Doğaya karşı sorumsuzluğumuz günümüzün en büyük sorunlarından biri haline geldi. Ne kendi türümüz dışındakilerin canına saygımız kaldı ne de yaşadığımız topraklara sevgimiz. Bizi yaşatana ihanet ediyoruz artık.

Doğal kaynakları tüketirken ve çevreyi kirletirken gelecek nesillerin yaşam alanlarını tehlikeye atıyoruz. Çocuklarımızı da umursamıyoruz. Ekosistemlerin dengesini bozuyoruz, kendi yaşamımız dışında doğal yaşamı da tehdit ediyoruz. Cehalet mi bu? Belki de cehaletten gelen cesaret. Başka türlüsü mümkün değil. İnsan bilinçli bir şekilde kendine bunu yapamaz.

Oysa doğanın bir parçasıyız. Doğa ana diyoruz ya hah işte kendi kendimizin anasını ağlatıyoruz. Doğayla olan bağımızı tamamen koparıyoruz.

Fabrikaların bacalarından çıkan zehirli gazlar, sularımızı kirleten atıklar, ormanları yok eden ağaç kesimleri ve plastiklerle dolup taşan denizler... Bunlar, doğaya karşı gösterdiğimiz sorumsuzluğun sadece birkaç örneği.

Peki, bu lanet sorumsuzluk neden bu kadar yaygın hale geldi? Birincisi, insanların kısa vadeli kazançları için doğanın uzun vadeli sağlığını göz ardı etmeleri. Bir diğeri ise bilgisizlik ve bilinçsizlik. Çoğu insan, günlük hayatlarında çevresel etkilerinin farkında olmadan hareket ediyor veya küresel çevre sorunlarının kendilerini doğrudan etkilemeyeceğini düşünüyor.

Bu algı da değiştirilmeye çalışılmadıkça giderek büyüyor. Yayılıyor…

İklim değişikliği, kuraklık, sel, toprak erozyonu gibi çevresel sorunlar sadece doğayı değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini ve ekonomik refahını da derinden etkiliyor.

Çözüm için ilk adım, bireysel sorumluluğumuzu ve hareketlerimizin çevresel etkilerini anlamamız gerekiyor. Sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları edinmek, geri dönüşüm yapmak, enerjiyi ve suyu verimli kullanmak gibi basit adımlarla bile önemli değişiklikler yapabiliriz. Ayrıca, kamuoyunu bilinçlendirmek ve politika yapıcılarına sürdürülebilir çözümler bulmaları için baskı yapmak da kritik öneme sahiptir.

Doğaya karşı sorumsuzluğun farkındalığını artırmak ve harekete geçmek, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğumuzun bir gereğidir. Unutmayalım ki, doğa bizim yaşam kaynağımızdır ve ona gösterdiğimiz saygı ve sorumluluk, aslında kendi varlığımızın da güvencesidir.

***

Bursa da yandı

Nilüfer ilçesi Yolçatı Mahallesi yakınında çıkan yangın büyüdü büyüdü. Görükle kampüsündeki ormanlık alana sıçradı. Kampüsteki doğal yaşam alanında bakılan kızılgeyikler, atlar ve diğer hayvanlar alandan tahliye edildi.

Vali Demirtaş, vatandaşlara yasaklanan ormanlık alana girmemeleri kesinlikle anız yakmamaları bağ, bahçe ve sera temizlik işlerinde ateş kullanımından kaçınmaları, yol kenarlarına yangına neden olabilecek çöp, sigara izmariti vb. maddeleri bırakmamaları, uyarılara dikkat etmeleri ve görülen olumsuzlukları 112 Acil Çağrı Merkezi'ne iletmeleri konusunda uyarıda bulundu.