Son yıllarda yabancı vakıf ve derneklerin Türkiye’deki faaliyetleri, özellikle "kültürel işbirliği" adı altında başlayan girişimlerin zamanla nasıl farklı amaçlara hizmet ettiği iddiaları kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor.
Bursa, önceki gün gündeme getirdiğimiz bu tartışmaların merkezinde bulunuyor ve özellikle Fransız kültür derneklerinin faaliyetleri tartışmaların odağında.
Uzun yıllardır Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Türk-Fransız Kültür Derneği'nin, ismini “Bursa Alliance Française” olarak değiştirmesiyle başlayan tartışmalar gündeme getirmemizin ardından yeniden alevlendi.
Alliance Française’in, Fransa’nın kültür ve dilini yaymak amacı taşıyan küresel bir ağın parçası olduğu bilinmektedir. Bu isim değişikliğinin ardından derneğin, kültürel propagandanın ötesine geçerek dini ve kültürel misyonerlik faaliyetlerine yöneldiği iddiaları artarak devam ediyor.
Bakın;
Bir dönem Fransa'nın Lille kentinden Bursa'ya geldiği ifade edilen Caroline Dekarnet isimli bir kişinin Bursa'da dernek aracılığıyla Hristiyanlık propagandası yaptığına yönelik iddiaların deşifre olması geniş yankı bulmuştu. Deşifre olmasının ardından bu kişinin Türkiye’den ayrılarak Rusya'ya yerleştiği belirtilse de, bu tür faaliyetlerin kamuoyunda yarattığı endişenin önüne geçilmiş değil.
Oysa Fransa'nın Türkiye ile güçlü ticari bağları olmasına rağmen, kültürel ve siyasi alanda Türkiye'ye yönelik tutumu herkesçe malum. Renault, Valeo ve Akwel gibi büyük Fransız şirketleri üretim faaliyetlerini Bursa'da yürütüyor.
Dikkat çekilen konu ise Fransa’nın Türkiye’deki kültürel işbirliği projelerinin "siyasi ve dini" propaganda amacına yönelerek amacından sapması.
Bu noktada Fransa’nın Türkiye’deki kültürel faaliyetlere yönelik katı politikalarının aksine, kendi topraklarında Türk kültürel faaliyetlerine engeller koyduğu herkes tarafından biliniyor. Türkiye'nin Paris'te cami inşası girişimlerine karşı duruşu bu durumun çarpıcı bir örneği olarak gösterilebilir.
Burada diğer bir önemli nokta ise Bursa'daki bu faaliyetlerin Fransız Fahri Konsolosluğu'nun da desteğiyle yürütülüyor şeklinde ortaya atılan iddialar. Vatandaşlar, bu tür etkinliklerin Türkiye'nin milli değerleriyle uyumlu olup olmadığının sorgulanması gerektiğini ifade ediyor.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlara bakın, bu tür etkinliklerin daha şeffaf ve denetlenebilir olması gerektiğine yönelik çağrılarla doludur.
Türkiye'nin egemenlik haklarına ve kültürel değerlerine saygı duyulmasını talep eden vatandaşlar, yabancı derneklerin faaliyetlerinin sınırlandırılmasını istemektedir. Yerel dinamiklerle uyumlu bir kültürel alışveriş sürecinin benimsenmesi gerektiği ifade edilerek, kamu kurumlarının bu konuda daha dikkatli hareket etmesi bekleniyor.
Nihayetinde,
Türkiye'de kültürel işbirliği adı altında yürütülen faaliyetlerin milli değerlere uygun şekilde düzenlenmesi ve yabancı kurumların etkinliklerinin yakından izlenmesi, toplumsal huzurun korunması açısından ayrıca önem arz etmektedir.
Burada yapılacak olan tek şey, Bursa Alliance Française nin kapatılması ve fahri konsolosluk makamının lağvedilmesi dir.
Bunun nedenlerini de sanırım tek tek açıklamaya bile gerek yok…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Kültürel İşbirliği mi, Misyonerlik mi?
