Bu fotoğraf, o filmi aklıma getirdi.
   ‘Çizgili Pijamalı Çocuk’
   Orijinal adıyla; The Boy in the Striped Pyjamas..
   Çok etkileyen, çok yürek yaralayan filmlerden biridir.
   Olay; insanlık tarihinin en zalim, en utanç verici zamanlarından birinde geçiyor.
   Avrupa’da holocaust (soykırım) dönemi..
   Tüyler ürperten, ders, ibret alınması gereken bir dönemdir.
   Eser; II. Dünya Savaşı sırasında bir Alman subayının 8 yaşındaki çocuğu ile toplama kampı Auschwitz‘deki bir Yahudi çocuğun arkadaşlığını ele alan filmdir.
   Nazi Almanyası küçük Bruno’nun babasını görevli olarak Polonya’ya gönderir. Bruno, kasabadaki toplama kampının tel örgülerinin öbür yanındaki Shmuel adlı yahudi bir çocukla arkadaş olur.
   Aynı yaşta 2 çocuk ve 2 zıt gerçeklik.
   Biri üniformalı, diğeri “çizgili pijamalı aile”nin oğlu..
   Hiçbir çocuk; nerede, hangi ana babanın evladı, hangi dinden, hangi ırktan, milletten olacağını seçemiyor.
   Ama onlar çocuk işte..
   Ortamları farklı olsa da aynı isteklerde, aynı masumiyette..
   Büyüklerinin aksine birbirlerini anlıyorlar.
   Birbirlerini oyun oynayacak, günlerini, maceralarını paylaşacak birer arkadaş olarak görüyorlar.   
   Aralarını ayıran tel örgülere ise bir anlam veremiyorlar.
   Filmin sonu da çok dramatiktir.
   Sadece Nazi Almanyası’nda mı?.
   Bakın şöyle bir etrafınıza..
   Çocuklar arasında farklılıklar, tel örgüler, bariyerler, zıtlıklar, eşitsizlikler hala yaşamımızın bir parçası..
   Film şunu da düşündürür;
   “Başkalarının ne acılar çektiğinin farkında olmayız, ta ki biz de o başkası olana kadar.”
   Eserin yazarı John Boyne de; şu can alıcı soruyu sorar;
   “Tam olarak fark neydi?
   Hangi insanların çizgili pijama,
   hangilerinin üniforma giyeceğine
   kim karar vermişti?”