SON DAKİKA
Hava Durumu

63. Uluslararası Bursa Festivali’ne Merhaba

Yazının Giriş Tarihi: 07.07.2025 10:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.07.2025 10:25

Bursa, tarih boyunca sanatın ve kültürün doğu ile batı arasında kurduğu o köprünün tam ortasında yer alan bir şehir. Bazen kültürel alanındaki çalışmalar eleştirilse de Bursa tüm özelliklerindeki ilkleri barındırdığı gibi bu alandaki başarısını da günden güne artırmakta…

Bursa’nın her anı renklidir. Ancak bazı geceler vardır ki bir şehir sadece yaşanmaz, aynı zamanda hissedilir. İşte 63. Uluslararası Bursa Festivali’nin açılış gecesi, tam da böyle bir geceydi.

Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda perde açıldığında yalnızca bir konser başlamadı, sanatın ve estetiğin kalbi yeniden Bursa’da atmaya başladı. Musica Viva Senfoni Orkestrası ve eşsiz sesiyle Murat Karahan’ın aynı sahnede buluşması, sadece bir müzik şöleni değil, sanatın evrenselliğinin ve birleştirici gücünün adeta vücut bulmuş haliydi. Orkestrayı yöneten ünlü çellist Aleksander Rudin’in dokunuşlarıyla Rus romantizmi, Karahan’ın sesiyle İtalyan operasıyla birleşince, tüyleri diken diken eden bir geceye tanıklık ettik.

Bu tür festivaller, bir şehrin yalnızca sanata ev sahipliği yapmadığını, aynı zamanda ruhunu nasıl canlı tuttuğunu da gösteriyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in sözleri de bu anlamda dikkat çekiciydi: “Bursa’nın dört bir yanında sanat etkinlikleri harika biçimde yorumlanacak. Güzel ortamları hep birlikte yaşayacağız.” Bu cümleler sadece temenni değil, bir vizyonun dışavurumu. Çünkü sanatı yalnızca merkezde değil, 17 ilçeye de yaymak, kültürü tek bir alana hapsetmemek cesaret ister; planlama, irade ve inanç ister.

Açılışta öne çıkan bir başka unsur ise yerel sanatçılara verilen değerdi. Bozbey’in özellikle Bursalı sanatçılara teşekkür etmesi, festivalin sadece bir vitrin değil aynı zamanda bir üretim ve destek sahası olduğunu gösteriyor. Bu sahiplenme, geçmişte zaman zaman eksik kalan bir yönümüzdü.

BKSTV Genel Sekreteri Emre Feza Soysal’ın da belirttiği gibi, bu yıl festival, yalnızca büyük sahnelerde değil; yıl boyunca Bursalılarla buluşma imkanı olmayan etkinlikleri halkla buluşturacak şekilde planlandı. Bu, kültürü “ulaşılamaz” olmaktan çıkarıp sokağa, parka, mahalleye taşımak anlamına geliyor. Ne büyük bir dönüşüm!

Festivalin destekçilerine, yani özel sektör temsilcilerine verilen teşekkür belgeleri de işin bir diğer önemli yönü. Sanat, sadece kamu kurumlarıyla değil; iş dünyasının da desteğiyle yaşar ve gelişir. Uludağ Premium’dan Nilsiad’a, Diniz Holding’den Özdilek’e kadar birçok kurumun katkısı, Bursa’da kültür-sanata olan inancın ne kadar geniş bir zemine yayıldığını gösteriyor.

Ama en önemlisi şu!

Sanatı, “su gibi hayati” gören bir şehirde yaşıyoruz. Ve bu su, artık yalnızca belirli kesimlere değil, her yaşa, her mahalleye akacak. Çünkü Bozbey’in o veciz sözünde olduğu gibi; “Sanatı su yerine koyan insanlarla birlikteyiz.”

Evet, sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur. Ama görüyoruz ki Bursa’da o damar dimdik ayakta. Ve atmaya da devam ediyor.

Hoş geldin 63. Uluslararası Bursa Festivali…
Şehrimizin ruhuna, belleğine, geleceğine hoş geldin.

SEVGİYLE, SANATLA KALIN!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.