SON DAKİKA
Hava Durumu

Emekle yükselenler,rüzgarla savrulmaz...

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2025 11:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2025 11:23

Başarısına ve samimiyetine inandığım insanlara bu köşede zaman zaman yer veririm. Çünkü bir insanın siyasi görüşü, onun ne kadar değerli olduğunu göstermez. Hangi görüşten olursa olsun, insanlığın ortak paydasında buluşan yüksek değerler vardır. Bir kişinin bir yere mensubiyeti ayrı konudur; ama o insanın taşıdığı değer, mensup olduğu yeri de zenginleştirir.(Okuyucular bilir,daha önce örneklerini vermiştim)

Tarihe baktığımızda Osman Gazi’den Orhan Gazi’ye, Molla Fenari’den Somuncu Baba’ya, Emir Sultan’dan daha nicelerine kadar Bursa’ya değer katan isimlerin ortak özelliği, karakterleriyle çevrelerine ışık saçmalarıdır.

Yoksa dağdaki tilkinin Bursa’ya bir katkısı olmazdı. Samimiyet önemlidir; işini sahiplenmek önemlidir; oturduğun koltuğun hakkını vermek önemlidir.

Bugünlerde ibretle hatırlanması gereken bir hikâyeyi kısaca paylaşayım:

Ulu bir kavak ağacının yanında filizlenen bir kabak, bahar ilerledikçe ağaca sarılarak hızla yükselmiş. Yağmurla güneşin etkisiyle iki ay gibi kısa bir sürede neredeyse kavakla aynı boya gelmiş. Dayanamayıp sormuş kavağa:

“Sen kaç ayda bu hale geldin?”

Kavak sakince cevap vermiş:

“On yılda.”

Kabak kahkahalarla gülmüş:

“On yılda mı? Ben iki ayda neredeyse sana yetiştim!”

Kavak sadece “Doğru,” demekle yetinmiş.

Günler geçmiş, sonbaharın ilk soğuk rüzgârları esmeye başlamış. Kabak önce üşümeye, sonra yapraklarını dökmeye, ardından da hızla yere doğru çökmeye başlamış. Telaşla sormuş kavağa:

“Ne oluyor bana?”

Kavak acı ama hakikati söylemiş:

“Ölüyorsun. Çünkü benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştın.”

Toplumumuzda da böyleleri yok mu? Kabak gibi hızlı büyüyen, daha yolun başında kibirlenen, bulunduğu ortamın sağladığı geçici imkânlarla kendini dev aynasında görenler… O koşullar ortadan kalktığında ise gerçeğin tokadıyla yüzleşip küçücük kaldıklarını sonradan fark ediyorlar.

Ben, bütün zamanlara meydan okuyan ahlaki değerlerle, emeğinin hakkını vererek görevini layıkıyla yapan insanlara hep gıpta etmişimdir. Bir defalık doyum peşinde koşanların bilmesi gerekir ki kalıcı olan sadece emekle gelen kazanımlardır.

Düşüncelerin potansiyeli, amelleri aşamaz. Bu nedenle ilkeli, prensipli, güzel ahlaklı insanların içten içe gülerek izlediği bir tabloya dönüşür böylesi geçici yükselişler.

Bugünün siyasetinde böyle kabaklarla dolu.. Medyanın, sosyal çevrenin yada geçici rüzgarların taşıdığı bazı isimler birden bire "ne oldum delisi "oluyor. Fakat Devlet yönetmek, şehir yönetmek, milletin yükünü taşımak kısa sürede elde edilen "popülerlik" işi değil yıllar içinde oluşan bir emanet bilinci işidir...

Unutmayalım ki, Koltuk üzerinde oturana değer katmaz.. Değer, oturanın duruşundan gelir

Sonuçta tercih herkesin kendi tercihidir:

Kavak gibi dimdik, sağlam bir duruşla yıllara meydan okumak mı?

Yoksa kabak çiçeği gibi hızla açılıp saçılan, kısa ömürlü bir parıltıyla yetinmek mi?

Karar sahipleri cevap versin..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.