İnsanın çaresizliği en çok iki yerde çarpar yüzüne: Hastane koridorlarında ve mezarlıklarda…

Bir yerde okumuştum. Satırlara da bu düşünceyle başlamak istedim. Çünkü defalarca yazmış olsam da yine vurgulamaktan geri durmayacağım bir gerçek var; bir şehirde huzurlu ve güven içinde yaşayabilmenin yolu, bürokrasinin sağlıklı işlemesinden geçer.

Bu nedenle zaman zaman “bazı insanlar alkışı hak eder” derken sözlerimin altını doldurmak için örneklere başvururum. Yerel yönetimlerin kıymeti, önemi tam da burada ortaya çıkar; siyasi görüşten ziyade yapılan icraatlar, ortaya konulan hizmetlerdir seçilmiş başkanların hanesine yazılan...

Mustafa Bozbey göreve geldikten sonra atamalar nedeniyle zaman zaman sancılı süreçler yaşandı. Ancak öyle bir isim var ki… Bursa’nın yakından tanıdığı, insanlara birebir dokunan, mütevazı kişiliğiyle ön plana çıkan bu ismi anmak kusura bakmayın farz oldu: Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanı Düşünsel Şentürk.

Yıllardır kurumda görev yapan ve çalışanlarıyla insanların derdine derman olmak için çabalayan Düşünsel Şentürk’ün, Bozbey tarafından daire başkanlığına getirilmesi bana göre en isabetli kararlardan biri olmuştur.

Çünkü bu şehirde yaşayan insanlar için yapılan her hizmet, her gayret, her samimiyet çok kıymetlidir. Bu yazıyı kaleme alırken duygusal olduğumu düşünenlere cevabım nettir: Düşünsel Şentürk ve ekibi adeta birer hizmet elçisi gibi çalışıyor.45 günlük hastane maceramızda bunu yakından gördüm, birebir yaşadım.

Özellikle hasta nakilleri ve evde bakım hizmetleri konusunda ortaya konan gayret,bırakın hastane önlerini Bursa’nın her köşesinde konuşuluyor. Ambulanslar vızır vızır çalışıyor, insanlar aldıkları hizmetten memnuniyet duyuyor, minnetlerini bizzat kulaklarımla duydum. Bunların hepsi Başkan Bozbey’in hanesine her gün artı yazdıran işlerdir.

Buradan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a da bir çift sözüm olacak:

Sayın Başkan, sağlık işleri biriminizin ne iş yaptığını, kime hizmet ettiğini gözden geçirmeniz, siyasi geleceğiniz açısından büyük önem taşıyor. Bu şehirde insanları oyalama taktiği artık para etmiyor. Bir hasta 3,5 saat hastane önünde sizin ambulansınızı bekledi. O ambulans hala geliyor. Sanırım bilginiz olmuştur..

Bakın sevgili okurlar;

Siyasette olsun, bürokraside olsun, her nerede olursa olsun ben, yüzü kızarabilen insanları seviyorum çünkü edebin taklidi olmaz.

Neyse gelelim yazının diğer yarısına…

Her gün 40 ile 60 kişinin son yolculuğuna uğurlandığı Mezarlıklar Şube Müdürlüğü artık bambaşka bir anlayışla yönetiliyor. Bir dönem istemeyen konularla gündeme gelen bu kurumun bugün geldiği noktada hoşgörünün, düzenin ve insana saygının hâkim olduğunu görmek umut veriyor. Acı çeken İnsanların sonrasındaki memnuniyeti yüzlerine yansıyor, ağızlarından dökülen dualarda gerçek bir takdir seziliyor.

Öyle ki, çalışanlar adeta işlerinin mahkeme-i kübradaki karşılığını dinlemekle vazifeliymiş gibi bir hassasiyetle görev yapıyor. Uzun zamandır kirlenen toplumsal ilişkiler içinde böyle örneklerin varlığı içimizi ferahlatıyor.

Çünkü ne güç, ne makam, ne sıhhat… Hiçbiri sonsuza dek kimsenin değil. Bu yüzden böbürlenenlere söyleyeceğim tek söz şudur: Kendinizi bir şey sanmayın.

Son sözüm bu şehrin iyiliği için çalışanlara:

Bu noktada teşekkürler Başkan Bozbey…

Teşekkürler Düşünsel Şentürk ve ekibi…

Bu şehir, ancak işini layıkıyla yapan insanların omuzlarında yükselmeye insanlarda huzur içinde yaşamaya devam edecek.

Fazla söze ne hacet...