Bursa’nın kalbinde, betonun altındaki çürümüşlüğü yenilemek, çatlamış duvarların arasından yeniden umut filizlendirmek kolay değil. Ama başlamadan da hiçbir şey değişmiyor. Osmangazi Belediyesi’nin Çiftehavuzlar Mahallesi’nde başlattığı kentsel dönüşüm projesi bu anlamda önemli bir adım.
Çünkü bu, sadece bir dönüşüm değil, bir irade beyanının ilk harcı…
Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın “bu sadece bir başlangıç” sözü, kulağa tanıdık gelebilir. Zira her belediye başkanı görev süresi boyunca büyük projelere imza atmak ister. Ama bu kez mesele, gösterişli maketler ya da billboard reklamları değil. Mesele, gerçek insanların gerçek evlerinde güvenle yaşayıp yaşayamayacaklarıyla ilgili.
***
Kentsel dönüşüm projeleri çoğu zaman "riskli alan" ilan edilen yerlerde başlar ama risk yalnızca bina temellerinde değil; aynı zamanda siyasetin, bürokrasinin ve kamuoyunun güveninde de gizlidir.
Çiftehavuzlar Mahallesi’nde 15 bin metrekarelik alanda başlayacak dönüşüm, 284 konutluk yeni bir hayatın inşası anlamına geliyor. Her biri 96 metrekarelik 3+1 dairelerden oluşacak bu proje, yalnızca sayılardan ibaret değil.
***
Başkan Aydın, bu süreci tarif ederken dikkat çekici bir ifadeyle “santimetrede hassasiyet” vurgusu yaptı.
Bu, kelimenin tam anlamıyla önemli… Zira yıllardır süren kentsel dönüşüm tartışmalarında en büyük kaygı, vatandaşların mülkiyet haklarının ihlal edilip edilmeyeceğidir. Elde avuçta olanın "metrekare oyunlarıyla" eritilmesi artık vatandaşın en büyük kabusu olmuşken, Aydın’ın şeffaflık ve adalet söylemi kıymetli bir çıkış.
***
Türkiye'nin birçok yerinde, özellikle büyükşehirlerde, kentsel dönüşüm kimi zaman bir rant aracı, kimi zaman da sosyal dokuya zarar veren bir "yeniden inşa" yöntemi haline geldi. Bu yüzden halkın zihninde “dönüşüm” sözcüğüyle birlikte "yerinden edilme" korkusu da büyüyor. Ancak Çiftehavuzlar örneğinde şunu görüyoruz: Belediye, 145 konut karşılığında 114 yeni daire, 19 ticari alan karşılığında da eşdeğer haklar sunarak kayıpsız bir model benimsediğini söylüyor.
Bu, hem mevcut hak sahiplerini korumak adına önemli hem de gelecekte yapılacak dönüşümlere bir model olabilecek nitelikte.
***
Osmangazi’de başlayan bu proje aynı zamanda bir zihniyet dönüşümünün de işareti olabilir. Deprem riski gibi hayati bir gerçeği göz ardı eden yılların ihmalkârlığına karşı planlı, adaletli ve vatandaş merkezli bir dönüşüm anlayışı inşa ediliyor. Hele ki Bursa gibi birinci derece deprem kuşağında yer alan bir şehirde, yapı stoğunun güvenli hale getirilmesi yalnızca belediyelerin değil, toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorumluluğu.
Başkan Aydın’ın “deprem yaşanmadan dönüşümü tamamlamak istiyoruz” cümlesi, bir duanın ötesinde bir hedef koyuyor. Bu hedef, seçim vaatlerinin değil, sosyal bir sorumluluğun ifadesi.
Peki ya sonrası?
Her dönüşüm projesi bir soru işaretiyle başlar ama şeffaflıkla, katılımla ve samimiyetle ilerlerse umutla biter. Çiftehavuzlar’daki proje, demiryolu altı olarak adlandırılan bölgelerde yaygınlaştırılmak istenen yeni bir dönüşüm modelinin ilk ayağı. Eğer bu model başarıyla hayata geçirilirse, Osmangazi için yalnızca binalar değil, güven, yaşam kalitesi ve sosyal aidiyet de yeniden inşa edilebilir. Ancak bu süreç, sadece yerel yöneticilerin iradesiyle değil, merkezi idarenin desteği, vatandaşın katılımı ve kamuoyunun takibiyle sürdürülebilir.
***
Bursa’nın çürüyen yapı stokuna, kronikleşen plansızlığına ve ertelenmiş çözümlerine karşı ilk ciddi adım. Belki de bu yüzden, Çiftehavuzlar’da kazılacak ilk temel, aslında umudun temeli olacak. Ve her şey planlandığı gibi giderse, bu “başlangıç” başka mahallelere de cesaret verecek.
