Osmanlı Devleti’nin üç kıta ve yedi denize hâkim olması tesadüfî bir olay değildir.
20 milyon kilometre kare bir coğrafyaya hükmetmek nasıl izah edilebilir?
Bu işin bir zahiri ve bir de manevi yönü vardır.
Sadece zahire göre değerlendirmek doğru değildir.
Osmanlı Devleti Nizam-ı âlem davasını gütmüştür.
Buna İlâyı Kelimetullah davası da diyoruz.
Bu nedenle Türklere Allahın askerleri de denir.
Birçok Osmanlı Padişahının evliya mertebesinde olduğu bilinir.
Ya da en azından yanlarında maneviyat yüklü büyük Allah dostları bulunuyordu.
Örneğin; Yıldırım Beyazıt’ın yanında devrin büyük evliyası Emirsultan Hazretleri vardı.
Keza; Fatih Sultan Mehmet’in yanında da Akşemseddin Hazretlerini görüyoruz.
Bu zatlar, Osmanlı Padişahlarının nefsani hareketlerden uzak durmasını sağlıyorlar, onları İslam’a aykırı bir tasarrufta bulunmaktan men ediyorlardı.
Osmanlının amacı kuru kuruya bir cihangirlik davası değildi.
Allahın emrini yaymak ve Nizam âlem davasını gütmekti.
Bunu bilmeyenler veya anlamayanların Osmanlı ile ilgili ahkâm kesmeleri ne kadar da beyhudedir.
 ***
Bugüne gelecek olursak; bütün Türk- İslâm âleminin gözü kulağı bizdedir.
Niyet hayır ise akıbet de hayır oluyor.
Türk milleti uzun bir aradan sonra kendi içinden bir milli adam çıkarmıştır.
Yılların getirdiği eziklik sona ermiş ve milletimiz ayağa kalkmıştır.
Artık bu saatten sonra geriye dönüş yoktur.
Kaybettiğimiz yılları geri alıyoruz.
İnançla, azimle ve cesaretle yürüyoruz.
Bizi, ne seçimler ve ne de referandumlar yolumuzdan döndüremez.
Büyük Türk milleti ve bir buçuk milyarlık İslâm âlemi her şeyin farkındadır.
Yeni bir dünya düzeni kuruluyor.
Velev ki, sömürü düzeni istemese de.
 ***
Vatandaşlara soruyorlar:
Neden “Evet” vereceksin diye…
Milletimizin büyük bir bölümü de “Biz Erdoğan’dan memnunuz; O bizim için kötü bir şey istemez” diyerek tercihlerini daha şimdiden net bir şekilde beyan ediyorlar.
Değişen 18 maddeyi inceden inceye okumaya bile lüzum duymuyorlar.
Bunun aslında bir milli birlik ve beraberlik meselesi olduğuna inanıyorlar.
Teferruatı ile ilgilenmiyorlar bile.
Millet; “Reis ne diyorsa o” algısındadır.
Bu öyle bir güvendir ki; her faniye nasip olmaz.
Ben inanıyorum ki önümüz açıktır.
Her türlü hile ve desiseye rağmen kazanan millet evlatları olacaktır.
Ve sonunda Rahman’ın dediği olacaktır.
Yeter ki, niyetimiz halis olsun.
Niyet Allah ise bütün Allah dostlarının yardımı da bizimledir.
Bundan hiç kimsenin şek ve şüphesi olmasın.
124 bin evliyanın hepsinin himmetine talibiz.
İnşallah Rabbim bizleri görünmez orduları ile takviye edecek ve koruyacaktır.
Çanakkale harbinde, Kurtuluş savaşında, Kore harbinde, Kıbrıs savaşında olduğu gibi bugün de maneviyat ordusunun desteğine güveniyoruz.
Allah ve dostları bizimledir İnşallah.