SON DAKİKA
Hava Durumu

Yanlışsa yanlıştır, ısrara gerek yok

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2025 11:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2025 11:29

Bolu Kartalkaya’da yaşanan facianın ardından başlayan tartışmalar artarak devam ediyor. Herkes taraf olmuş…

Suçlu kim?

Suçlu kim olursa olsun, ortada bir yanlış var bu yanlışta ısrar etmenin de anlamı yok. Sonuçta denetim yapılmamış 78 insanımız “Rant” ekonomisine kurban edilmiş…

Bu tip yanlışlar her alanda kendini gösteriyor. Yapılan şikâyetler dikkate alınmıyor. Taki ortaya istenmeyen sonuçlar çıkana kadar..

Bu nedenle kimse kusura bakmasın, Bursa’yı perişan eden, insan sağlığını olumsuz etkileyen “vurdumduymazlığa” karşı “Rant” ekonomisine karşı mütevazı cümleler kuracak değilim…

Birinci sınıf tarım arazilerinde inşaatlar yapılıyor, Havamız, derelerimiz su kaynaklarımız kirletiliyor, sorumluların sesi çıkmıyor…Hatta bazıları sorumluluk bile almıyor…Kartalkaya’da olduğu gibi top yine taca atılıyor..

Bakın,

Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol açıklamıştı, “Kestel’de kanser vakaları arttı” diye…Ama doğrudan birileri çıkıp da “Şehir Merkezinde kalan Bursa Çimento Kestel’i dolayısıyla Bursa’yı zehirliyor” ifadelerini kullanmıyor..

Oysa Yıllardır tarım alanlarını toz yağmuruna maruz bırakan, Kestel’de yaşayan insanların zaman zaman sağlığını da olumsuz yönde etkileyen Kestel Çimento Fabrikası kapasite artırımına gitmiş yenileme adı altında yeni bir fabrika kurulmasının hazırlıklarını tamamlamış.

Aslında yapılması düşünülen santralle ilgi teknik detaylara girecek değilim; Okuyucularımızı da sıkmak istemen. Ancak Kestel için dolayısıyla Bursa adına ciddi bir yanlışlığa imza atıldığını önce Gazeteci Alparslan Yıldız yazarak, Mimarlar Odası ve İMO’nun Akademik odaların bu konuda başlattığı mücadeleyi kamuoyu ile paylaşmıştı..

Bu noktada Bursa’nın havasını suyunu soluyan bir kişi olarak, “Bir yanlış varsa” bizimde bu yanlışa dur deme hakkımız olduğunu ifade etmek isterim.

Nasıl ki Yeşil Şehir kurulurken, birinci sınıf tarım arazilerinin vasfının değiştirilerek, dev binaların ovaya dikilmesinin o dönem bile yanlış olduğunu ifade etti isek, Bursa çimentonun kapasitesini 3 katına çıkararak şehri zehirlenmesinin de yanlış olduğunu üstüne basa basa ifade ederim..

Hiç kimse çıkıp ta bu durum hakkında “Teknolojisini yeniliyor. Filtreler çalışırsa bir şey olmaz” şeklinde ifadeler kullanarak mevcut durumu farklı boyuta çekerek güç toplamaya çalışmasın. Yıllardır o fabrikada zaten filtre vardı. Bu rağmen ağaçlar bile renk değiştiriyordu.

Yanlış yanlıştır. İki yanlış bir doğru etmez.

Yapılan yatırımlar “Çevreye ve insana zararlı değilmiş” gibi iddialarla toplumda yükselen tansiyonu düşürmeye çalışanlara da akademik odalardan zaten gereken cevap veriliyor.

Bunu da kimse yemez…

Elbette ki çimento ülkemiz için, Bursa için gerekli, bir o kadar da önemli ihtiyaçtır. Ancak hiçbir ihtiyaç insan hayatından önemli değildir.

Bursa çimentonun ek yatırımlarla kapasite artırımına gitmesi demek, insanların 3 kat daha fazla toz soluması, verimli tarım arazilerin de 3 kat daha fazla ölüme terk edilmesidir.

Yıllar önce Ovaakça termik Santral kurulduğunda da yanlış olduğunu yazdık çizdik. Yapılmasın diye çok mücadele ettik, dinletemedik.

Ne oldu;

Trilyonlarca lira harcanarak yapılan termik santral işlevini yerine getirip getirmemesi bir tarafa, bölgenin ekolojik dengesini bozdu. Santralın bulunduğu bölgeye kışın kar bile yağmıyor, kar…

Şimdi; Bursa Çimentonun yetkilileri tam saha baskı taktiğiyle ikna çalışmalarına başlayacak her platformda anlatmaya insanları ikna etmeye çalışacaktır.

Bu süreçte anlayan beri gelsin…

Burada bir başka tehlike de kapasite artırımı ile ortaya çıkacak olan atıkların 3 katına çıkması ile nasıl bertaraf edilecektir. Olası bir sıkıntıda santralden çıkacak toz bulutlarının insan sağlığı üzerinde yapacağı etkiyi düşünebiliyor musunuz?

Rüzgâr ve hava akımlarıyla gökyüzüne çıkacak olan o toz partiküllerin bir süre sonra yağmurla birlikte insanların üzerine yağabileceği hesap ediliyor mu?

Hatta uzmanlara göre, dumanla birlikte havaya karışan toz bulutlarının yağışlarla birlikte bir süre sonra da kentin üzerine yağabileceğini ifade ediliyor.

Gerçekten ürkütücü…

Yıllar önce bile Bursa'nın içinde kalan Bursa çimento fabrikasının zaman zaman Kestel ve bölgesini olumsuz etkilediğini, çevredeki ağaçların beyaza büründüğünü ifade ederken de o dönem aynı hassasiyeti göstermiştim.

Bursa zehirlenmesin istiyoruz.

Bu kentin çimento ihtiyacı varsa, fabrika şehir dışına taşınmalıydı. Şehir dışına…

Yakında serzenişler tavan yapar.

Daha şimdiden, şehrin dört bir yanında, sancılanmalar başladı.

En azından bir Gazeteci olarak, hiç kimse kusura bakmasın, bizim de konuyu gündemde tutma gibi bir sorumluluğumuz var.Bizlerde kamu görevi yapıyoruz.Halkı bilinçlendirmek, doğruyu yanlış tarafsız bir şekilde aktarmakla birlikte kendi fikirlerimizi paylaşmak durumundayız.

Bu konuda düşünce üreten herkes, kafasını avuçlarının içine alıp defalarca düşünmelidir.
İnsan yaşamından daha önemli ne var?

Burada İnsandan yana taraf olmak var.

Şayet birileri çıkıp da “Çimentoya ihtiyacımız var, İnsanların zehirlenerek akciğer kanserinden ölmesi, Bursa’da yaşanacak çevre felaketi bizi bağlamaz” diyorsa ve böyle bir anlayışın tezahürü olarak tuttukları parmağın balını yalıyorsa, söylenecek tek kelime vardır;

PES Doğrusu…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.