değil mi ?
He vallahi dedi üçüncüsüde ,‘’herkes üçkağıtçı olmuş’’ diye diğer arkadaşlarını destekleyerek harareti biraz daha yükseltti.
Her zaman gördüğümüz duyduğumuz tarzdan bir olay.
Hafiften bir gülümsedim ve kalktım masadan çayımın son yudumunu çekerek ve kendi kendime söylenerek. ‘’ kimseden de duymadım ki şu tamirci geldi işimi on numara yaptı çok az bir para aldı ve gitti , helal olsun’’ dediğini. Yetkili servis çağırsan o da başka bir dert fiyatları piyasaya göre bir miktar daha pahalı. En iyisi gene mahallede bu işi biraz daha ucuza yaptırabileceğimiz arkadaşımızın bu işlerden anlayan, bize tavsiye ettiği usta yada arkadaşı.
Muhtemelen sizlerde bu tarz konuşmalara bir çok kez şahitlik etmişsinizdir.
Hepsimi öyle hayır değil elbette çok dürüst işini aşkla, bir sanata çeviren çok insan vardır. Anlamadığımız kapalı bir kutu bu iş bizim için. Zannedersem hepimizin evdeki makinalarından biri bozulduğunda içi bir cızz ediveriyor. O para cepten çıkıyor ama ama bir çalı dikeninin yün yumağından geçtiği gibi.
Dürüst olan dürüst kalabilen bütün meslek erbaplarına selam olsun. Onlar baş tacı. Lütfen üzerlerine de alınmasınlar. Elbetteki para kazanacaklar kiralarını , vergilerini ödeyerek evlerine ekmek parası görebilsinler.
Sadece halkımızın günlük yaşantısına da sirayet etmiş bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istedim. Kim denetliyor veya nasıl denetleniyor eline bir takım çantası alıp bu işleri yapan kişiler.
Çok sıcakkanlı, muhabbetçi bir milletiz.
Niye birbirimize güvenmiyoruz.
Niye biz bir islam ülkesinde yaşıyoruz , biz müslümanız, biz kardeşiz ,ne aldatırız ne aldanırız ; diyemiyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bahri PALAS
Dürüstlük...
Çay içmeye indim her zaman gittiğim işyerimin yakınındaki çay ocağına. Bir çay söyledim ve yudumlamaya başladım önümdeki gazetenin başlıklarına göz atarken. Yanımdaki masada üç kişi oturmuş çay içip sohbet ediyorlardı. Bir ara kulak misafiri oldum istemeden kendi aralarındaki hararetli sohbetlerine.
‘’Üçkağıtçı olmuş herkes dedi.’’ Orta yaşı biraz geçmiş kirli sakallı giyim kuşamı özensiz olduğunu o an farkettiğim muhterem abimiz.
‘’Üçkağıtçı olmuş herkes’’ sözünü işittiğimde gayri ihtiyari dikkatim oraya kaydı. Bakalım ne muhabbet çıkacak kim, niye üçkağıtçı bu arkadaşımın gözünde.
Merak ile onlara çaktırmadan yaptıkları sohbete odaklandım.
Evinin çamaşır makinası arızalanmış. Olabilir hepimizin evinde beyaz eşyalarımız var bazen de maalesef bozulabiliyorlar. Çağırıyoruz buzdolabımızın kapağında her an lazım olabilir diye hazır bulundurduğumuz magneti yapışık olan beyaz eşya tamircisini. Sağ olsun sorunu giderip söylediği parayı alır ve gider. Hepimizin başına gelir bu tarz işler. Kimse durduk yere cebinden para çıkmasını istemez ama hayatın gidişine ters bir olay da değil. Her an bozulabilir çalışan makinalar yapacak bir şey yok. Tamir ettirip kullanmaya devam edeceğiz.
‘’Bir tamirci aldım getirdim eve çamaşır makinasına baktırmak için’’ ,diye söze devam etti hayatından bıkmış gibi görünen abimiz ‘’doğru düzgün bir şey de yapmadı . Birkaç parçayı söktü. Şurası arızalı dedi. Yap usta dedim hanımın ikide birde söylenmesinden kurtulayım. Değiştirdiğini söyleyip şu kadar masrafı var dedi.
‘’Vallahi ne kadar pazarlık ettiysemde imansız herif Nuh dedi Peygamber demedi aldı parasını çatır çatır. On beş dakikada bu kadar para . Biz sanki bu parayı yoldan topluyoruz. Haram zıkkım olsun. ‘’ dedi sinirlenerek
Vallahi dürüst insan kalmadı. Ne malum o parçanın arızalı olduğu. Belkide bozuk olmayan parçayı değiştirdi ve senden onun parasını misliyle aldı diye heyecanla arkadaşının ateşini körükleyip tansiyonunu yükseltmeye çalışırcasına söze girdi masadaki bu olayı can kulağıyla dinleyen diğer biri. Kardeş kakalıyorlar bize. Neler duyuyoruz diye konuştu ağzından tükürük zerrecikleri sağa sola fışkırırken. Anlamıyoruz ki bozuk mu değil mi . Ustanın söyledikleri doğru mu değil mi ?
He vallahi dedi üçüncüsüde ,‘’herkes üçkağıtçı olmuş’’ diye diğer arkadaşlarını destekleyerek harareti biraz daha yükseltti.
Her zaman gördüğümüz duyduğumuz tarzdan bir olay.
Hafiften bir gülümsedim ve kalktım masadan çayımın son yudumunu çekerek ve kendi kendime söylenerek. ‘’ kimseden de duymadım ki şu tamirci geldi işimi on numara yaptı çok az bir para aldı ve gitti , helal olsun’’ dediğini. Yetkili servis çağırsan o da başka bir dert fiyatları piyasaya göre bir miktar daha pahalı. En iyisi gene mahallede bu işi biraz daha ucuza yaptırabileceğimiz arkadaşımızın bu işlerden anlayan, bize tavsiye ettiği usta yada arkadaşı.
Muhtemelen sizlerde bu tarz konuşmalara bir çok kez şahitlik etmişsinizdir.
Hepsimi öyle hayır değil elbette çok dürüst işini aşkla, bir sanata çeviren çok insan vardır. Anlamadığımız kapalı bir kutu bu iş bizim için. Zannedersem hepimizin evdeki makinalarından biri bozulduğunda içi bir cızz ediveriyor. O para cepten çıkıyor ama ama bir çalı dikeninin yün yumağından geçtiği gibi.
Dürüst olan dürüst kalabilen bütün meslek erbaplarına selam olsun. Onlar baş tacı. Lütfen üzerlerine de alınmasınlar. Elbetteki para kazanacaklar kiralarını , vergilerini ödeyerek evlerine ekmek parası görebilsinler.
Sadece halkımızın günlük yaşantısına da sirayet etmiş bir konuşmayı sizlerle paylaşmak istedim. Kim denetliyor veya nasıl denetleniyor eline bir takım çantası alıp bu işleri yapan kişiler.
Çok sıcakkanlı, muhabbetçi bir milletiz.
Niye birbirimize güvenmiyoruz.
Niye biz bir islam ülkesinde yaşıyoruz , biz müslümanız, biz kardeşiz ,ne aldatırız ne aldanırız ; diyemiyoruz.
Oysaki hepimiz kardeşiz hepimiz aynı gemideyiz.