Türk siyasi tarihinin en köklü partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi, yine bir yol ayrımında. Kurultay tartışmalarının gölgesinde başlayan kriz, İstanbul İl Başkanlığı üzerinden farklı bir boyuta evrilmiş durumda. Mahkeme kararıyla Gürsel Tekin’in CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine atanması, sadece bir koltuk değişimi değil, aynı zamanda parti içi dengeleri yeniden şekillendiren bir adım olarak değerlendiriliyor..
Parti koridorlarında konuşulanlara bakılırsa herkes gardını almış durumda. Halen cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen strateji, sürdürülebilirliği tartışmalı bir hale gelmiş görünüyor.
Bunun yanında Ankara’da yürütülen “şaibeli kurultay” soruşturması kapsamında bazı isimlerin ifade vermesinin ardından partiden uzaklaştırılması, yada disipline gönderilmesi süreci daha da karmaşık hale getiriyor.
Anadolu’da sıkça kullanılan “Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir” sözü, tam da bu tabloya işaret ediyor. CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesi ve gerekçeli kararın Ankara’ya gönderilmesi davaya yeni bir boyut kazandırmış durumda. Bu da şu anlama geliyor: İstanbul kararı mahkeme tarafından dikkate alınacak olursa15 Eylül’de çıkacak karar, CHP’nin geleceğinde taşları yerinden oynatabilir.
Siyasi ve hukuki literatürde sıkça dile getirilen “mutlak butlan” kavramı da bu süreçte önem kazanıyor. Mutlak butlan, hukukta bir işlemin başından itibaren geçerlilik şartlarından yoksun olduğunu ifade ediyor.
Şayet kurultay bu kapsamda geçersiz sayılırsa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlık koltuğuna oturması ve ardından partiyi yeni bir kurultaya götürmesi gündeme gelecektir.
Ancak bu ihtimal, CHP’de farklı kırılmaları da beraberinde getirebilir.
Özellikle “yenilikçi” olarak tanımlanan ve partide son dönemde etkinlik kuran isimler, böyle bir dönüşüme kesinlikle sıcak bakmayacaktır. Parti kulislerinde Özgür Özel ve ekibinin “A, B, C planlarını” şimdiden hazırladığı konuşuluyor. Bu da yeni bir partinin kurulması ihtimalini kuvvetlendiriyor. Ankara kaynaklı gelen bilgilerde bu durumu doğruluyor.
Netice olarak 15 Eylül tarihi, sadece CHP’nin değil Türk siyasetinin geleceği açısından da kritik bir dönemeç olacak. Karar ne yönde çıkarsa çıksın, CHP’nin mevcut dengeleri sarsılacak, muhtemelen Türkiye siyasetinde yeni aktörler ve yeni yapılanmalar ortaya çıkacaktır…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Ercan Akyıldız
CHP’de kritik viraj “15 Eylül…”
Türk siyasi tarihinin en köklü partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi, yine bir yol ayrımında. Kurultay tartışmalarının gölgesinde başlayan kriz, İstanbul İl Başkanlığı üzerinden farklı bir boyuta evrilmiş durumda. Mahkeme kararıyla Gürsel Tekin’in CHP İstanbul İl Başkanlığı görevine atanması, sadece bir koltuk değişimi değil, aynı zamanda parti içi dengeleri yeniden şekillendiren bir adım olarak değerlendiriliyor..
Parti koridorlarında konuşulanlara bakılırsa herkes gardını almış durumda. Halen cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yürütülen strateji, sürdürülebilirliği tartışmalı bir hale gelmiş görünüyor.
Bunun yanında Ankara’da yürütülen “şaibeli kurultay” soruşturması kapsamında bazı isimlerin ifade vermesinin ardından partiden uzaklaştırılması, yada disipline gönderilmesi süreci daha da karmaşık hale getiriyor.
Anadolu’da sıkça kullanılan “Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir” sözü, tam da bu tabloya işaret ediyor. CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesi ve gerekçeli kararın Ankara’ya gönderilmesi davaya yeni bir boyut kazandırmış durumda. Bu da şu anlama geliyor: İstanbul kararı mahkeme tarafından dikkate alınacak olursa15 Eylül’de çıkacak karar, CHP’nin geleceğinde taşları yerinden oynatabilir.
Siyasi ve hukuki literatürde sıkça dile getirilen “mutlak butlan” kavramı da bu süreçte önem kazanıyor. Mutlak butlan, hukukta bir işlemin başından itibaren geçerlilik şartlarından yoksun olduğunu ifade ediyor.
Şayet kurultay bu kapsamda geçersiz sayılırsa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlık koltuğuna oturması ve ardından partiyi yeni bir kurultaya götürmesi gündeme gelecektir.
Ancak bu ihtimal, CHP’de farklı kırılmaları da beraberinde getirebilir.
Özellikle “yenilikçi” olarak tanımlanan ve partide son dönemde etkinlik kuran isimler, böyle bir dönüşüme kesinlikle sıcak bakmayacaktır. Parti kulislerinde Özgür Özel ve ekibinin “A, B, C planlarını” şimdiden hazırladığı konuşuluyor. Bu da yeni bir partinin kurulması ihtimalini kuvvetlendiriyor. Ankara kaynaklı gelen bilgilerde bu durumu doğruluyor.
Netice olarak 15 Eylül tarihi, sadece CHP’nin değil Türk siyasetinin geleceği açısından da kritik bir dönemeç olacak. Karar ne yönde çıkarsa çıksın, CHP’nin mevcut dengeleri sarsılacak, muhtemelen Türkiye siyasetinde yeni aktörler ve yeni yapılanmalar ortaya çıkacaktır…
Bekleyip görelim…