Üniversite tercih dönemi…
Her yıl on binlerce gencin, geleceğini belirleyecek o kritik kararı verirken yaşadığı belirsizlik, tereddüt, bazen de pişmanlık dolu süreç. Kaçımız bu kararları tam olarak ne istediğimizi bilerek verdik? Kaçımız “keşke bu bölümü seçmeseydim” demedik?
Bu anlamda…
Bursa Teknik Üniversitesi’nin (BTÜ) hayata geçirdiği “Tercihten Önce Üniversiteni Yaşa” projesi tam da bu sorulara somut bir yanıt niteliğinde. Türkiye’de ilk kez uygulanan bu model, lise öğrencilerine henüz tercih yapmadan önce üniversite atmosferini yaşama, seçtikleri bölümlerde bir ay boyunca birebir deneyim kazanma fırsatı sunuyor.
Buna sadece bir tanıtım çalışması değil, gençlerin hayatına yön verecek deneyimsel bir rehberlik sistemi diyebiliriz.
Teoridendeneyime, ezberden keşfe götürecek bu uygulama için
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, projenin ruhunu şu cümleyle özetliyor, “BTÜ, hayallerin büyüdüğü, soruların çoğaldığı bir yaşam alanıdır.”
Bu cümle, aslında klasik eğitim anlayışından “yaşayarak öğrenme” modeline geçişin işaret fişeği.
Gençler artık sadece kitaplardan, sunumlardan, tabelalardan değil; bizzat laboratuvardan, atölyeden, derslikten, hatta üniversite koridorlarından öğreniyor.
Bir gencin henüz lise sıralarındayken bir mühendislik laboratuvarında proje çalışmasını gözlemlemesi, bir mimarlık öğrencisiyle maket üzerinde fikir alışverişi yapması ya da bir akademisyenden ders dinlemesi; geleceğe dair farkındalık düzeyini katbekat artırır.
Bu proje, üniversite tercihlerini şansa değil, bilinçli seçimlere dayandıran bir eğitim devrimidir.
Velilerin gözünden bakınca da tablo çok anlamlı.
Evladının dört yılını, hatta geleceğini emanet edeceği alanı önceden tanıması, her anne babaya güven duygusu kazandırıyor.
Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu’nun ifade ettiği gibi, bu iş birliği sadece bir “proje” değil; akademi ile hayatı, teoriyle pratiği buluşturan bir köprü.
Gençlerin “geleceğimize doğru yön verebilmek adına çok etkili oldu” demesi, bu modelin ne kadar doğru bir yerden kurgulandığını gösteriyor.
BU PROJE NE KAZANDIRIR?
Bu adımın uzun vadeli yansımaları oldukça güçlü olabilir:
* Doğru tercih oranı artacak. Yanlış bölüm seçimi nedeniyle yaşanan mutsuzluklar ve okul bırakma oranları düşecektir.
* Üniversiteler daha bilinçli öğrenci profiline kavuşacak. Bu da akademik verimi artıracaktır.
* İş gücü piyasası daha doğru yönlendirilecek. Gençler ilgi ve yeteneklerine uygun alanlarda uzmanlaşacak.
* Eğitim sistemi “ezber”den “deneyim”e evrilecek. Öğrenme, yaşanabilir ve anlamlı hale gelecek.
* Türkiye, eğitimde model ülke olabilir. Bu sistem diğer üniversitelere yayılırsa, tercihlerden kariyer planlamasına kadar yepyeni bir anlayış doğabilir.
Bugün BTÜ’nün attığı bu adım, belki de gelecekte Türkiye’deki üniversiteye geçiş sistemini kökten değiştirecek bir örnek olacak.
Çünkü gençleri “tercih yapmaya” değil, “kendini tanımaya” teşvik ediyor.
Ve en önemlisi; bu ülkenin gençlerine diyor ki: “Sen geleceğini tesadüflere bırakma, önce yaşa, sonra karar ver.”
Eğer bu yaklaşım yaygınlaşırsa, yarın üniversite sıralarında daha mutlu, daha kararlı ve ne istediğini bilen bir gençlik göreceğiz.
İşte o zaman, eğitim sadece bir zorunluluk değil, bir keşif yolculuğu haline gelecek.
