Sıcacık bir alev gibidir saygı, sevgi, değer dediğin kavramlar!

Değer  ...
Saygısızlığın, değersizliğin,çabasızlığın, ihanetin ve  güvensizliğin olduğu yerde kalmak değildir!
"DEĞER" değersizliğin olduğu yerde durmak ta değildir!
Büyüklerin bir lafı vardır:
"Öz kadrini bilmeyene, özge kadrin hiç bilmezmiş"
Hoşgörünün bile sınırları vardır.

Sürekli hatalarını tekrarlayan, her seferinde sizin unutmanızı isteyen insanları affetmek, tekrar tekrar suistimal edilmeye "açık çek" vermekten başka bir şey değildir!
Siz siz olun, az  verin ki fazlasını beklemeyin.
Unutmayın: 
Sizin hoşgörü keseniz sadece dolduğu yere kadardır!
Fazlası taşar....
Dinlemeyene anlatmak sadece sizi yorar!
Gelinen o noktada yapılması gereken tek şey:
"benim kendime saygım var" davranışını devreye sokmaktır!

Karşınızdaki kişi  sizi hayatında nereye koyup ne kadar değer veriyorsa, muhakkak ki karşılığını verin.Değer görmek çok  güzel bir duygudur.Fakat kendinden fazlasını verip mutlu olanı, yahut daha fazla kıymet göreni ne bildim, ne duydum  ne  de gördüm...

Sizi dibe çeken insanlarla vakit kaybetmeyin!
İnsanlara verdiğiniz değerler sizin hayatınızda denge problemleri açmaya başladıysa , bir yerlerde ters giden bir şeyler var demektir.
Hayatınızın  dengesi sadece kendi  elinizde.
Onu başkalarının alt üst etmesine izin vermeyin...

Demem o ki:
Hiç kimseye, kim olursa olsun, ister "can" dediğiniz,  ister can kadar değer verdiğiniz, isterse "kanım" dediğiniz hiç vazgeçemedikleriniz olsun, kimseye gereğinden fazla anlam yüklemeyin!
Unutmamalı  ki ....
Beklentiler insanı çok fazla yaralar!
Derin bir nefes alın ve yeniden başlayın!
Bir insanın kendine yapabileceği en büyük iyilik budur!
Korkmayın...!
Dibe çekilmektense....
Derin bir nefes alıp
Yine, yeniden yoluna devam edebilmektir "kendine saygı " dediğimiz şey....
Öyleyse öncelikle "sizi siz yapan değerlere " sahip çıkın ve bırakın çoktan eksilenleri hiç haketmedikleri  değerlerle anlamlandırarak ödüllendirmeyin!
Bazen.....
Sessizliğin konuşmasına izin vermek en doğru karardır!!!

(Umuyorum tek tek cevaptan makbuldür)

Serra Safiye Çavuşoğlu