Bursaspor, lig bitimine iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Kupayı, TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun elinden aldı. Maçla ilgili yorumları spor yazarlarına bırakarak Bursa sokaklarına geri dönelim..
Kadim şehir Bursa’da bir bayram havası esiyor, şehir adeta yeşil-beyaz bir şölene bürünmüş durumda. Uzun ve karanlık günlerin ardından nihayet ışığa kavuştu Bursaspor. Esasen o ışığın adı ise Enes Çelik ve ekibinin ortaya koyduğu vizyondu.
Bakın;
Bu başarı yalnızca sahadaki 90 dakikalık mücadelenin değil, aynı zamanda şehrin tüm dinamiklerinin yeniden yönetime dolayısıyla Bursaspor’a inanmasının sonucudur.
Bir dönem, “Bursaspor amatöre mi düşecek?” korkusu yaşayan binlerce insan, taraftar bu süreçte takımını hiç yalnız bırakmadı. Çünkü bu takım bir futbol kulübünden fazlasıydı.Bu şehir için bir markaydı, bir değerdi, bir kimlikti.
Şöyle bir geriye dönüp son 10 yıla bir göz atalım.. Bursaspor bu noktaya nasıl düşürülmüştü.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim;
Yönetim koltuklarının sorumluluğunu taşıyamayanlar, vizyonsuzluk, iletişimsizlik ve sahipsizlik hatta güvensizlik… Tüm bunlar, kulübü uçurumun eşiğine kadar getirdi.
Defalarca yazdık, söyledik: Bursaspor'un en büyük eksikliği ne ekonomik imkânsızlıktı ne de sportif yetersizlik. Eksik olan şey, ahlaki bir duruşla ortaya konacak kararlı bir inisiyatifti.
İşte o inisiyatifi Enes Çelik ve arkadaşları ortaya koydu. Tribünlerin sesine kulak verdiler. Göstermelik hamlelerle vakit kaybetmediler. Cebindeki son kuruşla bilet alıp takımına koşan taraftarın hakkını gözettiler. Sahici oldular, samimi oldular ve başardılar. Bugün de onun haklı gururunu yaşıyorlar.
Bu başarıda bir ismi daha anmadan geçmek olmaz: Faruk Çelik. 2012’de, yine zor bir dönemde Bursaspor için taşın altına elini koymuş, kampanyalar başlatmış, milyonlarca lirayı valilik eliyle kulübe kazandırmıştı. Bugün ise, oğlu Enes Çelik’e verdiği destekle bir kez daha Bursaspor'un kaderine dokundu. Derler ya, "Yiğidin hakkı yiğide verilir" diye…
Evet, bu başarıda Enes Çelik’in ve ekibinin payı büyük. Yönettikleri takımı, siyasi kaygı içine girmeden hatta siyasi tartışmalardan uzak tutarak Bursa'nın kenetlenmesini sağladılar. İş dünyası başta olmak üzere, Belediye Başkanları, siyasiler, taraftar, yönetim bir oldu. Bursasporu yalnız bırakmadı.
Şimdi gözler yeni sezonda.
Bursaspor, sadece 2. Lig'e değil, özlenen günlerine de bir adım daha yaklaştı.
Teşekkürler Enes Çelik.
Bursa’ya bu gururu yaşattığın için, Bursaspor’u yeniden ayağa kaldırdığın için.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Bursa Bayram Ediyor: "Teşekkürler Enes Çelik"
Bursaspor, lig bitimine iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Kupayı, TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun elinden aldı. Maçla ilgili yorumları spor yazarlarına bırakarak Bursa sokaklarına geri dönelim..
Kadim şehir Bursa’da bir bayram havası esiyor, şehir adeta yeşil-beyaz bir şölene bürünmüş durumda. Uzun ve karanlık günlerin ardından nihayet ışığa kavuştu Bursaspor. Esasen o ışığın adı ise Enes Çelik ve ekibinin ortaya koyduğu vizyondu.
Bakın;
Bu başarı yalnızca sahadaki 90 dakikalık mücadelenin değil, aynı zamanda şehrin tüm dinamiklerinin yeniden yönetime dolayısıyla Bursaspor’a inanmasının sonucudur.
Bir dönem, “Bursaspor amatöre mi düşecek?” korkusu yaşayan binlerce insan, taraftar bu süreçte takımını hiç yalnız bırakmadı. Çünkü bu takım bir futbol kulübünden fazlasıydı.Bu şehir için bir markaydı, bir değerdi, bir kimlikti.
Şöyle bir geriye dönüp son 10 yıla bir göz atalım.. Bursaspor bu noktaya nasıl düşürülmüştü.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim;
Yönetim koltuklarının sorumluluğunu taşıyamayanlar, vizyonsuzluk, iletişimsizlik ve sahipsizlik hatta güvensizlik… Tüm bunlar, kulübü uçurumun eşiğine kadar getirdi.
Defalarca yazdık, söyledik: Bursaspor'un en büyük eksikliği ne ekonomik imkânsızlıktı ne de sportif yetersizlik. Eksik olan şey, ahlaki bir duruşla ortaya konacak kararlı bir inisiyatifti.
İşte o inisiyatifi Enes Çelik ve arkadaşları ortaya koydu. Tribünlerin sesine kulak verdiler. Göstermelik hamlelerle vakit kaybetmediler. Cebindeki son kuruşla bilet alıp takımına koşan taraftarın hakkını gözettiler. Sahici oldular, samimi oldular ve başardılar. Bugün de onun haklı gururunu yaşıyorlar.
Bu başarıda bir ismi daha anmadan geçmek olmaz: Faruk Çelik. 2012’de, yine zor bir dönemde Bursaspor için taşın altına elini koymuş, kampanyalar başlatmış, milyonlarca lirayı valilik eliyle kulübe kazandırmıştı. Bugün ise, oğlu Enes Çelik’e verdiği destekle bir kez daha Bursaspor'un kaderine dokundu. Derler ya, "Yiğidin hakkı yiğide verilir" diye…
Evet, bu başarıda Enes Çelik’in ve ekibinin payı büyük. Yönettikleri takımı, siyasi kaygı içine girmeden hatta siyasi tartışmalardan uzak tutarak Bursa'nın kenetlenmesini sağladılar. İş dünyası başta olmak üzere, Belediye Başkanları, siyasiler, taraftar, yönetim bir oldu. Bursasporu yalnız bırakmadı.
Şimdi gözler yeni sezonda.
Bursaspor, sadece 2. Lig'e değil, özlenen günlerine de bir adım daha yaklaştı.
Teşekkürler Enes Çelik.
Bursa’ya bu gururu yaşattığın için, Bursaspor’u yeniden ayağa kaldırdığın için.