Bir zamanlar Marmara'nın tarım ambarı olarak anılan bereketli Bursa Ovası, bugün betona teslim olmuş 3. sınıf tarım arazileriyle tanınır hale geldi. Bir anlamda toprağıyla, suyuyla, havasıyla övündüğümüz Yeşil Bursa'nın kimyası bozuldu. Tarımsal depo adı altında yükselen yapılar sadece ovanın dokusunu zedelemekle kalmadı; Nilüfer Çayı başta olmak üzere derelerin de kirlenmesinin önünü açtı.
Oysa bir zamanlar Nilüfer’de balık tutulurdu… Bugün ise o derelerden zehir akıyor.
Uzmanlar uyardı bizde defalarca yazdık, çizdik: "Dikkat edin, Marmara müsilajla boğuşuyor." Bu kirli suların denize kadar ulaştığını, tehlikenin sadece yerel değil, bölgesel olduğunu bile hatırlattık. Geçtiğimiz günlerde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in bir yılın ardından yaptığı değerlendirme toplantısında konuya dair umut veren açıklamalar duyduk.
Nilüfer Çayı’nın yeniden eski haline gelmesi için atılan somut adımları kamuoyuyla paylaştı ama Bursa'nın siyasi atmosferinden kaynaklanmış olacak ki konu ancak satır aralarında kendine yer bulabildi...
Başkan Bozbey'in "Nilüfer Çayı temiz akacak, müsilaj etkisi azalacak" sözleri sadece bir temenniden ibaret değil, ciddi tedbirlerin habercisi olarak değerlendirmek lazım..
Bakın;
İçme suyu arıtma tesislerinin kapasitesi artırılmış, yeni atıksu arıtma tesisleri devreye alınmış. En önemlisi ise, Nilüfer’e kaçak deşarj yapan 155 nokta tespit edilip betonla kapatılmış. Bu şu anlama geliyor: Artık kirletenin pisliği kendi işyerinde patlayacak.
Yine Bozbey açıkladı;
Yıllardır suya karışan Hamitler çöplüğünün çöp suyu da arıtmaya bağlanmış. Ayvalıdere’de çalışmalar başlatılmış. Bu noktada Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile kurulan iş birliğini de önemsiyoruz.
Yeni atanan İl Müdürünün, Büyükşehir ile ortak kararlar alarak hızlı adımlar attığı görülüyor. Vali Erol Ayyıldız'ın çabalarıyla kurulan koordinasyon ekibi ise Bursa'daki çevre mücadelesinin kurumlar arası bir dayanışmayla yürütüldüğünü gösteriyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in de ifade ettiği gibi, yakında 155 noktadan gelen atıklar geri tepecek, o zaman neye ve nereye atık bıraktıkları sorgulanacak. Çalı, Kayapa, Gürsu’dan gelen dereler, Ayvalıdere gibi.. Hepsi tek tek inceleniyor. Hedef net: Tüm dereler temiz akacak.
Bugüne kadar hep eleştirdik, eksikleri dile getirdik. Ama şimdi yapılan bu çalışmaları alkışlıyoruz. Hoyratça kirletilen Nilüfer Çayı’nda artık balıkların yaşamasını, bağların bahçelerin temiz suyla sulanmasını istiyoruz.
Bu mücadele sadece bir temizlik değil, bir duruş meselesidir. Yeşil Bursa’yı yeniden yeşertmek için atılan her adım kıymetlidir.
Bu şehirde yaşayan herkesin herkesimin ve bizim ortak arzusudur; Nilüfer'in nazlı nazlı akışına bir daha kirli su karışması ki balıklar geri dönsün..Balıklar geri döndüğü gün Bursa kazanır..Bursalılar kazanır..
Son olarak yapılan mücadelenin adını koyalım; Betonun Gölgesinde Yeşil Bursa Mücadelesi..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan Akyıldız
Balığın Döndüğü Gün Bursa Kazanır..