Son yıllarda yabancı vakıf ve derneklerin Türkiye’deki faaliyetleri, özellikle "kültürel işbirliği" adı altında başlayan girişimlerin zamanla nasıl farklı amaçlara hizmet ettiği iddiaları kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor.
Bursa, önceki gün gündeme getirdiğimiz bu tartışmaların merkezinde bulunuyor ve özellikle Fransız kültür derneklerinin faaliyetleri tartışmaların odağında.
Uzun yıllardır Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Türk-Fransız Kültür Derneği'nin, ismini “Bursa Alliance Française” olarak değiştirmesiyle başlayan tartışmalar gündeme getirmemizin ardından yeniden alevlendi.
Alliance Française’in, Fransa’nın kültür ve dilini yaymak amacı taşıyan küresel bir ağın parçası olduğu bilinmektedir. Bu isim değişikliğinin ardından derneğin, kültürel propagandanın ötesine geçerek dini ve kültürel misyonerlik faaliyetlerine yöneldiği iddiaları artarak devam ediyor.
Bakın;
Bir dönem Fransa'nın Lille kentinden Bursa'ya geldiği ifade edilen Caroline Dekarnet isimli bir kişinin Bursa'da dernek aracılığıyla Hristiyanlık propagandası yaptığına yönelik iddiaların deşifre olması geniş yankı bulmuştu. Deşifre olmasının ardından bu kişinin Türkiye’den ayrılarak Rusya'ya yerleştiği belirtilse de, bu tür faaliyetlerin kamuoyunda yarattığı endişenin önüne geçilmiş değil.
Oysa Fransa'nın Türkiye ile güçlü ticari bağları olmasına rağmen, kültürel ve siyasi alanda Türkiye'ye yönelik tutumu herkesçe malum. Renault, Valeo ve Akwel gibi büyük Fransız şirketleri üretim faaliyetlerini Bursa'da yürütüyor.
Dikkat çekilen konu ise Fransa’nın Türkiye’deki kültürel işbirliği projelerinin "siyasi ve dini" propaganda amacına yönelerek amacından sapması.
Bu noktada Fransa’nın Türkiye’deki kültürel faaliyetlere yönelik katı politikalarının aksine, kendi topraklarında Türk kültürel faaliyetlerine engeller koyduğu herkes tarafından biliniyor. Türkiye'nin Paris'te cami inşası girişimlerine karşı duruşu bu durumun çarpıcı bir örneği olarak gösterilebilir.
Burada diğer bir önemli nokta ise Bursa'daki bu faaliyetlerin Fransız Fahri Konsolosluğu'nun da desteğiyle yürütülüyor şeklinde ortaya atılan iddialar. Vatandaşlar, bu tür etkinliklerin Türkiye'nin milli değerleriyle uyumlu olup olmadığının sorgulanması gerektiğini ifade ediyor.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlara bakın, bu tür etkinliklerin daha şeffaf ve denetlenebilir olması gerektiğine yönelik çağrılarla doludur.
Türkiye'nin egemenlik haklarına ve kültürel değerlerine saygı duyulmasını talep eden vatandaşlar, yabancı derneklerin faaliyetlerinin sınırlandırılmasını istemektedir. Yerel dinamiklerle uyumlu bir kültürel alışveriş sürecinin benimsenmesi gerektiği ifade edilerek, kamu kurumlarının bu konuda daha dikkatli hareket etmesi bekleniyor.
Nihayetinde,
Türkiye'de kültürel işbirliği adı altında yürütülen faaliyetlerin milli değerlere uygun şekilde düzenlenmesi ve yabancı kurumların etkinliklerinin yakından izlenmesi, toplumsal huzurun korunması açısından ayrıca önem arz etmektedir.
Burada yapılacak olan tek şey, Bursa Alliance Française nin kapatılması ve fahri konsolosluk makamının lağvedilmesi dir.
Bunun nedenlerini de sanırım tek tek açıklamaya bile gerek yok…