Sevgili okuyucularım; bu günkü yazımda sizlerle niye ülke halkı olarak mutlu değiliz, ekonomik olarak niye mutlu değiliz, bu mutsuzluk nereden kaynaklanıyor dilimin döndüğünce, aklımın erdiğince bunu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Bir çok yazımda gelir adaletsizliğinden bahsettim yazılarımda. Ve bu gelir adaletsizliğinin olduğu ülkelerde, o ülkenin vatandaşlarının mutlu olup yüzlerinin gülemeyeceğini defalarca kez yazdım, çizdim bu gazete köşelerinde. Bir kesim halkımız asgari geçim standartlarının altında bir yaşam mücadelesi verirken, azınlık bir kesim de şatafat içerisinde yediği önünde, yemediği ardında, en kalitelisinden, en pahalısından hem de marka giydikleri üstünde. Mutlu olabilmek mümkün mü böyle bir kaosun içerisinde.
Ata sözlerimiz aslında olayı özetliyor, bizim yazdıklarımız sadece teferruattan başka bir şey değil.
“ Biri yer biri bakar, Kıyamet bundan kopar.’’ Birkaç kelimeyle ne kadar çok şey anlatmışlar. Biz de bu konuda sayfalar dolusu yazılar yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışalım.
Benim güzel ülkemde sosyo ekonomik seviye farkı on altı kat olmuş.Maşallah. Çok ayıp
Geçen hafta Emekli Meclisleri Sendikası diye bir sendikanın Gemlik Eğitim Sen şubesinde yaptıkları bir toplantıya katıldım. Aslında konu Kamu Emeklilerinin emekli olduktan sonra aldıkları maaşın, çalışırken aldıkları maaşa göre daha düşük kalması.
Konuşmacı bunu açıklamaya çalışırken kendilerinden yüksek maaş alan diğer kişilerle mukayese ederek olayın önemini anlatmaya çalışıyordu. Ben de kameram ile çekim yaparken bir an dayanamayıp konuşmacının sözünü keserek; öyleyse en büyük sorun maaşların parasal ifadelerinden daha çok maaşlar arasındaki adaletsizlik diyebilir miyiz? diye sordum.
Konuşmayı yarıda kesme pahasına. Konuşmacı beyefendi elbette ki bu sözü onayladı. O bunu alıyor, bu bilmem ne kadar alıyor olayı değil bu çırpınma, Bu çırpınmanın esas anlatmak istediği mevzu ücretler arasındaki büyük uçurumlar yani kısaca ücretlerdeki büyük ADALETSİZLİK.
TÜİK , ilk kez hane halklarının Sosya ekonomik yapısına ilişkin verileri açıkladı. 2022, 2023 ve 2024 verileriyle hazırlanan ve referans dönemi 2023 olan verilere göre, Türkiye deki hane halklarında sosyoekonomik en üst seviye ile en alt hesaplanan sosya ekonomik Seviye (SES) skoruna göre hane halklarının yüzde 1,1 i sosyoekonomik olarak en üst seviye de yer alırken en alt seviyedekilerin oranı yüzde 16,7 olarak belirlendi. Hane halklarının yüzde 11 i üst yüzde 16,4 ü üst altı ve yüzde 19,7 si üst orta seviyede… Alt orta seviyedekilerin oranı 16,5 alt seviyedekilerin oranı da 18,6 olarak hesaplandı. En üst gelir grubunda en yüksek orana sahip il yüzde 2,5 Ankara oldu. Bu ili yüzde 2,4 ile İstanbul izledi. En üst ve üst seviye grubunda yer alan hane halklarında ise ilk sırayı yüzde 28,6 ile İstanbul aldı.
Sevgili okuyucularım. Bu sosya ekonomik seviye farkları yada namı diğer adaletsiz gelir dağılımları bir çok eş arasında aile faciasına dönüşürken çocuklarının sınırsız isteklerine maruz kalıp bunları yerine getiremeyen ebeveynler tarafından hayat çekilmez bir yük haline gelmiştir.
Bu sosya ekonomik adaletsizliğe bir son vermek gerekmektedir. Aksi taktirde Sosya ekonomik durumu iyi olan insanlar gibi yiyip içmek, giyinmek, eğitim almak isteyen sosya ekonomik durumu düşük olanlar hele biraz da helal haram çizgisinden uzaklaşmışlar ise başta hırsızlık, intihar gibi istenmeyen bir çok eyleme yönelebilmektedirler.
Sonuç olarak en önemlisi..
Sosya ekonomik farklılıklar, sosya ekonomik farklılığı düşük olan yerlerde kültürel farklılaşmaya ve kitlesel olarak yozlaşmaya sebebiyet vermektedir.
Dostlarım yazımı burada noktalarken Yunus Emre Hz. Bir şiiriyle hoşça kalın diyorum.
Müslümanlar zamane yatlı oldu,
Helâl yenmez, haram kıymetli oldu.
Okuyan Kur’an’a kulak tutulmaz,
Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.
Haram ile hamir tuttu cihanı,
Fesat işler eden hürmetli oldu.
Şagird üstat ile arbede kılar,
Oğul ata ile izzetli oldu.
Peygamber yerine geçen hocalar,
Bu halkın başına zahmetli oldu.
