13.yüzyılda yaşamış ve dönemine damga vuran Mevlana Celaleddin Rumi’nin söylediği sözler nesillerdir aktarılmıştır. Mevlana denilince akla ilk gelen kavramlardan biri hoşgörü ve barıştır. Hz. Mevlana sözleri akıllarda yer etmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Hal böyle olunca… Söylemiş olduğu sözler ve öğütler yüzyıllar boyunca ders niteliğinde de kullanılmıştır. Eee doğal olarak ta şimdi onun dizeleriyle içimdeki serzenişleri yankılamak isterim fakat…Onun kadar yüce olmadığım için sadece "Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana…" diyebilirim. Her zaman kullandığım bir söz vardır benim…İnsanoğlu ilk yaptıklarını değil, son yaptıklarını görür. Ve bunu hata olarak kabul eder…Aklında tutar. Sonuç…Bütün emeklerin bir sabun köpüğü gibi yok olur gider. Sana da bir tek söz kalır peki öyle olsun.
Ne hoş görü, ne sabır…sabır sabır ya sabır
Öyle bir zamandayız ki, Artık insanda ne hoş görü, ne sabır… Nede güven kaldı. Özellikle de yaşadığımız bu ekonomi pahalılık insanları dahada yordu…daha iki yüzlü ve de dahada mutsuz etti. Eskiden yassı balık yan gider, Borç yiğidin kamçısı vs, vs…vs… der geçiştirirken hayatı, şimdi bir lokma ekmeğe 40 takla atar olduk.Ama bu taklalar daha ne kadar atılacak. Orasınıda artık yaradan bilir.
Gelelim saadette, geçmişte insanlar kendilerine manevi bir rota çizerken çeşitli ve derin manalı cümleler kurmaya özen göstermiştir. Çünkü bu cümlelerin gelecek nesillerce ilke edinmeleri olası bir durumdu. Ayrıca büyüklerin sözleri her açıdan kayda değer bir anlam içeriyor yani 'atasözlerimiz'. Derin anlamları ve dürtücü yönleri ile insanları bazı konularda uyarmak ve onlara içinde bulundukları durumları izah etmek için sık sık kullanılan bu atasözlerimizden en manalısını seçecek olursam.."Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın"olur herhalde. Neden illaki bu atasözü derseniz… Belki de yüzyıllardır, insanların ardına saklandığı bir atasözü olduğu içindir derim. Çünkü geçmiş, gelecek, dil, din, ırk demeden insanlığın her daimi yönden vazgeçemediği davranışı olduğu için derim. Bu atasözü bazı insanların kendilerine zarar gelmediği sürece etrafında gerçekleşen olumsuz olaylara izin veriyorolması manasını taşıdığı için de derim.Diğer insanlara zarar gelmesi onlar için önemli olmamakla beraber kendilerine zarar vermeyen bir kötülüğün dilediği kadar yaşamasında bir sakınca görmüyor olmalarından dolayı bu sözü seçtim derim. Bu mantık ta olupta ,bu şekilde davranmaya devam eden insanlara soracağım tek bir soru var…
Daha ne kadar bu yılanlara göz yummaya devam edeceksiniz?
Unutmayın ki, "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığı ile hareket etmek insanı yavaş yavaş yalnızlaştırır.
Sevgiyle kalın…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Funda Avcı
Peki öyle olsun!
13.yüzyılda yaşamış ve dönemine damga vuran Mevlana Celaleddin Rumi’nin söylediği sözler nesillerdir aktarılmıştır. Mevlana denilince akla ilk gelen kavramlardan biri hoşgörü ve barıştır. Hz. Mevlana sözleri akıllarda yer etmiş ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Hal böyle olunca… Söylemiş olduğu sözler ve öğütler yüzyıllar boyunca ders niteliğinde de kullanılmıştır. Eee doğal olarak ta şimdi onun dizeleriyle içimdeki serzenişleri yankılamak isterim fakat…Onun kadar yüce olmadığım için sadece "Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana…" diyebilirim. Her zaman kullandığım bir söz vardır benim…İnsanoğlu ilk yaptıklarını değil, son yaptıklarını görür. Ve bunu hata olarak kabul eder…Aklında tutar. Sonuç…Bütün emeklerin bir sabun köpüğü gibi yok olur gider. Sana da bir tek söz kalır peki öyle olsun.
Ne hoş görü, ne sabır…sabır sabır ya sabır
Öyle bir zamandayız ki, Artık insanda ne hoş görü, ne sabır… Nede güven kaldı. Özellikle de yaşadığımız bu ekonomi pahalılık insanları dahada yordu…daha iki yüzlü ve de dahada mutsuz etti. Eskiden yassı balık yan gider, Borç yiğidin kamçısı vs, vs…vs… der geçiştirirken hayatı, şimdi bir lokma ekmeğe 40 takla atar olduk.Ama bu taklalar daha ne kadar atılacak. Orasınıda artık yaradan bilir.
Gelelim saadette, geçmişte insanlar kendilerine manevi bir rota çizerken çeşitli ve derin manalı cümleler kurmaya özen göstermiştir. Çünkü bu cümlelerin gelecek nesillerce ilke edinmeleri olası bir durumdu. Ayrıca büyüklerin sözleri her açıdan kayda değer bir anlam içeriyor yani 'atasözlerimiz'. Derin anlamları ve dürtücü yönleri ile insanları bazı konularda uyarmak ve onlara içinde bulundukları durumları izah etmek için sık sık kullanılan bu atasözlerimizden en manalısını seçecek olursam.."Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın"olur herhalde. Neden illaki bu atasözü derseniz… Belki de yüzyıllardır, insanların ardına saklandığı bir atasözü olduğu içindir derim. Çünkü geçmiş, gelecek, dil, din, ırk demeden insanlığın her daimi yönden vazgeçemediği davranışı olduğu için derim. Bu atasözü bazı insanların kendilerine zarar gelmediği sürece etrafında gerçekleşen olumsuz olaylara izin veriyor olması manasını taşıdığı için de derim.Diğer insanlara zarar gelmesi onlar için önemli olmamakla beraber kendilerine zarar vermeyen bir kötülüğün dilediği kadar yaşamasında bir sakınca görmüyor olmalarından dolayı bu sözü seçtim derim. Bu mantık ta olupta ,bu şekilde davranmaya devam eden insanlara soracağım tek bir soru var…
Daha ne kadar bu yılanlara göz yummaya devam edeceksiniz?
Unutmayın ki, "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığı ile hareket etmek insanı yavaş yavaş yalnızlaştırır.
Sevgiyle kalın…