SEVGİYLE KALIN!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emine KAYA
Üniversiteyi tercihten önce yaşamak
Üniversite tercih dönemi…
Her yıl on binlerce gencin, geleceğini belirleyecek o kritik kararı verirken yaşadığı belirsizlik, tereddüt, bazen de pişmanlık dolu süreç. Kaçımız bu kararları tam olarak ne istediğimizi bilerek verdik? Kaçımız “keşke bu bölümü seçmeseydim” demedik?
Bu anlamda…
Bursa Teknik Üniversitesi’nin (BTÜ) hayata geçirdiği “Tercihten Önce Üniversiteni Yaşa” projesi tam da bu sorulara somut bir yanıt niteliğinde. Türkiye’de ilk kez uygulanan bu model, lise öğrencilerine henüz tercih yapmadan önce üniversite atmosferini yaşama, seçtikleri bölümlerde bir ay boyunca birebir deneyim kazanma fırsatı sunuyor.
Buna sadece bir tanıtım çalışması değil, gençlerin hayatına yön verecek deneyimsel bir rehberlik sistemi diyebiliriz.
Teoriden deneyime, ezberden keşfe götürecek bu uygulama için
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, projenin ruhunu şu cümleyle özetliyor, “BTÜ, hayallerin büyüdüğü, soruların çoğaldığı bir yaşam alanıdır.”
Bu cümle, aslında klasik eğitim anlayışından “yaşayarak öğrenme” modeline geçişin işaret fişeği.
Gençler artık sadece kitaplardan, sunumlardan, tabelalardan değil; bizzat laboratuvardan, atölyeden, derslikten, hatta üniversite koridorlarından öğreniyor.
Bir gencin henüz lise sıralarındayken bir mühendislik laboratuvarında proje çalışmasını gözlemlemesi, bir mimarlık öğrencisiyle maket üzerinde fikir alışverişi yapması ya da bir akademisyenden ders dinlemesi; geleceğe dair farkındalık düzeyini katbekat artırır.
Bu proje, üniversite tercihlerini şansa değil, bilinçli seçimlere dayandıran bir eğitim devrimidir.
Velilerin gözünden bakınca da tablo çok anlamlı.
Evladının dört yılını, hatta geleceğini emanet edeceği alanı önceden tanıması, her anne babaya güven duygusu kazandırıyor.
Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu’nun ifade ettiği gibi, bu iş birliği sadece bir “proje” değil; akademi ile hayatı, teoriyle pratiği buluşturan bir köprü.
Gençlerin “geleceğimize doğru yön verebilmek adına çok etkili oldu” demesi, bu modelin ne kadar doğru bir yerden kurgulandığını gösteriyor.
BU PROJE NE KAZANDIRIR?
Bu adımın uzun vadeli yansımaları oldukça güçlü olabilir:
* Doğru tercih oranı artacak. Yanlış bölüm seçimi nedeniyle yaşanan mutsuzluklar ve okul bırakma oranları düşecektir.
* Üniversiteler daha bilinçli öğrenci profiline kavuşacak. Bu da akademik verimi artıracaktır.
* İş gücü piyasası daha doğru yönlendirilecek. Gençler ilgi ve yeteneklerine uygun alanlarda uzmanlaşacak.
* Eğitim sistemi “ezber”den “deneyim”e evrilecek. Öğrenme, yaşanabilir ve anlamlı hale gelecek.
* Türkiye, eğitimde model ülke olabilir. Bu sistem diğer üniversitelere yayılırsa, tercihlerden kariyer planlamasına kadar yepyeni bir anlayış doğabilir.
Bugün BTÜ’nün attığı bu adım, belki de gelecekte Türkiye’deki üniversiteye geçiş sistemini kökten değiştirecek bir örnek olacak.
Çünkü gençleri “tercih yapmaya” değil, “kendini tanımaya” teşvik ediyor.
Ve en önemlisi; bu ülkenin gençlerine diyor ki: “Sen geleceğini tesadüflere bırakma, önce yaşa, sonra karar ver.”
Eğer bu yaklaşım yaygınlaşırsa, yarın üniversite sıralarında daha mutlu, daha kararlı ve ne istediğini bilen bir gençlik göreceğiz.
İşte o zaman, eğitim sadece bir zorunluluk değil, bir keşif yolculuğu haline gelecek.
SEVGİYLE KALIN!