AK Parti’nin seçim sürecine girmesiyle birlikte Bursa’da tartışmalarında fitili ateşlendi.
İlçe teşkilatları yenilenecek mi?
İl yönetiminde yeniden yapılanmaya gidilecek mi?
Peki İl Başkanı Ayhan Salman koltuğunu koruyacak mı?
Toplumsal yaşamın tam merkezinde yaralan gazetecilerin bu noktadaki görüş ve düşünceleri de ister istemez ön plana çıkıyor.
Bu görüş ve düşünceler sosyal meydanında desteği ile çok sayıda okuyucuya ulaşıyor.
Siyaset üfürükçülerden edinilen fikirler, görüşler, duygu ve düşünceler, aynı anda bir paylaşım alanı oluşturduğundan, gerçekleri ortaya koymak, iddialı yazmak, inandırıcı olmak basın çalışanlarına da ayrı bir sorumluluk yüklüyor.
Başta gazeteciler olmak üzere toplumun her kesimi tarafından farklı yorumlar düşünceler ortaya konuluyor, deyim yerinde ise doğmamış çocuğa don biçiliyor..
Bursa yapılan son seçimlerde Ak Parti her ne kadar oy kaybetmiş olsa da,alınan sonucu “Tam bir başarısızlık” olarak değerlendirmek doğru değil.
Her şeye rağmen Başkan Alinur Aktaş başkanlık koltuğuna oturmuştur.
Şunu bir defa ifade etmek istiyorum;
Mevcut duruma bakıldığında, TBMM İnsan hakları komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu,ile birlikte seçimden sonra sürekli sahada bulunan Bursa milletvekilleri,Mustafa Esgin, Refik Özen, Ahmet Kılıç gibi isimlerin ve Başkan Alinur Aktaş’ın desteğini alamayan hiç kimse,İl Başkanlığı koltuğuna oturamaz.
Bu destek mevcut İl Başkanı Ayhan Salman’a verilecek mi; onu da zaman gösterecek.
Henüz bu konuda kimse tavrını net olarak ortaya koymadı.
Burada önemli olan kimlerin yeniden yönetimlerde yer alacağından çok kimlerin yönetimlere giremeyeceğidir.
Kıstaslar teşkilat üst yönetimi tarafından günler öncesi deklere edildi. Ayrıntıya girmek bir anlam ifade etmez.
Burada en önemli konu ise;
Bugüne kadar, yazı yazdığı köşesini kendine kale edinip, toplumu yanlış yönlendirmekle, demagoji edebiyatı yapmakla da bir yere varılamayacağını artık birilerinin anlamasıdır.
Bakın, bu kentin öyle bir yapısı var ki;edebiyatçısı diğer edebiyatçıdan, siyasetçisi bir başka siyasetçiden hoşlanmıyor.
Köşe yazarı en doğru benim ve sadece ben doğruları yazabilirim teranelerinde.
Geçmişte aynı havayı çalanların nasıl hayal kırıklığına uğradığı,henüz hafızalardan silinmedi.
Şöyle geriye dönüp bir bakalım;
Teşkilatlardan sorumlu İl Başkan yardımcılığının ardından Yıldırım Belediye Başkanlık koltuğuna oturan İsmail Hakkı Edebali’nin yerine Oktay Yılmaz’ın aday gösterilmesi,önseçimlerde birinci olan Önder Matlı gibi bir ismin 11’nci sırada kendine yer bulabilmesi,birilerine bir şeyler hatırlatıyor olabilir.
O dönemlerde ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganı hükmünü kaybettiğinden ‘Yaşa,var ol büyük Başkan’ diye lanse edildiğini,ayakta alkışlandığını hatırlıyorum.
Bursa siyaset arenasında yaşananlardan bugün birileri ders almalı ki içinde bulundukları siyasi kulvarda, kiminle nereye koşacaklarının hesabını ona göre yapmalı.
Tabi ki burada benim sözüm,siyaseti insana hizmet olarak görenlere değil,siyasetin borazancılığına soyunup,elindeki gücün hiç bitmeyeceğini düşünenlere..
Kelle ücretini peşin alanların borazancılığını anlıyorum da tükettiği soluğun ücretini bırakın peşin, sonradan bile alamayacak olan emir kulu vokalistlerin,emir demiri kestikten sonra bile hücum borusunu çalacaklar mı merak ediyorum.
Yoksa küsüp bir kenara mı çekilecekler…
Diğer bir merak  konusu da üfürükçülerin durumu.
Üfürmeye devam edecekler mi?
Gerçekten merak ediyorum.
Yaz siz…