Yerel seçimlerin üzerinden henüz bir yıl geçmişken Bursa siyasetinde tansiyon hızla yükseliyor. AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, ikinci döneminde yaptığı ilk kapsamlı değerlendirme toplantısında hem Bursa'ya yapılan yatırımları anlattı hem de Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e yönelik eleştirilerin dozunu ciddi şekilde artırdı.

Başkan Davut Gürkan’ın görsellerle desteklediği toplantıya AK Parti Bursa milletvekilleri Ahmet Kılıç, Mustafa Yavuz, Refik Özen ,Ayhan Salman Emel Gözükara Durmaz ve ilçe belediye başkanları tam kadro katıldı.

Özellikle Büyükşehir’e kayyum atanacağına dair çıkan söylentilere ilişkin yaptığı “Böyle bir gündemimiz yok” açıklaması dikkat çekiciydi. Ancak asıl dikkat çeken, yaptığı eleştiriler kadar kullandığı metaforlar oldu.

Bana göre Davut Gürkan’ın meşhur “üç zarf” hikâyesi, sadece bir anlatı değil, siyasete dair güçlü bir gönderme olarak kayda geçti. Zarfın içindeki notlar bir dönemin değil, belki de tüm siyasi dönemlerin özetiydi: “Vaad et, öncekileri suçla. Olmazsa etrafındakileri suçla. Yine olmazsa, sen de bir zarf hazırla.”

Gürkan bu hikâyeyle, Bozbey’in 13 aylık sürecini özetlemek isterken, sanırım aynı zamanda kamuoyuna ‘bu filmi daha önce izledik’ mesajını da vermiş oldu.

Ancak bu hikâye, bazı gazeteci meslektaşlarımız tarafından bir tür üstü kapalı tehdit ya da uyarı olarak da yorumlandı. Anlaşılan o ki, siyasette kullanılan dil de en az içerik kadar tartışma yaratabiliyor.

Başkan Gürkan’ın en çok üzerinde durduğu konulardan biri de yatırımlar oldu. Ulaştırma, sağlık, çevre, şehircilik ve eğitim alanında bakanlıklar eliyle Bursa’ya toplamda 60 milyar TL’yi aşan yatırım yapıldığını görsellerle destekleyerek anlatan Gürkan, Büyükşehir Başkanlık koltuğunda otura Mustafa Bozbey'in AK Parti döneminden yüzde 90'ı tamamlanmış projeleri dahi bitiremediğini vurgulayarak Hanlar Bölgesini örnek gösterdi.

Bu noktada Başkan Bozbey'in sıkça dile getirdiği “önceki dönemden devralınan borç yükü” ve “engellemeler” söylemine atıfta bulunarak “mazeret değil, hizmet üretin” diyerek mesajını net bir şekilde verdi.

Öte yandan Gürkan’ın PKK’nın kendisini feshetme kararına dair yaptığı “içimizde ferahlama hissettik” açıklaması, sadece Bursa’ya değil, ülke siyasetinin tamamına dokunan bir tonda yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi kararlılığı ve MHP Lideri Bahçeli'nin devlet politikası çizgisiyle bir yön bulduklarını ifade etti.

Ancak bu açıklamaların gölgesinde asıl dikkat çeken gelişme, Gürkan’ın muhalefetin parti içi kavgaları, şaibeli kongreleri ve “akraba atamaları” üzerinden yüklendiği eleştiriler oldu. Hatta bazı belediyelerin ücretsiz vaat ettikleri otoparkları bile fahiş fiyatlarla işletmelerine dair iddialar, önümüzdeki günlerde bu tartışmaların daha da büyüyeceğini gösteriyor.

Belki de tüm bu açıklamaların satır aralarında asıl dikkat edilmesi gereken şey, Gürkan’ın “Bugüne kadar gelen tüm talepleri olumlu değerlendirdik” cümlesiydi. Bu, bir yandan Cumhur İttifakı’nın Belediye meclisteki çoğunluk gücünü hatırlatırken, öte yandan bu tavrın sürdürülebilir olup olmadığının da sorgulanmasına yol açtığı anlaşılıyor…

Yani, bugüne kadar Başkan Bozbey tarafından gelen talepler açılan krediler ve sağlanan desteklerin, siyasi gerilim arttıkça yeniden gözden geçirileceğinin işareti olarak yorumlamak lazım.

Sonuç olarak; terör örgütünün silah bırakma kararı sonrası ülkede bir bahar havası esmeye başlamış olsa da Bursa siyaseti belli ki kavurucu bir yaz dönemi yaşayacak.

Bu noktada Davut Gürkan’nın anlattığı “Zarf” hikâyesinin son perdesinin ne anlam ifade ettiğini iyi analiz etmek lazım. Buda siyasetçilerin işi olsun…

Bekleyip görelim…