Yunus, gel âşık isen tövbe et,
Nasûh’a tövbe ucu kutlu oldu.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bahri PALAS
Seviyesizlik farkı…
Sevgili okuyucularım; bu günkü yazımda sizlerle niye ülke halkı olarak mutlu değiliz, ekonomik olarak niye mutlu değiliz, bu mutsuzluk nereden kaynaklanıyor dilimin döndüğünce, aklımın erdiğince bunu sizlere anlatmaya çalışacağım.
Bir çok yazımda gelir adaletsizliğinden bahsettim yazılarımda. Ve bu gelir adaletsizliğinin olduğu ülkelerde, o ülkenin vatandaşlarının mutlu olup yüzlerinin gülemeyeceğini defalarca kez yazdım, çizdim bu gazete köşelerinde. Bir kesim halkımız asgari geçim standartlarının altında bir yaşam mücadelesi verirken, azınlık bir kesim de şatafat içerisinde yediği önünde, yemediği ardında, en kalitelisinden, en pahalısından hem de marka giydikleri üstünde. Mutlu olabilmek mümkün mü böyle bir kaosun içerisinde.
Ata sözlerimiz aslında olayı özetliyor, bizim yazdıklarımız sadece teferruattan başka bir şey değil.
“ Biri yer biri bakar, Kıyamet bundan kopar.’’ Birkaç kelimeyle ne kadar çok şey anlatmışlar. Biz de bu konuda sayfalar dolusu yazılar yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışalım.
Benim güzel ülkemde sosyo ekonomik seviye farkı on altı kat olmuş.Maşallah. Çok ayıp
Geçen hafta Emekli Meclisleri Sendikası diye bir sendikanın Gemlik Eğitim Sen şubesinde yaptıkları bir toplantıya katıldım. Aslında konu Kamu Emeklilerinin emekli olduktan sonra aldıkları maaşın, çalışırken aldıkları maaşa göre daha düşük kalması.
Konuşmacı bunu açıklamaya çalışırken kendilerinden yüksek maaş alan diğer kişilerle mukayese ederek olayın önemini anlatmaya çalışıyordu. Ben de kameram ile çekim yaparken bir an dayanamayıp konuşmacının sözünü keserek; öyleyse en büyük sorun maaşların parasal ifadelerinden daha çok maaşlar arasındaki adaletsizlik diyebilir miyiz? diye sordum.
Konuşmayı yarıda kesme pahasına. Konuşmacı beyefendi elbette ki bu sözü onayladı. O bunu alıyor, bu bilmem ne kadar alıyor olayı değil bu çırpınma, Bu çırpınmanın esas anlatmak istediği mevzu ücretler arasındaki büyük uçurumlar yani kısaca ücretlerdeki büyük ADALETSİZLİK.
TÜİK , ilk kez hane halklarının Sosya ekonomik yapısına ilişkin verileri açıkladı. 2022, 2023 ve 2024 verileriyle hazırlanan ve referans dönemi 2023 olan verilere göre, Türkiye deki hane halklarında sosyoekonomik en üst seviye ile en alt hesaplanan sosya ekonomik Seviye (SES) skoruna göre hane halklarının yüzde 1,1 i sosyoekonomik olarak en üst seviye de yer alırken en alt seviyedekilerin oranı yüzde 16,7 olarak belirlendi. Hane halklarının yüzde 11 i üst yüzde 16,4 ü üst altı ve yüzde 19,7 si üst orta seviyede… Alt orta seviyedekilerin oranı 16,5 alt seviyedekilerin oranı da 18,6 olarak hesaplandı. En üst gelir grubunda en yüksek orana sahip il yüzde 2,5 Ankara oldu. Bu ili yüzde 2,4 ile İstanbul izledi. En üst ve üst seviye grubunda yer alan hane halklarında ise ilk sırayı yüzde 28,6 ile İstanbul aldı.
Sevgili okuyucularım. Bu sosya ekonomik seviye farkları yada namı diğer adaletsiz gelir dağılımları bir çok eş arasında aile faciasına dönüşürken çocuklarının sınırsız isteklerine maruz kalıp bunları yerine getiremeyen ebeveynler tarafından hayat çekilmez bir yük haline gelmiştir.
Bu sosya ekonomik adaletsizliğe bir son vermek gerekmektedir. Aksi taktirde Sosya ekonomik durumu iyi olan insanlar gibi yiyip içmek, giyinmek, eğitim almak isteyen sosya ekonomik durumu düşük olanlar hele biraz da helal haram çizgisinden uzaklaşmışlar ise başta hırsızlık, intihar gibi istenmeyen bir çok eyleme yönelebilmektedirler.
Sonuç olarak en önemlisi..
Sosya ekonomik farklılıklar, sosya ekonomik farklılığı düşük olan yerlerde kültürel farklılaşmaya ve kitlesel olarak yozlaşmaya sebebiyet vermektedir.
Dostlarım yazımı burada noktalarken Yunus Emre Hz. Bir şiiriyle hoşça kalın diyorum.
Müslümanlar zamane yatlı oldu,
Helâl yenmez, haram kıymetli oldu.
Okuyan Kur’an’a kulak tutulmaz,
Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.
Haram ile hamir tuttu cihanı,
Fesat işler eden hürmetli oldu.
Şagird üstat ile arbede kılar,
Oğul ata ile izzetli oldu.
Peygamber yerine geçen hocalar,
Bu halkın başına zahmetli oldu.
Yunus, gel âşık isen tövbe et,
Nasûh’a tövbe ucu kutlu oldu.