Terör, cinayet, küçük çocuklara karşı istismar, tecavüz gibi her türlü affedilmeyecek suçlar için istenilen idam cezaları tekrar geri gelsin sesleri bir hayli yükselmeye başladı.
Suçlular için yeni hapishaneler yaparak onları beslemek yerine suç işlemeyi caydıracak cezalar ibreti âlemlik olsun ki, daha niyetine girmeden karşılaşacağı sonu bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesi gerekmektedir.
Şayet idam cezası vicdanları rahatlatmaya yetecekse geri getirilip on, yirmi sene bir deneyelim de görelim.
Suçu vatan hainliği ile kesin ve sabitse neden hala hapishanelerde besleniyor ki, asın gitsin.
Terör faaliyetler de bulunup yıkıp, yakan, öldürenlerin suçu sabitse onları da asın gitsin.
Belindeki silahı çıkarıp çocukları önünde annelerini öldürenleri de asın gitsin.
Alçaklık yapıp çocuklara tecavüz eden ve sonrada hunharca katledenleri hiç bekletmeden asın gitsin.
Asılacaklar asılsın sonra geri kalanlara da kısasa kısas uygulansın diyorum.
Adaletin kılıcı denildiği zaman bir an durup, insanın kendine gelmesi gerekmektedir.
Öyle bir adalet uygulansın ki verilen hüküm karşısında “hak yerini buldu” denilsin.
Toplumu ayakta tutacak, yıkılmasını engelleyecek sebeplerden bir tanesi de bireylerin adalete tam güveniyle mümkündür..
Suç işleyenlerin arka kapıdan çıkma mantığının geçerliliği olmaması gerekmektedir.
Hüküm adaletli olursa devletin varlığı her daim sağlam olacaktır.
Adalet Mülkün temelidir, sözü gayet açık ve nettir.
Suç oranı her geçen gün daha da artıyorsa bu verilen cezaların hafifliğindendir.
Toplumun huzur ve refahı en çabuk nasıl tesis edilecekse biz millet olarak hazırız.
İsterse seçeneklerde referandum olsa bile.
Yeter ki gözyaşları hafiflesin ve vicdanlar rahatlasın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Ali Akçaseven
İdam geri mi gelsin?
Terör, cinayet, küçük çocuklara karşı istismar, tecavüz gibi her türlü affedilmeyecek suçlar için istenilen idam cezaları tekrar geri gelsin sesleri bir hayli yükselmeye başladı.
Suçlular için yeni hapishaneler yaparak onları beslemek yerine suç işlemeyi caydıracak cezalar ibreti âlemlik olsun ki, daha niyetine girmeden karşılaşacağı sonu bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesi gerekmektedir.
Şayet idam cezası vicdanları rahatlatmaya yetecekse geri getirilip on, yirmi sene bir deneyelim de görelim.
Suçu vatan hainliği ile kesin ve sabitse neden hala hapishanelerde besleniyor ki, asın gitsin.
Terör faaliyetler de bulunup yıkıp, yakan, öldürenlerin suçu sabitse onları da asın gitsin.
Belindeki silahı çıkarıp çocukları önünde annelerini öldürenleri de asın gitsin.
Alçaklık yapıp çocuklara tecavüz eden ve sonrada hunharca katledenleri hiç bekletmeden asın gitsin.
Asılacaklar asılsın sonra geri kalanlara da kısasa kısas uygulansın diyorum.
Adaletin kılıcı denildiği zaman bir an durup, insanın kendine gelmesi gerekmektedir.
Öyle bir adalet uygulansın ki verilen hüküm karşısında “hak yerini buldu” denilsin.
Toplumu ayakta tutacak, yıkılmasını engelleyecek sebeplerden bir tanesi de bireylerin adalete tam güveniyle mümkündür..
Suç işleyenlerin arka kapıdan çıkma mantığının geçerliliği olmaması gerekmektedir.
Hüküm adaletli olursa devletin varlığı her daim sağlam olacaktır.
Adalet Mülkün temelidir, sözü gayet açık ve nettir.
Suç oranı her geçen gün daha da artıyorsa bu verilen cezaların hafifliğindendir.
Toplumun huzur ve refahı en çabuk nasıl tesis edilecekse biz millet olarak hazırız.
İsterse seçeneklerde referandum olsa bile.
Yeter ki gözyaşları hafiflesin ve vicdanlar rahatlasın.