SON DAKİKA
Hava Durumu

Gerçeğin Modası mı geçti?

Yazının Giriş Tarihi: 22.10.2025 16:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.10.2025 16:44

Bilmem insanın fıtratında mı var, genlerinde mi gizli, ama şu yalan denilen şeyden bir türlü vazgeçemedik gitti. Hani bazı insanlar vardır, sabah kahvesini içmeden ayılamaz… İşte insanlık da yalanını söylemeden güne başlayamıyor sanki.

Beyazı var, pembesi var, masumu var, bilinçlisi var…

Kimimiz “kırmamak için” söyler, kimimiz “kurtulmak için”, kimimiz de “alışkanlıktan”.

Ama işin garibi şu: Yalan artık o kadar hayatımızın içine girdi ki, doğru söyleyenin değil, doğru söylediği için utananın yüzü kızarır oldu.

Araştırmalara göre normal bir insan günde ortalama 20 kez yalan söylüyormuş.

Hadi buyurun buradan yakın!

Demek ki sabah “geç kaldım çünkü trafik vardı” ile başlayan gün, akşam “yeminle bu son sigaram” diye bitiyor.

Bazen çocukken başlıyor bu iş…

Dersinde başarısız olan öğrenci, “öğretmen beni sevmiyor” bahanesiyle başlar.

O tutmazsa, “elektrikler kesildi, ödevimi yapamadım” gelir.

Yani yalanın yaşı yok, çeşidi bol. Küçükken ‘bahane’ diyoruz, büyüyünce ‘strateji’ oluyor.

Siyaset sahnesinde de durum farklı değil tabii.

Koltuğu kaybeden bazı siyasetçiler çamura batmış kedi yavrusu gibi çırpınıyor.

Yalan mı söylesin, iftira mı atsın, yoksa çamuru başkasına mı sıçratsın karar veremiyor.

Sonra da “benim niyetim kötü değildi” deyip bir beyaz yalanla işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.

Gelelim günlük hayata…

Duyunca hepimiz gülüyoruz ama çoğumuz en az birini söylemişizdir:

“Vallahi sarı da geçtim memur bey.”

“Seni düşünmekten bütün gece uyuyamadım.”

“Para çıksa önce yaşlılara bağışlarım.”

“Kur’an çarpsın bu son sigaram.”

Bir de o meşhur klasik: “Evi boşaltın, yurt dışından oğlum geliyor!”

Ah be dostlar… O oğlan 15 senedir gelmedi, ama ev hâlâ boşaltılıyor!

Yalanla aramızdaki ilişki öyle derin ki, bazen kendimiz bile fark etmiyoruz.

Ama unutmamak lazım: Yalanın iyisi kötüsü, beyazı pembesi olmaz.

Hepsi sonunda aynı kapıya çıkar — güvenin kapısına, üstelik o kapıyı da aralık bırakmaz.

Biz aslında dürüst, mert, onurlu bir milletiz.

Vatan için canını verir, sözünün eri olur.

Ama şu küçük “masum yalanlar” var ya… İşte onlar bazen en büyük doğruların önüne taş koyar.

O yüzden diyorum ki sevgili okur;

Ne kadar süslersen süsle, yalan yine yalandır.

Gerçeği söylemek zor gelirse Yunus Emre’yi hatırla:

“Yürü yürü yalan dünya,

Yalan dünya değil misin?”

E madem dünya yalan, bari biz doğru kalalım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.