Bazen öyle anlar olur ki kelimeler kifayetsiz kalır. Ne yazsak, ne söylesek eksik kalır. İşte öyle bir zamanın içinden geçiyoruz. 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkı, özellikle de Gazze, tarihin en ağır, en acımasız saldırılarına maruz kalıyor. Terör devleti İsrail’in gerçekleştirdiği bu insanlık dışı saldırılar karşısında dünya sessizliğe gömülürken,vicdanı olanlar dünyanın neresinde olursa olsun susmuyor.
Bakın;
Gazze’de yaşananlar artık bir savaş değil, sivil halkı hedef alan planlı ve sistematik bir yok etme politikasına dönüşmüş durumda. Binlerce masum insanın canına mal olan saldırılar sonucu şehirler yerle bir edildi, yüz binlerce yapı yıkıldı, hastaneler, okullar, ibadethaneler yok edildi.
Açlık ve kıtlık bir savaş silahı haline geldi. Bebek mamaları, ilaçlar, un ve su dahi Gazze’ye sokulmuyor. Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, Gazze’nin kuzeyinde çocukların yüzde 90’ı günde sadece bir öğün, o da yetersiz besinle yaşamaya çalışıyor. Bu, göz göre göre yürütülen bir soykırımın parçası.
Esasen,bu iç acıtan tablo karşısında sessiz kalmak, zulme ortak olmak demektir. Çünkü bizler biliriz ki, nerede bir çocuk ağlıyorsa, orada insanlık yara almıştır. İşte bu bilinçle, bu kez Bursa’dan güçlü bir ses yükseliyor: “Gazze İçin Vicdan!”
100’ün üzerinde sivil toplum kuruluşu, sendikalar, hemşeri dernekleri, gençlik toplulukları ve duyarlı bireyler Bursa’nın vicdanını temsil ederek bir araya geldi. Gazze'de yaşananlara dikkat çekmek, kamuoyunu harekete geçirmek ve bu kıyımı durdurmak için toplumsal baskıyı artırmak amacıyla geniş katılımlı bir protesto eylemi düzenleniyor.
Organizasyon adına konuşan Burhan Sayılgan ve Memur-Sen İl Temsilcisi Ramazan Acar’ın yaptığı çağrı son derece açık ve anlamlıydı: “Siyasi görüşü ne olursa olsun, vicdan sahibi herkesi bu yürüyüşe davet ediyoruz.” Çünkü Gazze’ye destek bir siyaset meselesi değil, bir insanlık görevidir.
Sayılgan’ın şu sözleri kulaklarımızda çınlamalı: “İnsanlık onuru ağır bir sınavdan geçiyor. Gazze’de yaşananlar bir savaşın ötesine geçti. Artık sözün bittiği yerdeyiz.” Gerçekten de bu, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın davası. Çünkü orada yok edilen yalnızca bir halk değil, insanlığın ortak vicdanıdır.
Bizler de bu karanlık dönemde susamayız. Kalemimizle, sözümüzle, yüreğimizle Filistin’in, Gazze’nin yanında olmalıyız. Terör devletine karşı bir duruş sergilemek, Gazze’nin yalnız olmadığını haykırmak zorundayız. Bursa’dan yükselen bu ses işte bu yüzden çok kıymetli. Çünkü hâlâ umudumuz var: Vicdan sahibi insanlar var!
Yarın Bursa, vicdanın ve insanlığın sesi olacak. Bu sese kulak vermeli, destek olmalı, saflarımızı zulme karşı sıklaştırmalıyız. Çünkü bir gün değil, her gün Gazze’nin yanında olmalıyız.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Bursa’dan Gazze’ye Vicdan Sesi
Bazen öyle anlar olur ki kelimeler kifayetsiz kalır. Ne yazsak, ne söylesek eksik kalır. İşte öyle bir zamanın içinden geçiyoruz. 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkı, özellikle de Gazze, tarihin en ağır, en acımasız saldırılarına maruz kalıyor. Terör devleti İsrail’in gerçekleştirdiği bu insanlık dışı saldırılar karşısında dünya sessizliğe gömülürken,vicdanı olanlar dünyanın neresinde olursa olsun susmuyor.
Bakın;
Gazze’de yaşananlar artık bir savaş değil, sivil halkı hedef alan planlı ve sistematik bir yok etme politikasına dönüşmüş durumda. Binlerce masum insanın canına mal olan saldırılar sonucu şehirler yerle bir edildi, yüz binlerce yapı yıkıldı, hastaneler, okullar, ibadethaneler yok edildi.
Açlık ve kıtlık bir savaş silahı haline geldi. Bebek mamaları, ilaçlar, un ve su dahi Gazze’ye sokulmuyor. Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, Gazze’nin kuzeyinde çocukların yüzde 90’ı günde sadece bir öğün, o da yetersiz besinle yaşamaya çalışıyor. Bu, göz göre göre yürütülen bir soykırımın parçası.
Esasen,bu iç acıtan tablo karşısında sessiz kalmak, zulme ortak olmak demektir. Çünkü bizler biliriz ki, nerede bir çocuk ağlıyorsa, orada insanlık yara almıştır. İşte bu bilinçle, bu kez Bursa’dan güçlü bir ses yükseliyor: “Gazze İçin Vicdan!”
100’ün üzerinde sivil toplum kuruluşu, sendikalar, hemşeri dernekleri, gençlik toplulukları ve duyarlı bireyler Bursa’nın vicdanını temsil ederek bir araya geldi. Gazze'de yaşananlara dikkat çekmek, kamuoyunu harekete geçirmek ve bu kıyımı durdurmak için toplumsal baskıyı artırmak amacıyla geniş katılımlı bir protesto eylemi düzenleniyor.
Organizasyon adına konuşan Burhan Sayılgan ve Memur-Sen İl Temsilcisi Ramazan Acar’ın yaptığı çağrı son derece açık ve anlamlıydı: “Siyasi görüşü ne olursa olsun, vicdan sahibi herkesi bu yürüyüşe davet ediyoruz.” Çünkü Gazze’ye destek bir siyaset meselesi değil, bir insanlık görevidir.
Sayılgan’ın şu sözleri kulaklarımızda çınlamalı: “İnsanlık onuru ağır bir sınavdan geçiyor. Gazze’de yaşananlar bir savaşın ötesine geçti. Artık sözün bittiği yerdeyiz.” Gerçekten de bu, sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın davası. Çünkü orada yok edilen yalnızca bir halk değil, insanlığın ortak vicdanıdır.
Bizler de bu karanlık dönemde susamayız. Kalemimizle, sözümüzle, yüreğimizle Filistin’in, Gazze’nin yanında olmalıyız. Terör devletine karşı bir duruş sergilemek, Gazze’nin yalnız olmadığını haykırmak zorundayız. Bursa’dan yükselen bu ses işte bu yüzden çok kıymetli. Çünkü hâlâ umudumuz var: Vicdan sahibi insanlar var!
Yarın Bursa, vicdanın ve insanlığın sesi olacak. Bu sese kulak vermeli, destek olmalı, saflarımızı zulme karşı sıklaştırmalıyız. Çünkü bir gün değil, her gün Gazze’nin yanında olmalıyız.