Türkiye’de son 20 yılın en çok konuşulan, iktidara her seçimde puan kazandıran alanı olan sağlık sistemi artık alarm veriyor. Nüfus artıyor, şehir hastanesi çevre illere de bakmak zorunda kalıyor, mevcut Tıp Fakültesi ve Devlet hastanelerinin fiziki şartları yetersiz. Kısacası sağlıkta işler beklenildiği gibi gitmiyor..

Acemler ’de yapımı süren 1300 yataklı hastane elbette önemli bir yatırım. İl Başkanı Davut Gürkan da milletvekillerinden Mustafa Yavuz ve diğerleri destek veriyor, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Bakanlık projeyi sahiplenmiş durumda.

Hepsi güzel.Ama bizim derdimiz bugün hizmet veren hastaneler. Acil servisler tıklım tıklım, yoğun bakımlar dolup taşıyor...

Esasen, Hastanelerin acilleri bir anlamda ESOS veriyor. Yoğun bakım bulmak neredeyse imkânsız. Fiziki yapıları bile yükü taşıyamaz hale gelen hastanelerde "Enfeksiyon" riski tavan yapmış.

Personel eksik, şartlar ağır. Yeni İl Sağlık Müdürü var ama bir gece olsun hastaneleri gezip “Durum ne?” diye bakan yok. Özellikle Yüksek ihtisas hastanesinde...

Sağlıkçı değilim ama hafif geçen bir griple bile sağlık çalışanı hastaların yanına girmek zorunda kalıyor. Bu hem hastaya hem de çalışan açısından bir risk değil mi?

Vatandaşın azarlanması sanki normalleşti...

Bir de işin vatandaşa davranış boyutu var. Bazı sekreterler, danışmadaki personeller… Adres soran insanın yüzüne bile bakmadan "Bilmiyorum, başkasına sor" gibi ifadelerle ortaya konulan tavır...

Hastane müdürleri hiç mi hastane içlerindeki kameralara bakmıyor... Hiç mi koridorlara bakmıyor? Milletin vergisiyle maaş alan bir çalışan vatandaşa ters davranıyorsa gereği yapılmayacak mı?

Elbette içlerinde işini layıkıyla yapan, işinin hakkını veren insanlar var. Haksızlık yapmayalım. Ama sayı az. Çok az....

Bakın;

Kapsama alanımızdaki Çekirge Devlet Hastanesinde de aynı yoğunluk yaşanıyor .Onlarında imkanları kısıtlı, ama Başhekim yardımcılarından tutunda Doktorları, fedakarca mücadele eden yoğun bakım çalışanları, danışma görevinde bulunan Nihat Öziş gibi çalışanların davranışları, tavrı insanların içini ısıtıyor...

Hasta yakınlarının "Allah bu güzel insanlardan razı olsun" ifadeleri hala kulaklarımda çınlıyor...

Sağlık sisteminin bir de sendika ayağı var işin. “Arkamda sendika var bana bir şey olmaz” diye dolaşanlar, kendi ekibini kritik yerlere yerleştirenler…

Yıllardır sağlık üzerinden geçinen tipler. Bu işin en büyük zararını yine vatandaş görüyor, fatura ise siyasete kesiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta “Vatandaş rahat etsin.İnsanların ayağına kadar gidip yardımcı olun” diyor. Peki başta sağlık İl Müdürlüğü olmak üzere kurumları yönetenler bu mesajı hiç mi duymuyor mu?

Önümüzdeki günlerde bu konuyu ayrıntılı olarak yazacağım...Kimsenin kuşkusu olmasın.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum;

Halka hizmet etmek, hakka hizmet etmektir. Bu kadar basit.

Sendika gölgesine saklanıp kurumları yıpratmanın kimseye faydası yok. İşini yapmayanın da arkasında kim olursa olsun gözünün yaşına bakılmamalı.

Bu şehir sağlıkta nefes almak istiyor. Gereken adımlar atılmazsa bu faturayı herkes birlikte öder. Başta siyaset kurumu...