Herkes yazdı, çizdi bu programı…Ben biraz geç kaldım fakat yine de yazmaya değer bir program.

Zaten önemli sunumlar, şehre kazandırılan yatırımlar hangi zaman olursa olsun hep yazılır.

Bu haftaki köşemin konusu Osmangazi…

Bazen bir sunum, bir yönetim anlayışının aynasıdır.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın “550 Günde Neler Yaptık?” toplantısı da tam olarak böyleydi. Parıltılı ışıkların, gür sesli alkışların olmadığı; sade ama dolu dolu bir tablo…

550 günün içinden geçen bir emek hikayesiydi o gün anlatılanlar.

***

Erkan Aydın’ın sunumunu izlerken ilk fark edilen şey, siyasetin klasik “şov” refleksinden uzak durmasıydı. Teknik bir aksaklık olduğunda dahi kürsüyü terk etmeden, kendi eliyle idare etti.
Ne büyük laflar etti, ne de alkış toplamak için cümle kurdu. Anlattıkları, süslü afişlerden değil, sahadaki alın terinden ibaretti.

Bu duruş, aslında Aydın’ın Osmangazi’ye nasıl yaklaştığını da gösteriyor:
Görev makam değil, sorumluluk alanıdır.
Ve o sorumluluğu, 31 Mart 2024’te aldığı 227 bin 876 oyun yüklediği anlamla birlikte taşımaya devam ediyor.

***

Bakın neler yapılmış!

550 günde, 35 temel atma ve açılış yapılmış. Henüz açılmayan 3 kreş, 1 sağlık ocağı ve 4 yeni yapı da sırada.
Matematik basit: Ortalama her 20 günde bir yeni hizmet.

Ama asıl anlam, rakamların ardındaki insan hikayelerinde gizli.

Kent Lokantalarında 300 bin kişi sıcak yemek yedi. Genç Kafe, 400 bin gencin buluşma noktası oldu. Emekliler, 5 liraya çay içip nefes aldı. Somuncu Baba Fırını, 2 milyon 200 bin ekmekle sofralara umut taşıdı. 85 bin kişiye çorba, 4 bin kişiye kıyafet desteği…

Bu sadece sosyal yardım değil; şehirde onurla yaşama imkânı yaratmak demek. Çünkü bugün Türkiye’de bir bardak çay bile bazı insanlar için lüks haline geldiyse, bu hizmetlerin adı artık “belediyecilik” değil, toplumsal vicdandır.

***

Aydın’ın sosyal belediyecilikteki en anlamlı adımlarından biri, kreş yatırımları.
Çünkü her açılan kreş, bir annenin yeniden istihdama dönmesi, bir çocuğun güvenli bir ortamda büyümesi demek.
Sözle değil, yapıyla kadınların hayatına dokunmak… İşte gerçek kalkınma bu.

***

Bursa yıllardır “kentsel dönüşüm” kelimesini duymaktan yoruldu. Ama Osmangazi’de, bu defa kelimeler değil, imzalar konuşuyor.
Çiftehavuzlar’da 15 bin metrekarelik alanda hak sahiplerinin %80’iyle anlaşmalar tamamlanmış. Yakında yıkımlar başlayacak.

Kentsel dönüşüm, bir belediye başkanının geleceğe bıraktığı en somut mirastır.
Kültürpark’ı Bursa’ya kazandıran Reşat Oyal nasıl bir iz bıraktıysa, bugünün yöneticileri de geleceğin Bursa’sını şekillendiriyor.

“Mega Projemiz Yok” Demek Cesaret İşidir

Belki de toplantının en çarpıcı cümlesi buydu:

“Mega projemiz yok.”

Siyasette, kulağa “eksiklik” gibi gelen bu ifade aslında dürüstlüğün en saf hali.
Çünkü asıl mesele devasa binalar değil; dayanışma duygusunu yeniden inşa etmek.
Aydın, hayali değil gerçeği tercih etmiş. Bütçesiz vaatlerin yerine, halkın hayatına dokunan küçük ama sürdürülebilir adımları koymuş.

***

Osmangazi’de olup biten, büyük manşetlerin değil ama sokakların gerçeği.
Gösterişsiz, sade ama bir o kadar derin bir belediyecilik anlayışı…
Belki dev projeler yok ama her sabah ekmeğini aldığı fırında, çorbasını içtiği lokantada, çocuğunu bıraktığı kreşte bu 550 günün izi var.

Ve bazen, bir kentin kaderini değiştiren şey; devasa binalar değil, bir bardak çayla kurulan insani bağdır.

SEVGİYLE KALIN!