Ortadoğu'da savaş büyüyor.. Türkiye hazır olmalı...
Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2025 12:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2025 12:04
Ortadoğu yine kan, yine ateş… İsrail ve İran arasında başlayan savaş artık sadece bu iki ülkenin değil, bölgenin ve hatta dünyanın meselesi haline geldi. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin ağır bombardıman uçaklarıyla İran’ın nükleer tesislerini hedef almasıyla savaş yeni bir boyuta evrildi.
Artık mesele iki ülkenin hesaplaşması değil, emperyalistlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme planı.Bu açıkca görülüyor.
Esasen ABD, başından beri İsrail’in yanında yer aldı. Trump döneminde de, Biden döneminde de değişen hiçbir şey olmadı. Trump’ın “Netanyahu ile harika bir ekip olduk” sözleri, aslında başından beri yürütülen gizli ittifakın açık beyanıydı.
“İran rejimi” ifadesiyle yapılan söylem değişikliği de, sadece İran’ın değil, bölgedeki diğer ülkelerin de hedef olacağının açık bir işareti olarak değerlendirilebilir.
Peki bugün Suriye, Yemen, Irak, Libya, Lübnan ve Filistin üzerinde oynanan oyunların bir sonraki perdesi Türkiye olabilir mi? Bu sorunun cevabı sahadaki gelişmelere bağlı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hazırlıklarımızı yaptık, savunma sanayimizi daha da güçlendireceğiz” sözleri, Ankara’nın olası bir bölgesel çatışmaya karşı ciddi tedbirler aldığını gösteriyor.
Türkiye, bir İran değil, bir Suriye ya da Lübnan da değil. Saldırılırsa cevabını en ağır şekilde verme kudretine ahip.Ancak mesele sadece dış tehdit değil. İç cephede birlik ve beraberlik sağlanamazsa dışarıdan gelecek hiçbir saldırıya karşı tam anlamıyla direnç gösteremeyiz.
Bu nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “terörsüzTürkiye” söylemiyle işaret ettiği iç tehditler de bu süreçte büyük önem taşıyor.
Unutmayalım ki savaş yalnızca cephede verilmez. En az cephe kadar kritik olan bir başka alan da istihbarattır. İran’da savaşın ilk günlerinde öldürülen 12 üst düzey general, Genelkurmay Başkanı ve 17 bilim insanı, İsrail’in içeriden nasıl çalıştığını gösteriyor.
Türkiye bu konuda zamanında adım atmış, yabancı istihbarat ağlarına karşı operasyonlar gerçekleştirmiştir.Ancak tehdit bitmiş değildir.
Suriye’de, Irak’ta hâlâ aktif olan PKK varlığı ve İran’ın yıllarca Türkiye’ye karşı kullandığı PEJAK gibi unsurlar bugün yeni görevler için pusuda bekliyor. Savaşın büyümesiyle bu taşeron yapıların yeniden devreye alınması an meselesidir.
Bugün terör devleti İsrail tarihinin en büyük yıkımıyla karşı karşıya. Demir Kubbe çöktü. Tel Aviv, İran füzeleriyle sarsılıyor. Ancak bu, savaşın sona erdiği anlamına gelmiyor.Aksine, yeni bir dönemin başlangıcındayız gibi görünüyor.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Uyanık olmalıyız. İç cephede güçlü durmalıyız. Birlik içinde hareket etmeliyiz.Çünkü bu savaş yalnızca İran’ın değil, tüm bölgenin savaşı haline gelebilir.Ve unutmayalım ki bu savaşın seyircisi olmak, bir gün hedefi olmak demektir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Ortadoğu'da savaş büyüyor.. Türkiye hazır olmalı...
Ortadoğu yine kan, yine ateş… İsrail ve İran arasında başlayan savaş artık sadece bu iki ülkenin değil, bölgenin ve hatta dünyanın meselesi haline geldi. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin ağır bombardıman uçaklarıyla İran’ın nükleer tesislerini hedef almasıyla savaş yeni bir boyuta evrildi.
Artık mesele iki ülkenin hesaplaşması değil, emperyalistlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme planı.Bu açıkca görülüyor.
Esasen ABD, başından beri İsrail’in yanında yer aldı. Trump döneminde de, Biden döneminde de değişen hiçbir şey olmadı. Trump’ın “Netanyahu ile harika bir ekip olduk” sözleri, aslında başından beri yürütülen gizli ittifakın açık beyanıydı.
“İran rejimi” ifadesiyle yapılan söylem değişikliği de, sadece İran’ın değil, bölgedeki diğer ülkelerin de hedef olacağının açık bir işareti olarak değerlendirilebilir.
Peki bugün Suriye, Yemen, Irak, Libya, Lübnan ve Filistin üzerinde oynanan oyunların bir sonraki perdesi Türkiye olabilir mi? Bu sorunun cevabı sahadaki gelişmelere bağlı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hazırlıklarımızı yaptık, savunma sanayimizi daha da güçlendireceğiz” sözleri, Ankara’nın olası bir bölgesel çatışmaya karşı ciddi tedbirler aldığını gösteriyor.
Türkiye, bir İran değil, bir Suriye ya da Lübnan da değil. Saldırılırsa cevabını en ağır şekilde verme kudretine ahip.Ancak mesele sadece dış tehdit değil. İç cephede birlik ve beraberlik sağlanamazsa dışarıdan gelecek hiçbir saldırıya karşı tam anlamıyla direnç gösteremeyiz.
Bu nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “terörsüzTürkiye” söylemiyle işaret ettiği iç tehditler de bu süreçte büyük önem taşıyor.
Unutmayalım ki savaş yalnızca cephede verilmez. En az cephe kadar kritik olan bir başka alan da istihbarattır. İran’da savaşın ilk günlerinde öldürülen 12 üst düzey general, Genelkurmay Başkanı ve 17 bilim insanı, İsrail’in içeriden nasıl çalıştığını gösteriyor.
Türkiye bu konuda zamanında adım atmış, yabancı istihbarat ağlarına karşı operasyonlar gerçekleştirmiştir.Ancak tehdit bitmiş değildir.
Suriye’de, Irak’ta hâlâ aktif olan PKK varlığı ve İran’ın yıllarca Türkiye’ye karşı kullandığı PEJAK gibi unsurlar bugün yeni görevler için pusuda bekliyor. Savaşın büyümesiyle bu taşeron yapıların yeniden devreye alınması an meselesidir.
Bugün terör devleti İsrail tarihinin en büyük yıkımıyla karşı karşıya. Demir Kubbe çöktü. Tel Aviv, İran füzeleriyle sarsılıyor. Ancak bu, savaşın sona erdiği anlamına gelmiyor.Aksine, yeni bir dönemin başlangıcındayız gibi görünüyor.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;
Uyanık olmalıyız. İç cephede güçlü durmalıyız. Birlik içinde hareket etmeliyiz.Çünkü bu savaş yalnızca İran’ın değil, tüm bölgenin savaşı haline gelebilir.Ve unutmayalım ki bu savaşın seyircisi olmak, bir gün hedefi olmak demektir.