Gazze’de açlıktan ölen çocukların sayısı 10 olmuş. Bu cümleyi bundan 100 sene evvel duysaydık abes karşılar mıydık bilmem.
O senelerde iletişim bu kadar güçlü değildi. Nerede nasıl insanların ne şekilde yaşadığı bilgisine bu kadar kolay ulaşamazdık. Yardım elimizi, söylemlerimizi bu kadar kolay rahat uzatamazdık birbirimize.
Gelgelelim sene 2024…
Milenyum yılı. Bir bilgiye erişmek saniyeleri aşmıyor. Ama herhangi bir yerde bir insan açlıktan ölebiliyor. Hele ki çocuk…
Çocuk başka bir şey. Çocuk insanlığın en saf en çaresiz hali…
Çocuklarımızın başına bir şey gelse bundan muhakkak bir yetişkin sorumludur. Ya ihmal vardır ortada ya sorumsuzluk…
Yani bir yerde bir çocuğun doğal olmayan bir sebepten ölmesi senin, benim bizim sorunumuz. Bunu böyle bilmeli bu yükü böyle hissetmeliyiz canım kardeşim.
Bunu bilmek bile insani bir felaket.
Oynaması, okula gitmesi, annesini sinirlendirmesi gereken bir çocuğun açlıkla pençeleşmesi ne demek yahu benim aklım hafsalam almıyor…
İnsanlık modernleştikçe, teknoloji geliştikçe birbirimize zararımız artıyor sanki…
İnsanlık giderek hainleşiyor, giderek canileşiyor.
Bilmek, öğrenmek vicdanımızı pekiştirmek gerekirken biz savaşıyoruz, kendi ırkımızın laneti gibiyiz.
Sadece Gazze’de değil kendi ülkemde, depremzede bir çocuğun son durumunu bilmemek de öyle… Hala susuzlukla pençeleşen insanlar var Hatay’da. Çocuklarına yiyecek bulmak için mücadele eden anneler, babalar var.
Hepsi bizim çocuklarımız çünkü. Hepsi bizim…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emel Demir Akdeniz
Kendi ırkımızın lanetiyiz
Gazze’de açlıktan ölen çocukların sayısı 10 olmuş. Bu cümleyi bundan 100 sene evvel duysaydık abes karşılar mıydık bilmem.
O senelerde iletişim bu kadar güçlü değildi. Nerede nasıl insanların ne şekilde yaşadığı bilgisine bu kadar kolay ulaşamazdık. Yardım elimizi, söylemlerimizi bu kadar kolay rahat uzatamazdık birbirimize.
Gelgelelim sene 2024…
Milenyum yılı. Bir bilgiye erişmek saniyeleri aşmıyor. Ama herhangi bir yerde bir insan açlıktan ölebiliyor. Hele ki çocuk…
Çocuk başka bir şey. Çocuk insanlığın en saf en çaresiz hali…
Çocuklarımızın başına bir şey gelse bundan muhakkak bir yetişkin sorumludur. Ya ihmal vardır ortada ya sorumsuzluk…
Yani bir yerde bir çocuğun doğal olmayan bir sebepten ölmesi senin, benim bizim sorunumuz. Bunu böyle bilmeli bu yükü böyle hissetmeliyiz canım kardeşim.
Bunu bilmek bile insani bir felaket.
Oynaması, okula gitmesi, annesini sinirlendirmesi gereken bir çocuğun açlıkla pençeleşmesi ne demek yahu benim aklım hafsalam almıyor…
İnsanlık modernleştikçe, teknoloji geliştikçe birbirimize zararımız artıyor sanki…
İnsanlık giderek hainleşiyor, giderek canileşiyor.
Bilmek, öğrenmek vicdanımızı pekiştirmek gerekirken biz savaşıyoruz, kendi ırkımızın laneti gibiyiz.
Sadece Gazze’de değil kendi ülkemde, depremzede bir çocuğun son durumunu bilmemek de öyle… Hala susuzlukla pençeleşen insanlar var Hatay’da. Çocuklarına yiyecek bulmak için mücadele eden anneler, babalar var.
Hepsi bizim çocuklarımız çünkü. Hepsi bizim…