Bu memleketin kaderinden midir nedir, büyük düşünen insanların bu düşünceleri her zaman birileri tarafından hedefe konulmuştur.
Yöneten pozisyondaki insanlar birazcık vitesi büyütmek istese hemen karşısına engeller çıkarılır, takoz koymaya çalışılır.
Osmanlının son döneminde ortaya çıkan dönemin Jön Türkleri tarafından Kızıl Sultan ilan edilen Abdulhamit’den günümüze kadar hep aynı senaryolar yazılıp sahneye konuldu.
Yıllardır elinde bulundurduğu gücü hiçbir zaman kaybetmek istemeyen bir avuç azınlık, Türkiye'nin kalkınmasını,dünya ile raket eder hale gelmesini,büyümeyi dış dünyaya açılmayı elinin tersiyle iterek kapıları kapatıp kendi hâkimiyetlerini sürdürmenin gayretine girmiştir.
Onlar gökyüzünün sadece görünen bir mavilikten sınırlı olduğunu düşündüklerinden, ne zaman bir adım atılmak istense homurdanmalara başlar. Hatta fesat cephesiyle işbirliğine girip harekete geçerler.
Aslında bu tipler ülkenin gelişmesinin önünde büyük engel oluşturduğu gibi, yerelin evrenselle örtüşmesi yolunda çok büyük sıkıntıların ortaya çıkmasına da, asıl neden olarak gösterilebilir.
Şimdi, Ülkeye milyonlarca zarar veren ve gezi olaylarıyla başlayan süreci iyi analiz edersek, bugün gelinen noktada kimlerin ne yapmak istediğini de daha iyi kavrama durumu ortaya çıkar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından o dönem ülke için hayati önem taşıyan projeler açıkladığında, çeşitli bahaneler üretenler kızılca kıyameti koparmıştı.
Ne idi bugün bitirilerek halkın hizmetine sunulan o projeler?
Unutkan millet olduk ya, bir kez daha hatırlatlım;
İstanbul havaalanı,
Marmaray,
Körfezde yapılan Orhangazi Köprüsü
İstanbul 3'üncü köprü..
Hatta Bursa üzerinden geçen İstanbul-İzmir otoyolu
Sıralamak mümkün..
Ardından yapılan Çanakkale köprüsü..
2,5 yıl gibi bir sürede karaya çıkarılarak bu milletin hizmetine sunulan Karadeniz Gazı..
Savunma sanayine yönelik yapılan yatırımlar,Milli ve yerli mühimmatların üretimi…(Ayrıntılarına girersek bu sayfalar yetmez)
Ülke yerelden evrenselliğe geçişte, önyargısız ve açık, doğru emin adımlarla ilerlerken, birde buna paralel olabildiğince dar, önyargılı, katı parazit düşünceler devreye girmişti.
Bakın;Gemlikte üretime başlayan Yerli ve Milli otomobil TOGG Bursa sokaklarında "Made İn" Türkiye markasıyla geziyor.
Yapılan bu çalışmalara rağmen 2 yıl süren pandeminin ve devamında 11 ilde yaşanan deprem felaketlerinin ardından ülke dimdik ayakta..Ekonomiye verilmek istenen onca zarara rağmen…
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Millet İttifakına kandil'den yapılan destek açıklamalarının bile Bursa’da karşılık bulamadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizden ister istemez yaşadığımız coğrafya itibariyle olumsuz etkilenmemiz de kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor..
Şimdi söyleyecek sözü olmayanlar,çarşı pazarı adres gösterip Patatesle,soğanla iktidara yürüyeceklerini zannediyor…
Geçin bunları
Bu mümkün mü?
Kimi zaman önyargıyla ve kimi zaman da kötü niyetle beslenen bu alışkanlıklar, ülkenin önünde bir set gibi durur.
Sonra da başka Türkiye varmış gibi ihanet şebekesinden medet umar.
İşin sonuç kısmını yazıp yazımızı noktalayalım:
Kendi kurdukları dünyada rahatsız olmak istemeyen insanlar, her anlamda küçük bir Türkiye statükosunu istedikleri ve sevdikleri için, ülkenin büyük hedeflere yönelmesini kesinlikle istemezler.
Bu insanlar ülkenin gelişimini baltalayarak, zorbalığa kaçan tutumlarıyla aslında ülkeye, ülke insanına zulmetmektedirler.(PKK’nın Kürtlere yaptığı gibi…)
Küçük düşünen insanlarla zaten büyük hedefler tutulmaz.
Hâlbuki ülkenin yönetiminde bulunup, rota belirlemek durumunda bulunanların büyük düşünmek zorunluluğu vardır.
Tüm ihanetler rağmen sanırım o yapılıyor…
İsterseniz bugün Bursa sokaklarını karış karış gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çalışma arkadaşı Mustafa Varank’a sorun…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Cumhurbaşkanı niye hedefte?
