SON DAKİKA
Hava Durumu

Gençler köylere dönmeli…

Yazının Giriş Tarihi: 20.08.2025 11:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.08.2025 11:35

Ülke ekonomimizin en önemli kalemlerinden biri de hiç şüphesiz Tarım. Ekim dikim, nebatat ve hayvancılık sektörü. Başlı başına koca bir sektördür Tarım. Gelişmekte olan bütün ülkelerde olduğu gibi, Ülkemizin temelini de tarım oluşturmaktadır.( Her ne kadar son yıllarda bu değişme eğilimi göstermiş olsa da.)

Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasının yegane ana unsuru bilinçli tarım yapmaktır. Bunun aksini hiç kimse iddia edemez. Çünkü sürekli artan bir nüfus yapısına sahibiz ve her yıl artan insan nüfusu yemek yeme yani beslenme mecburiyetindedir. Bunun için sağlıklı ve bilinçli tarım yapılmalıdır.

Ülkemizdeki tarım bilinçli olarak yapılamadığını gerekli modernizasyonun sağlanamadığını düşünen kişilerden maalesef biriside benim. Ülkemizde akılcı politikaların üretilememesi, tarlada bizler için sofralarımıza mahsul üreten çiftçilerimizi yıpratmış olup son yıllarda tarımla uğraşan sayısında ciddi miktarlarda azalma göstermektedir. Buna bağlı olarak gençler baba ocaklarında tarla tapanla uğraşmaktansa şehirlerde sigortalı bir iş arayışı içerisine girmişlerdir. Lakin ülke nüfusumuzun hızla artmasına bağlı olarak tarım faaliyetleri önemini yine de yitirmemiştir.

Doğru tarımsal politikaların oluşturulması, tarımsal faaliyetlerin tarihi temellerinin bilinmesine bağlıdır. Konuyu hemen şöyle açayım biraz. Çiftçilik dede’den babaya, babadan oğula, oğuldan toruna geçen bir tecrübe mirasıydı şurada yirmi yıl öncesine kadar. Sonuçta tarım da bir meslektir ve gençlerimizi bu topraklardan kopartıp fabrikalarda köleleştirmemiş olsaydık ülke olarak dededen toruna geçen bir bilgi birikimi mirasına sahip olacaktık.

Ülkemizi yöneten iktidarlaralar sosyal güvence noktasında çiftçime, tarlada güneş altında tarımsal faaliyetlerle uğraşan alın teriyle çalışan köylümüze yeterli derecede güven telkin etmiş olsaydı. Köylerimiz bu derece boynu bükük kalmayacaklardı. Daha iki gün önce on sekiz yaşına kadar eşimin yaşadığı köye ziyarete gittik. Gençlerimizi koruyamamışız köylerde. Çocuk sayısı yetersiz kaldığından Okul kapatılmış. Bir demli çay içmek için köy meydanında ki bir kahvehaneye gidiyoruz. Kahvehanede sohbet eden hepsi appa yani yaşlı, dede, dede. Genç yok desek yeri, varsa da bir iki tane göstermelik. Köylerde yaş ortalaması Altmışa dayanmış. Gençleri mutlaka köye geri döndürecek politikalar üretmeliyiz. Aksi taktirde tarlalarımızda çalışacak insan bulamayacağız. Bu ciddi sorunu hükümet görmemezlikten geliyor ama mahsul üreticisi inanın kara kara düşünüyor. Bakın işçilik maliyetleri yüksek ama ben burada bunu ifade etmiyorum tarlada çalışacak insan bulamayacağız diyorum. Çünkü herkes mühendis, herkes muhasebeci, herkes masa başı bir iş arayışı içerisinde.

Kendi genç nüfusumuzu çoluk çocuğumuzu tarlalarımıza sokamayınca dışarıdan genç işgücü talep edilmesi ile karşı karşıya kalınıyor. Tamamda dışardan alalım diyelim mevsimlik işçiyi. Orada sorun yok mu ki; Son yıllarda tarım alanlarında yurdumuza gelen Suriyeli, Afgan tarım işçisi bulunabiliyordu fakat bunların da ülkelerine geri dönmeleri ile birlikte sıkıntının hat safhada olduğunu tarlalarında mahsül üreten çiftçilerimiz adına biz söyleyelim.

Atatürk döneminde Türkiye’de tarımsal üretimi arttırıcı birçok teknik, mali, hukuki ve örgütsel önlemler alınmıştır. Bu dönemde Türkiye de izlenen tarım politikası olumlu sonuçlar vermiştir. Ama sanayinin gelişmesiyle birlikte Tarım sektörünü sanayiye teslim ederken. Gençlerimizi de köylerden şehirlere taşınma mecburiyetinde bırakmıştır.

Tarımın hava koşullarına bağlı olarak her zaman çiftçimizin yüzünü güldürecek mahsulü verememesi ve iktidarların yeterince tarımsal faaliyetleri desteklememesi sonucu bu sektörde işlerin kötüleşmesine sebebiyet vermiştir. Tarımsal ürün fiyatlarının düşük kalması yada kazanç garantisi veremiyor olması ilgili yetkililerin tarımsal faaliyetlerle geçinme mecburiyetinde olan köylümüzün ve çiftçimizin bu sektörden çekilmesine, bu sektörden para kazanmaya küsmesine yada sadece kendilerine yetecek kadar tarım yapmalarına sebebiyet vermiştir.

Biz bir Tarım ülkesiyiz ve Tarım bizim için öncelikli bir konuma sahiptir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘’ Köylü Milletin efendisidir. ‘’

Tarım Bir ülkenin şüphesiz ana kaynağıdır ve dinamik bir yapıya sahiptir. Ülkemiz ekonomik kalkınma sürecinde tarımın sanayileşmeden sonra ikinci plana atılması hatta sanayi ve inşaat sektöründen sonra üçüncü sıraya atılması çok büyük bir basiretsizliktir.

Tarım alanında Maliyetlerinde sürekli artması da cabası.

SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN: Bakanlığın yapmış olduğu desteklemeler oldukça yetersizdir. Mutlaka tarımı desteklemenin formüllerini masaya yatırmak ve doğru desteklemeler yapmak gerekiyor.

Bu günlük bu kadar. Görüşmek üzere….

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.