Bir zamanlar Marmara'nın tarım ambarı olarak anılan bereketli Bursa Ovası, bugün betona teslim olmuş 3. sınıf tarım arazileriyle tanınır hale geldi. Bir anlamda toprağıyla, suyuyla, havasıyla övündüğümüz Yeşil Bursa'nın kimyası bozuldu. Tarımsal depo adı altında yükselen yapılar sadece ovanın dokusunu zedelemekle kalmadı; Nilüfer Çayı başta olmak üzere derelerin de kirlenmesinin önünü açtı.
Oysa bir zamanlar Nilüfer’de balık tutulurdu… Bugün ise o derelerden zehir akıyor.
Uzmanlar uyardı bizde defalarca yazdık, çizdik: "Dikkat edin, Marmara müsilajla boğuşuyor." Bu kirli suların denize kadar ulaştığını, tehlikenin sadece yerel değil, bölgesel olduğunu bile hatırlattık. Geçtiğimiz günlerde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in bir yılın ardından yaptığı değerlendirme toplantısında konuya dair umut veren açıklamalar duyduk.
Nilüfer Çayı’nın yeniden eski haline gelmesi için atılan somut adımları kamuoyuyla paylaştı ama Bursa'nın siyasi atmosferinden kaynaklanmış olacak ki konu ancak satır aralarında kendine yer bulabildi...
Başkan Bozbey'in "Nilüfer Çayı temiz akacak, müsilaj etkisi azalacak" sözleri sadece bir temenniden ibaret değil, ciddi tedbirlerin habercisi olarak değerlendirmek lazım..
Bakın;
İçme suyu arıtma tesislerinin kapasitesi artırılmış, yeni atıksu arıtma tesisleri devreye alınmış. En önemlisi ise, Nilüfer’e kaçak deşarj yapan 155 nokta tespit edilip betonla kapatılmış. Bu şu anlama geliyor: Artık kirletenin pisliği kendi işyerinde patlayacak.
Yine Bozbey açıkladı;
Yıllardır suya karışan Hamitler çöplüğünün çöp suyu da arıtmaya bağlanmış. Ayvalıdere’de çalışmalar başlatılmış. Bu noktada Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile kurulan iş birliğini de önemsiyoruz.
Yeni atanan İl Müdürünün, Büyükşehir ile ortak kararlar alarak hızlı adımlar attığı görülüyor. Vali Erol Ayyıldız'ın çabalarıyla kurulan koordinasyon ekibi ise Bursa'daki çevre mücadelesinin kurumlar arası bir dayanışmayla yürütüldüğünü gösteriyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in de ifade ettiği gibi, yakında 155 noktadan gelen atıklar geri tepecek, o zaman neye ve nereye atık bıraktıkları sorgulanacak. Çalı, Kayapa, Gürsu’dan gelen dereler, Ayvalıdere gibi.. Hepsi tek tek inceleniyor. Hedef net: Tüm dereler temiz akacak.
Bugüne kadar hep eleştirdik, eksikleri dile getirdik. Ama şimdi yapılan bu çalışmaları alkışlıyoruz. Hoyratça kirletilen Nilüfer Çayı’nda artık balıkların yaşamasını, bağların bahçelerin temiz suyla sulanmasını istiyoruz.
Bu mücadele sadece bir temizlik değil, bir duruş meselesidir. Yeşil Bursa’yı yeniden yeşertmek için atılan her adım kıymetlidir.
Bu şehirde yaşayan herkesin herkesimin ve bizim ortak arzusudur; Nilüfer'in nazlı nazlı akışına bir daha kirli su karışması ki balıklar geri dönsün..Balıklar geri döndüğü gün Bursa kazanır..Bursalılar kazanır..
Son olarak yapılan mücadelenin adını koyalım; Betonun Gölgesinde Yeşil Bursa Mücadelesi..