Bu memleketin kaderinden midir nedir, büyük düşünen insanların bu düşünceleri her zaman birileri tarafından hedefe konulmuştur.
Yöneten pozisyondaki insanlar birazcık vitesi büyütmek istese hemen karşısına engeller çıkarılır, takoz koymaya çalışılır.
Osmanlının son döneminde ortaya çıkan dönemin Jön Türkleri tarafından Kızıl Sultan ilan edilen Abdulhamit’den günümüze kadar hep aynı senaryolar yazılıp sahneye konuldu.
Yıllardır elinde bulundurduğu gücü hiçbir zaman kaybetmek istemeyen bir avuç azınlık, Türkiye'nin kalkınmasını,dünya ile raket eder hale gelmesini,büyümeyi dış dünyaya açılmayı elinin tersiyle iterek kapıları kapatıp kendi hâkimiyetlerini sürdürmenin gayretine girmiştir.
Onlar gökyüzünün sadece görünen bir mavilikten sınırlı olduğunu düşündüklerinden, ne zaman bir adım atılmak istense homurdanmalara başlar. Hatta fesat cephesiyle işbirliğine girip harekete geçerler.
Aslında bu tipler ülkenin gelişmesinin önünde büyük engel oluşturduğu gibi, yerelin evrenselle örtüşmesi yolunda çok büyük sıkıntıların ortaya çıkmasına da, asıl neden olarak gösterilebilir.
Şimdi, Ülkeye milyonlarca zarar veren ve gezi olaylarıyla başlayan süreci iyi analiz edersek, bugün gelinen noktada kimlerin ne yapmak istediğini de daha iyi kavrama durumu ortaya çıkar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından o dönem ülke için hayati önem taşıyan projeler açıkladığında, çeşitli bahaneler üretenler kızılca kıyameti koparmıştı.
Ne idi bugün bitirilerek halkın hizmetine sunulan o projeler?
Unutkan millet olduk ya, bir kez daha hatırlatlım;
İstanbul havaalanı,
Marmaray,
Körfezde yapılan Orhangazi Köprüsü
İstanbul 3'üncü köprü..
Hatta Bursa üzerinden geçen İstanbul-İzmir otoyolu
Sıralamak mümkün..
Ardından yapılan Çanakkale köprüsü..
2,5 yıl gibi bir sürede karaya çıkarılarak bu milletin hizmetine sunulan Karadeniz Gazı..
Savunma sanayine yönelik yapılan yatırımlar,Milli ve yerli mühimmatların üretimi…(Ayrıntılarına girersek bu sayfalar yetmez)
Ülke yerelden evrenselliğe geçişte, önyargısız ve açık, doğru emin adımlarla ilerlerken, birde buna paralel olabildiğince dar, önyargılı, katı parazit düşünceler devreye girmişti.
Bakın;Gemlikte üretime başlayan Yerli ve Milli otomobil TOGG Bursa sokaklarında "Made İn" Türkiye markasıyla geziyor.
Yapılan bu çalışmalara rağmen 2 yıl süren pandeminin ve devamında 11 ilde yaşanan deprem felaketlerinin ardından ülke dimdik ayakta..Ekonomiye verilmek istenen onca zarara rağmen…
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, Millet İttifakına kandil'den yapılan destek açıklamalarının bile Bursa’da karşılık bulamadığını rahatlıkla görebiliyoruz.
Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizden ister istemez yaşadığımız coğrafya itibariyle olumsuz etkilenmemiz de kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor..
Şimdi söyleyecek sözü olmayanlar,çarşı pazarı adres gösterip Patatesle,soğanla iktidara yürüyeceklerini zannediyor…
Geçin bunları
Bu mümkün mü?
Kimi zaman önyargıyla ve kimi zaman da kötü niyetle beslenen bu alışkanlıklar, ülkenin önünde bir set gibi durur.
Sonra da başka Türkiye varmış gibi ihanet şebekesinden medet umar.
İşin sonuç kısmını yazıp yazımızı noktalayalım:
Kendi kurdukları dünyada rahatsız olmak istemeyen insanlar, her anlamda küçük bir Türkiye statükosunu istedikleri ve sevdikleri için, ülkenin büyük hedeflere yönelmesini kesinlikle istemezler.
Bu insanlar ülkenin gelişimini baltalayarak, zorbalığa kaçan tutumlarıyla aslında ülkeye, ülke insanına zulmetmektedirler.(PKK’nın Kürtlere yaptığı gibi…)
Küçük düşünen insanlarla zaten büyük hedefler tutulmaz.
Hâlbuki ülkenin yönetiminde bulunup, rota belirlemek durumunda bulunanların büyük düşünmek zorunluluğu vardır.
Tüm ihanetler rağmen sanırım o yapılıyor…
İsterseniz bugün Bursa sokaklarını karış karış gezen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın çalışma arkadaşı Mustafa Varank’a sorun…