Son “Külliyede bir CHP’li” olayı da göstermiştir ki; CHP her olaydan kendi aleyhine bir sonuçla çıkmaktadır.
Külliyeye giden CHP’li tezgahı geri tepmiştir.
Hem Cumhurbaşkanlığından ve hem de Muharrem İnce tarafından yapılan net açıklamalardan bu işin bir tezgah olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve gerekse de CHP sözcülerinin yaptığı açıklamalarda suçluluk psikolojisinin tesirlerini görmekteyiz.
Kemal Kılıçdaroğlu, ilk başta kendisine sorulan bir CHP’linin külliyeye gittiğini biliyor musunuz sorusuna verdiği cevapta “Evet biliyorum, şaşırmadım doğrudur” diye cevap vermişti. Her dakika televizyonlarda bunu izliyoruz.
Ancak gelin görün ki; Kılıçdaroğlu şimdi yan çiziyor.
Göz göre milleti aptal yerine koymaya kalkıp “Sözlerim çarpıtıldı. Ben aslında CHP’li birisi külliyeye gitti ve bunu biliyorum demek istememiştim. Külliye tarafından devamlı böyle işler yapılıyor demek istemiştim” diyerek ilk söylediği sözlerle taban tabana zıt şeyler söylüyor.
Aslında bu geri vitesi her zaman yapıyor Kılıçdaroğlu.
Baktı ki işler sıkıntılı; bir önceki dediğini daha sonra rahatlıkla inkâr edebiliyor.
Bununla ilgili birçok örneğe sosyal medyadan ulaşabilirsiniz.
Bu sefer de kalkıştıkları işi eline yüzüne bulaştırmışlardır.
İşin altından kalkamayacaklarını anlayınca da parti yöneticilerine konuşma yasağı getirmişler, basın toplantısı yapan parti sözcüsü de toplantının sonunda soru almayacağını ifade ederek adeta kaçarak oradan uzaklaşmıştır.
***
Hükümete saldırılarıyla bilinen ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni Amiral Gemisi’ diye methettiği Sözcü Gazetesi ve yazarlarının düştüğü duruma bakar mısınız?
Ne demişler; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
Adama demezler mi…
Hadi beyler temizleyin şimdi bu pisliği.
Sözcü Gazetesi ve bu işe pişkinlik gösteren Fatih Altaylı gibi diğer bazı yazarları da objektif davranmaya davet ediyoruz.
***
Şimdi herkesin konuştuğu sudur:
Baykal’a karşı kaset kumpası ile başa getirilen Kılıçdaroğlu bundan sonra da değişik kumpaslarla mi başta kalmayı sürdürecek?
Böyle bir anlayışla siyaset yapılır mı?
Hele hele ana muhalefet olunur mu?
Salı günkü grup toplantısında Başkan Erdoğan ne dedi:
“O kadar sene başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yaptım. Ona hayıflanıyorum ki dişime göre bir ana muhalefet bulamadım” diyerek resmen dalda geçmiş CHP ile.
Erdoğan’ın dediği gibi bence de Kılıçdaroğlu CHP için ideal genel başkandır!
Bu gidişle daha sittin sene iktidar yüzü göremezler.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Murat Sevinç
DİŞE GÖRE MUHALEFET
Son “Külliyede bir CHP’li” olayı da göstermiştir ki; CHP her olaydan kendi aleyhine bir sonuçla çıkmaktadır.
Külliyeye giden CHP’li tezgahı geri tepmiştir.
Hem Cumhurbaşkanlığından ve hem de Muharrem İnce tarafından yapılan net açıklamalardan bu işin bir tezgah olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve gerekse de CHP sözcülerinin yaptığı açıklamalarda suçluluk psikolojisinin tesirlerini görmekteyiz.
Kemal Kılıçdaroğlu, ilk başta kendisine sorulan bir CHP’linin külliyeye gittiğini biliyor musunuz sorusuna verdiği cevapta “Evet biliyorum, şaşırmadım doğrudur” diye cevap vermişti. Her dakika televizyonlarda bunu izliyoruz.
Ancak gelin görün ki; Kılıçdaroğlu şimdi yan çiziyor.
Göz göre milleti aptal yerine koymaya kalkıp “Sözlerim çarpıtıldı. Ben aslında CHP’li birisi külliyeye gitti ve bunu biliyorum demek istememiştim. Külliye tarafından devamlı böyle işler yapılıyor demek istemiştim” diyerek ilk söylediği sözlerle taban tabana zıt şeyler söylüyor.
Aslında bu geri vitesi her zaman yapıyor Kılıçdaroğlu.
Baktı ki işler sıkıntılı; bir önceki dediğini daha sonra rahatlıkla inkâr edebiliyor.
Bununla ilgili birçok örneğe sosyal medyadan ulaşabilirsiniz.
Bu sefer de kalkıştıkları işi eline yüzüne bulaştırmışlardır.
İşin altından kalkamayacaklarını anlayınca da parti yöneticilerine konuşma yasağı getirmişler, basın toplantısı yapan parti sözcüsü de toplantının sonunda soru almayacağını ifade ederek adeta kaçarak oradan uzaklaşmıştır.
***
Hükümete saldırılarıyla bilinen ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni Amiral Gemisi’ diye methettiği Sözcü Gazetesi ve yazarlarının düştüğü duruma bakar mısınız?
Ne demişler; alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
Adama demezler mi…
Hadi beyler temizleyin şimdi bu pisliği.
Sözcü Gazetesi ve bu işe pişkinlik gösteren Fatih Altaylı gibi diğer bazı yazarları da objektif davranmaya davet ediyoruz.
***
Şimdi herkesin konuştuğu sudur:
Baykal’a karşı kaset kumpası ile başa getirilen Kılıçdaroğlu bundan sonra da değişik kumpaslarla mi başta kalmayı sürdürecek?
Böyle bir anlayışla siyaset yapılır mı?
Hele hele ana muhalefet olunur mu?
Salı günkü grup toplantısında Başkan Erdoğan ne dedi:
“O kadar sene başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yaptım. Ona hayıflanıyorum ki dişime göre bir ana muhalefet bulamadım” diyerek resmen dalda geçmiş CHP ile.
Erdoğan’ın dediği gibi bence de Kılıçdaroğlu CHP için ideal genel başkandır!
Bu gidişle daha sittin sene iktidar yüzü göremezler.