Bursa siyaseten hareketli günlerden geçiyor. Polemiklerin, meydan okumaların eksik olmadığı şu günlerde, kente gelen isimlerden biri de son dönemin dikkat çeken isimlerden Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu oldu.
İl Başkanlığı açılışı vesilesiyle Bursa’ya gelen Ağıralioğlu, sert eleştirilerle dolu ama kırıcı olmayan bir dille Türkiye siyasetinin bir röntgenini çekti adeta. Konuşmasında “Devlet hak ettiği itibarı bulamadı, millet zenginleşemedi, çocukların hayalleri gerçekleşmedi, emekli hakkını alamadı,” diyerek iktidarın karnesini en kırık haliyle kamuoyunun önüne koydu.
Esasen bizler siyasette böyle ifadeler duymaya alışığız. Ancak Ağıralioğlu’nun tarzı biraz farklı. Üslubu yumuşak, dili nezaketli ama içeriği hayli sert. “Azmin ve ahlakın yürüyüşü” dediği Anahtar Parti’yi klasik bir siyasi oluşumdan öte, bir duruş olarak tanımlaması da bu farklılığın bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Ama asıl dikkat çeken bölüm benimde katıldığım sabah saatlerinde gazetecilerle yaptığı sohbette geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye doğrudan yüklenen Ağıralioğlu, çözüm sürecindeki İmralı görüşmelerini hatırlatarak, “Bir yanda terörsüz Türkiye diyorsunuz, diğer yanda İmralı’daki katile Kürtlerin kanaat önderi muamelesi yapıyorsunuz. Biz buna hayır diyoruz,” diyerek sert bir çizgi çizdi.
Ağıralioğlu’nun bu çıkışı aslında sadece bir siyasi polemik değil, milliyetçilik anlayışına dair ciddi bir sorgulama da içermeside dikkatlerden kaçmadı.
“Milliyetçiliğimiz iş olamadı, aş olamadı, eğitim sistemini ayağa kaldıramadı,” derken, hamasetin yerine reel sorunları koyan bir siyasetin sinyallerini verdi.
Peki, bu söylem karşılık bulur mu?
Henüz altı aylık bir parti olan Anahtar Parti'nin anketlerde ilk yediye girmesi azımsanacak bir gelişme değil. Elbette Türk siyasetinin hafızası biraz zayıftır; daha önce AK Parti'den kopup kurulan nice partiler var: Gelecek Partisi, DEVA… Bugün geldikleri nokta ortada.
Ama Yavuz Ağıralioğlu’nun üslubu, siyasi tecrübesi ve sahada gördüğü ilgi, bu yeni hareketin bir “üçüncü yol” arayışına yanıt verebileceği ihtimalini de beraberinde getiriyor. Açık konuşalım: Bursa’daki açılışta gösterilen ilgi, sıradan bir açılıştan fazlasıydı. Toplumda bir karşılık arayışı olduğunun işaretlerini verdi.
Yıllardır takip ederim..Siyaset uzun soluklu bir yolculuktur.Bugün gösterilen ilgi, yarının oyu olmayabilir. Ama şu da bir gerçek: Türkiye yeni bir siyasi nefes arayışı var. Yavuz Ağıralioğlu ve Anahtar Parti bu boşluğu doldurabilir mi, yoksa diğer yeni partiler gibi zamanla erir mi, bunu zaman gösterecek.
Ama gördüğümüz kadarıyla Ağıralioğlu, “Biz buradayız,” demekle kalmadı, “Sözümüz var, iddiamız var,” da dedi.
Bu saatten sonra gözler, Anahtar Parti’nin ne yaptığına değil, ne yapabileceğine çevrilmiş durumda.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Anahtar siyasetin "Kilidi" olur mu?
Bursa siyaseten hareketli günlerden geçiyor. Polemiklerin, meydan okumaların eksik olmadığı şu günlerde, kente gelen isimlerden biri de son dönemin dikkat çeken isimlerden Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu oldu.
İl Başkanlığı açılışı vesilesiyle Bursa’ya gelen Ağıralioğlu, sert eleştirilerle dolu ama kırıcı olmayan bir dille Türkiye siyasetinin bir röntgenini çekti adeta. Konuşmasında “Devlet hak ettiği itibarı bulamadı, millet zenginleşemedi, çocukların hayalleri gerçekleşmedi, emekli hakkını alamadı,” diyerek iktidarın karnesini en kırık haliyle kamuoyunun önüne koydu.
Esasen bizler siyasette böyle ifadeler duymaya alışığız. Ancak Ağıralioğlu’nun tarzı biraz farklı. Üslubu yumuşak, dili nezaketli ama içeriği hayli sert. “Azmin ve ahlakın yürüyüşü” dediği Anahtar Parti’yi klasik bir siyasi oluşumdan öte, bir duruş olarak tanımlaması da bu farklılığın bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Ama asıl dikkat çeken bölüm benimde katıldığım sabah saatlerinde gazetecilerle yaptığı sohbette geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye doğrudan yüklenen Ağıralioğlu, çözüm sürecindeki İmralı görüşmelerini hatırlatarak, “Bir yanda terörsüz Türkiye diyorsunuz, diğer yanda İmralı’daki katile Kürtlerin kanaat önderi muamelesi yapıyorsunuz. Biz buna hayır diyoruz,” diyerek sert bir çizgi çizdi.
Ağıralioğlu’nun bu çıkışı aslında sadece bir siyasi polemik değil, milliyetçilik anlayışına dair ciddi bir sorgulama da içermeside dikkatlerden kaçmadı.
“Milliyetçiliğimiz iş olamadı, aş olamadı, eğitim sistemini ayağa kaldıramadı,” derken, hamasetin yerine reel sorunları koyan bir siyasetin sinyallerini verdi.
Peki, bu söylem karşılık bulur mu?
Henüz altı aylık bir parti olan Anahtar Parti'nin anketlerde ilk yediye girmesi azımsanacak bir gelişme değil. Elbette Türk siyasetinin hafızası biraz zayıftır; daha önce AK Parti'den kopup kurulan nice partiler var: Gelecek Partisi, DEVA… Bugün geldikleri nokta ortada.
Ama Yavuz Ağıralioğlu’nun üslubu, siyasi tecrübesi ve sahada gördüğü ilgi, bu yeni hareketin bir “üçüncü yol” arayışına yanıt verebileceği ihtimalini de beraberinde getiriyor. Açık konuşalım: Bursa’daki açılışta gösterilen ilgi, sıradan bir açılıştan fazlasıydı. Toplumda bir karşılık arayışı olduğunun işaretlerini verdi.
Yıllardır takip ederim..Siyaset uzun soluklu bir yolculuktur.Bugün gösterilen ilgi, yarının oyu olmayabilir. Ama şu da bir gerçek: Türkiye yeni bir siyasi nefes arayışı var. Yavuz Ağıralioğlu ve Anahtar Parti bu boşluğu doldurabilir mi, yoksa diğer yeni partiler gibi zamanla erir mi, bunu zaman gösterecek.
Ama gördüğümüz kadarıyla Ağıralioğlu, “Biz buradayız,” demekle kalmadı, “Sözümüz var, iddiamız var,” da dedi.
Bu saatten sonra gözler, Anahtar Parti’nin ne yaptığına değil, ne yapabileceğine çevrilmiş durumda.
Bekleyip görelim.