Bu ülkede olduğu gibi bu şehirde de herkesin bir görevi var. Siyasetçiler, doktorlar, mühendisler, öğretmenler… Yani her biri kendi alanında birer kamu hizmetkârıdır.
Esasen,vatandaşın yaşamını kolaylaştırmak, hizmet sunmak, katkı sağlamak hepimizin de ortak amacı olmalı. Bu noktada siyasetin yerini biraz daha farklı değerlendirebiliriz.
Çünkü siyaset, sadece bir meslek değil; aynı zamanda bir sorumluluk, bir vizyon meselesidir.
Halka hizmeti Hakk’a hizmet gören bir anlayışla hareket eden siyasetçiler, unutulmaz olurlar. Bu yüzden kentlerin çehresini değiştiren, insanına dokunan yöneticiler daima takdir görmüştür.Şöyle geriye doğru bakıldığında Bursa da bunun örnekleri de çoktur..
Gelelim esas konumuza...
Ne zaman Bursa'ya dair büyük bir proje konuşulsa, aynı yakınma yankılanır kulaklarda: “Ankara’da lobimiz yok.” Bu, artık klasikleşmiş bir ifade oldu. Yatırımların yavaş ilerlemesi, projelerin aksaması hep buna bağlandı. Ama artık bu tablonun değiştiğini söylemek mümkün.Yani mazeret ortadan kalkmış gibi duruyor.
Bakın;
AK Parti'nin son olağan kongresi ile birlikte Bursa'nın siyasi temsil gücü önemli ölçüde arttı. Genel Başkan Vekili Efkan Ala'dan sonra Zekeriya Birkan, Ahmet Kılıç, Nazım Maral, Mehmet Tunçak, Emine Yavuz Gözgeç, Önder Matlı… Bu isimlerin her biri Genel Merkez’de kilit görevlerde. Ayrıca gençlik ve kadın kollarında da Bursa’dan çok sayıda ismin yer alması, umut verici.
Recep Altepe gibi tecrübeli bir ismin yeniden devrede olması, Hakan Çavuşoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki hukuk komisyonunda görev alması da Bursa açısından ciddi bir kazanım.
Peki şimdi ne olacak?
Artık konuşma değil, icraat zamanı. Ali Osman Sönmez Hastanesi bir an önce bitirilmeli. Hızlı tren meselesi, kaç yıldır sürüncemede. Şehir olarak bu konularla ilgili şeffaf bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Siyasetçilerden beklenti sadece makam değil, hizmet üretmeleri dir.Bursa'da sorumluluk üstlenen başta İl Başkanı Davut Gürkan olmak üzere İlçe Başkanlarına destek olmalarıdır.
Geçmişte Faruk Çelik'in,hızlı Tren meselesi gündeme geldiğinde Sakarya lobisini aşamıyoruz" demesi demek ki boşuna değildi. Lobi meselesi bu kadar önemli işte. Şimdi Bursa’nın Ankara’daki gücü artmışken, bunu sahada görme zamanı.
Bu şehirde yaşayanlar olarak tek bir dileğimiz var: Kazanımlar şahıslara değil, Bursa'ya olsun. Herkes görevini layıkıyla yapsın, gerisi gelir. Yeter ki, bu şehir için dertlenen insanlar taşın altına elini koysun.
Fazla söze hacet yok. İşte tablo ortada. Şimdi sıra icraatta.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Bursa'nın Ankara'daki Eli Artık Daha Güçlü
Bu ülkede olduğu gibi bu şehirde de herkesin bir görevi var. Siyasetçiler, doktorlar, mühendisler, öğretmenler… Yani her biri kendi alanında birer kamu hizmetkârıdır.
Esasen,vatandaşın yaşamını kolaylaştırmak, hizmet sunmak, katkı sağlamak hepimizin de ortak amacı olmalı. Bu noktada siyasetin yerini biraz daha farklı değerlendirebiliriz.
Çünkü siyaset, sadece bir meslek değil; aynı zamanda bir sorumluluk, bir vizyon meselesidir.
Halka hizmeti Hakk’a hizmet gören bir anlayışla hareket eden siyasetçiler, unutulmaz olurlar. Bu yüzden kentlerin çehresini değiştiren, insanına dokunan yöneticiler daima takdir görmüştür.Şöyle geriye doğru bakıldığında Bursa da bunun örnekleri de çoktur..
Gelelim esas konumuza...
Ne zaman Bursa'ya dair büyük bir proje konuşulsa, aynı yakınma yankılanır kulaklarda: “Ankara’da lobimiz yok.” Bu, artık klasikleşmiş bir ifade oldu. Yatırımların yavaş ilerlemesi, projelerin aksaması hep buna bağlandı. Ama artık bu tablonun değiştiğini söylemek mümkün.Yani mazeret ortadan kalkmış gibi duruyor.
Bakın;
AK Parti'nin son olağan kongresi ile birlikte Bursa'nın siyasi temsil gücü önemli ölçüde arttı. Genel Başkan Vekili Efkan Ala'dan sonra Zekeriya Birkan, Ahmet Kılıç, Nazım Maral, Mehmet Tunçak, Emine Yavuz Gözgeç, Önder Matlı… Bu isimlerin her biri Genel Merkez’de kilit görevlerde. Ayrıca gençlik ve kadın kollarında da Bursa’dan çok sayıda ismin yer alması, umut verici.
Recep Altepe gibi tecrübeli bir ismin yeniden devrede olması, Hakan Çavuşoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki hukuk komisyonunda görev alması da Bursa açısından ciddi bir kazanım.
Peki şimdi ne olacak?
Artık konuşma değil, icraat zamanı. Ali Osman Sönmez Hastanesi bir an önce bitirilmeli. Hızlı tren meselesi, kaç yıldır sürüncemede. Şehir olarak bu konularla ilgili şeffaf bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Siyasetçilerden beklenti sadece makam değil, hizmet üretmeleri dir.Bursa'da sorumluluk üstlenen başta İl Başkanı Davut Gürkan olmak üzere İlçe Başkanlarına destek olmalarıdır.
Geçmişte Faruk Çelik'in,hızlı Tren meselesi gündeme geldiğinde Sakarya lobisini aşamıyoruz" demesi demek ki boşuna değildi. Lobi meselesi bu kadar önemli işte. Şimdi Bursa’nın Ankara’daki gücü artmışken, bunu sahada görme zamanı.
Bu şehirde yaşayanlar olarak tek bir dileğimiz var: Kazanımlar şahıslara değil, Bursa'ya olsun. Herkes görevini layıkıyla yapsın, gerisi gelir. Yeter ki, bu şehir için dertlenen insanlar taşın altına elini koysun.
Fazla söze hacet yok. İşte tablo ortada. Şimdi sıra icraatta.