Uzun bir aradan sonra Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, gazetecilerle bir araya gelerek hem Türkiye’nin gündeminde yer alan “Terörsüz Türkiye” sürecine dair değerlendirmelerde bulundu hem de kamuoyunda oluşturulmak istenen algılara net yanıtlar verdi..

Büyükataman, “Milliyetçi Hareket Partisi’nin olduğu yerde terörle müzakere değil, mücadele vardır.” diyerek partinin bu konudaki tavrını bir kez daha vurguladı. Son dönemde çeşitli çevrelerce yürütülen algı operasyonlarına karşı da harekete geçtiklerini belirtti.

81 ilde düzenlenen Milli Birlik ve Dayanışma Buluşmalarının tamamlanmasıyla birlikte, “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik dezenformasyon çabalarının da boşa çıkarıldığını ifade etti.

Genel Sekreter Büyükataman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te “toplumsal uzlaşı, milli birlik ve bin yıllık kardeşlik” adına attığı tarihi adımı hatırlatarak, bu dönemin Terörsüz Türkiye politikasının başlangıcı olduğunu söyledi.

Bu politikanın, sadece Türkiye sınırlarında değil, bölgesel ölçekte barış ve istikrarı güçlendiren bir stratejik hedef olduğuna dikkat çekti.

Büyükataman’a göre, “Terörsüz Türkiye” sadece güvenlik eksenli bir proje değil; aynı zamanda küresel emperyalizme ve siyonist sembollere karşı bir milli duruş anlamı taşıyor.

Cumhuriyet tarihimizin en stratejik hedeflerinden biri olarak tanımladığı bu sürecin, Türkiye’nin kaderini yeniden şekillendiren bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

“Yaptığımız hamle boş değildir.” diyen Büyükataman, yaklaşık bir yıl önce başlatılan bu süreç sonucunda bölücü terör örgütünün kendi kendini “ön şartsız ve koşulsuz” feshettiğini vurguladı.

Elbette 41 yıldır süren terör meselesinin bir günde çözülmeyeceğini belirten Büyükataman, buna rağmen gelinen noktadaki somut kazanımların tarihi bir dönüm olduğunu ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, kendi meselesinin tek ve gerçek sahibi olduğunu belirterek, “Yetki de kararlılık da bizdedir.” dedi.

“Terörsüz Türkiye”nin yalnızca Türkiye için değil, bölge ülkeleri için de barış ve istikrar umudu yarattığını söyledi. Bu durumun, soykırımcı İsrail’in bölgedeki planlarını bozduğunu, Suriye’de ise Türkiye’yi hedef alan yeni kışkırtmaların devreye alındığını belirtti.

Büyükataman, bazı çevrelerin bu süreci itibarsızlaştırmak için iftira ve algı operasyonlarına yöneldiğini dile getirerek, “Terörsüz Türkiye’den rahatsız olanlar, tarihin yanlış tarafında durmaktadır.” dedi.

CHP ve İYİ Parti’nin bu konuda emperyalist senaryolara figüranlık ettiğini iddia eden Büyükataman, “Ne yazık ki bir yanda yolsuzluk batağında çırpınan CHP, diğer yanda duruşunu kaybeden İP, bu tarihi sürece saldırmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Ancak Büyükataman’a göre, milletin feraseti bu oyunları çoktan bozmuş durumda:

“Fitne tohumu ekmek isteyenlerin oyunları, aziz milletimizin sağduyusuna çarpmıştır.”

Görüşme sırasında Büyükataman’a, “Terörsüz Türkiye sürecinin ekonomiye katkısı ne olacak?” sorusunu da yönelttim.

Genel Sekreter İsmet Büyükataman’ın yanıtı netti:

“Bugüne kadar terörle mücadeleye 2 trilyon dolar harcandı. Artık bu kaynak, ekonominin kalkınmasına, üretime, refaha aktarılacak.”

Bu açıklama, sürecin sadece güvenlik değil, ekonomik istikrar ve kalkınma açısından da yeni bir sayfa açabileceğini gösteriyor.

Gelinen noktada, Milliyetçi Hareket Partisi’nin “terörle müzakere değil mücadele” çizgisi, Türkiye’nin güvenlik politikalarında yeni bir sayfa açmış durumda.

Ataman’ın açıklamalarından anlaşılan,elde edilen sonuçlar, yalnızca güvenlik alanında değil; ekonomik, diplomatik ve toplumsal düzlemde de yakın zamanda hissedilecek.

Nihayetinde, şayet bu kararlılık korunursa, “Terörsüz Türkiye” sadece bir slogan değil, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yön verecek bir vizyon haline gelebilir.