Yeter ki dönüşüm sadece betonla değil, insanla başlasın.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emine KAYA
Çiftehavuzlar’da kentsel başlangıç
Bursa’nın kalbinde, betonun altındaki çürümüşlüğü yenilemek, çatlamış duvarların arasından yeniden umut filizlendirmek kolay değil. Ama başlamadan da hiçbir şey değişmiyor. Osmangazi Belediyesi’nin Çiftehavuzlar Mahallesi’nde başlattığı kentsel dönüşüm projesi bu anlamda önemli bir adım.
Çünkü bu, sadece bir dönüşüm değil, bir irade beyanının ilk harcı…
Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın “bu sadece bir başlangıç” sözü, kulağa tanıdık gelebilir. Zira her belediye başkanı görev süresi boyunca büyük projelere imza atmak ister. Ama bu kez mesele, gösterişli maketler ya da billboard reklamları değil. Mesele, gerçek insanların gerçek evlerinde güvenle yaşayıp yaşayamayacaklarıyla ilgili.
***
Kentsel dönüşüm projeleri çoğu zaman "riskli alan" ilan edilen yerlerde başlar ama risk yalnızca bina temellerinde değil; aynı zamanda siyasetin, bürokrasinin ve kamuoyunun güveninde de gizlidir.
Çiftehavuzlar Mahallesi’nde 15 bin metrekarelik alanda başlayacak dönüşüm, 284 konutluk yeni bir hayatın inşası anlamına geliyor. Her biri 96 metrekarelik 3+1 dairelerden oluşacak bu proje, yalnızca sayılardan ibaret değil.
***
Başkan Aydın, bu süreci tarif ederken dikkat çekici bir ifadeyle “santimetrede hassasiyet” vurgusu yaptı.
Bu, kelimenin tam anlamıyla önemli… Zira yıllardır süren kentsel dönüşüm tartışmalarında en büyük kaygı, vatandaşların mülkiyet haklarının ihlal edilip edilmeyeceğidir. Elde avuçta olanın "metrekare oyunlarıyla" eritilmesi artık vatandaşın en büyük kabusu olmuşken, Aydın’ın şeffaflık ve adalet söylemi kıymetli bir çıkış.
***
Türkiye'nin birçok yerinde, özellikle büyükşehirlerde, kentsel dönüşüm kimi zaman bir rant aracı, kimi zaman da sosyal dokuya zarar veren bir "yeniden inşa" yöntemi haline geldi. Bu yüzden halkın zihninde “dönüşüm” sözcüğüyle birlikte "yerinden edilme" korkusu da büyüyor. Ancak Çiftehavuzlar örneğinde şunu görüyoruz: Belediye, 145 konut karşılığında 114 yeni daire, 19 ticari alan karşılığında da eşdeğer haklar sunarak kayıpsız bir model benimsediğini söylüyor.
Bu, hem mevcut hak sahiplerini korumak adına önemli hem de gelecekte yapılacak dönüşümlere bir model olabilecek nitelikte.
***
Osmangazi’de başlayan bu proje aynı zamanda bir zihniyet dönüşümünün de işareti olabilir. Deprem riski gibi hayati bir gerçeği göz ardı eden yılların ihmalkârlığına karşı planlı, adaletli ve vatandaş merkezli bir dönüşüm anlayışı inşa ediliyor. Hele ki Bursa gibi birinci derece deprem kuşağında yer alan bir şehirde, yapı stoğunun güvenli hale getirilmesi yalnızca belediyelerin değil, toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorumluluğu.
Başkan Aydın’ın “deprem yaşanmadan dönüşümü tamamlamak istiyoruz” cümlesi, bir duanın ötesinde bir hedef koyuyor. Bu hedef, seçim vaatlerinin değil, sosyal bir sorumluluğun ifadesi.
Peki ya sonrası?
Her dönüşüm projesi bir soru işaretiyle başlar ama şeffaflıkla, katılımla ve samimiyetle ilerlerse umutla biter. Çiftehavuzlar’daki proje, demiryolu altı olarak adlandırılan bölgelerde yaygınlaştırılmak istenen yeni bir dönüşüm modelinin ilk ayağı. Eğer bu model başarıyla hayata geçirilirse, Osmangazi için yalnızca binalar değil, güven, yaşam kalitesi ve sosyal aidiyet de yeniden inşa edilebilir. Ancak bu süreç, sadece yerel yöneticilerin iradesiyle değil, merkezi idarenin desteği, vatandaşın katılımı ve kamuoyunun takibiyle sürdürülebilir.
***
Bursa’nın çürüyen yapı stokuna, kronikleşen plansızlığına ve ertelenmiş çözümlerine karşı ilk ciddi adım. Belki de bu yüzden, Çiftehavuzlar’da kazılacak ilk temel, aslında umudun temeli olacak. Ve her şey planlandığı gibi giderse, bu “başlangıç” başka mahallelere de cesaret verecek.
Yeter ki dönüşüm sadece betonla değil, insanla başlasın.