“Çocuklarınızın eğitilmesini istemiyorlar.
Çok fazla düşünmenizi istemiyorlar. Bu yüzden ülkemiz ve tüm dünya gün geçtikçe eğlenceyle medyayla, televizyon programlarıyla, lunaparklarla, uyuşturucuyla, alkolle ve aktivitelerin her çeşidiyle dolu hale geldi, insanların zihnini meşgul tutmak için.
Yani çok fazla düşünmeniz, önemli insanların işine gelmiyor. Uyanmanız ve anlamanız gerek ki, hayatınızı yönlendiren insanlar var ve siz bunun farkında bile değilsiniz.
… Perdenin arkasındaki adamların istediği en son şey, bilinçlenmiş ve düşünme yetisine sahip bir toplum. Bu yüzden ki sürekli olarak düzmece bir yaşam, din, medya ve eğitim yoluyla bizlere sunuluyor. İlginizi dağıtmak ve sizi her şeyden habersiz bırakmak istiyorlar. Ve gerçekten de bu işi iyi yapıyorlar.”
Jordan Maxwell böyle diyor.
… Son dönem televizyon dizileri dikkatinizi çekiyordur.
Gerçekler ortadayken, kimlere hitap ediyor bilinmez, “güzel kızlar, yakışıklı erkekler” üzerine kurgulanan pembe diziler bir yana; şu “Çukur”, “Avlu”, “İçeride”, “Ufak Tefek Cinayetler”, “Kurtlar Vadisi”, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Çarpışma” kime ne mesaj veriyor..
Konular genelde; cinayet, şiddet, yer altı dünyası, entrika, mafya gibi müthiş bir suç ortamını, yaşamını sergiliyor..
Bir başka sorun da; suç işleyen karakterlerin “iyi olarak” yansıtılması..
Suçu işleyen karakterler; inanılmaz karizmatik, hatta “Dünyayı kurtaran adam”, “Öldürdü ama haklı”, “Mecbur kaldı, yaptı” masumiyetinde!.. Diziler adeta, anlatılan o yaşamı çekici kılar nitelikte.. O kadar öldürme, cinayet, üç kağıtçılık, aldatma, dolandırıcılık, aklınıza ne gelirse var ama nedense o yaşamlarda ortada polis hiç yok!.. Ölen öldüğüyle kalıyor.
Öldürene dokunan yok.. Ama ne ararsanız var..
Toplumu pasifize eden konular, aşırı milliyetçilik söylemleriyle dolu, aşiret yaşamı, töreler..
Özellikle ikinci plana atılan, değersizleştirilen kadına yönelik şiddet sahneleri..
Sonuçta baktığımızda; yaşanan şiddet olayları, kapkaç, töre cinayetleri, intihar eden kadınlar, kolay para kazanmanın meşru gösterilmesi, işkence, bilinçsiz tüketim artışı, aile yapısının bozulması, yaşanan travmalar, gençlerin medyatik kültürle etkileşimi, kültürel yabancılaşma, aile ve aidiyet bağlarının değerinin yitirilmesi, ahlaki değerlerin erozyona uğraması Türk toplumunda sanki olağan hale getiriliyor..
Bu karakterlerle özdeşim, “Onlar gibi olma” çabası gençleri bunalıma itiyor, yaşayamadığı aşkı, kazanamadığı parayı zorla, tepkiyle, öfkeyle yakalama yolunu seçiyor. Bu da bir şiddete davetiye çıkarıyor. Böyle dizilerle toplumda duyarsızlaşma, bencilleşme başlıyor.
… Tamam, onlar da “Deli”kanlı..
Bu dizileri izleyen, “o kahraman”lara özenen delikanlılar, genç kızlar gözümüzün önünde!.. Ama hep “3. sayfa” haberleriyle.. Son dönemlerde suç oranlarının artması, hatta zirve yapmasının altında yatan nedenleri bir düşünebilsek.. “Yaratılan!” yeni nesli, “en az suçlu” olarak görürüz!..
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
SELANİKLİ MUSTAFA KEMAL EFENDİ!.
30.08.2023 11:46
Bugün; 30 Ağustos..
Zafer Bayramı’nı kutluyoruz.
Bu büyük günün önemini anlamayana anlatmak gerekir.
Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen başarısızlıklar, yenilgiler, padişahların acizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması, imparatorluğun işgal edilmesine yol açm
O günleri şair Ceyhun Atıf Kansu pek güzel anlatır;
“Mahmur dağın başında bir duman, bir duman,
Mustafa Kemal’in başında daha bir duman..
… Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve,
Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor.
Uyanmış su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak,
Mu
O; 54 yaşında..
O; “Yollarda bulurum seni” şarkısıyla tanındı.
O; “Anadolu Rock” şarkılarıyla ünlendi.
O; 1998’de sahnede 12 saat kalarak dünyanın en uzun konserini verdi.
O; KTÜ, AÜ, ODTÜ ve Bilkent’te okudu, mali sıkıntıdan tamamlayamadı.
O; gençlik yıllarında büyük geçim sıkıntısı çekti.
O; aykır
Bugün; 16 Mayıs..
Bugün, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlangıç günüdür..
O günleri anlatmak kitaplara sığmaz.
Özetlersek; bugün Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da 9. Ordu Müfettişi olarak İstanbul’dan Samsun’a ‘Bandırma’ vapuru ile hareket eder.
O günler öncesinde; Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yıl
O yıllarda biri anlatsa diye can atardık..
Belki bir Heidi ya da Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Alaaddin’in lambası, Pinokyo, Hansel ve Gratel, Alice Harikalar Diyarında, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Kurbağa Prens, Kurt ile 7 Keçi Yavrusu, Bremen Mızıkacıları, Keloğlan, Rapunzel, Sindirella (Kül
Bugün; 6 Nisan..
1909’da bugün; düşünceleri ve eleştirel yazıları nedeniyle Galata Köprüsü’nde bir suikast sonucu öldürülen ilk gazeteci olarak basın tarihine geçen Hasan Fehmi Bey’in ölüm günü..
Bugün; 1997’den beri “6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak anılıyor.
Öldürülenler; başta Hasan Tah
Fotoğraf; Cumalıkızık’tan..
Bu tarihi Osmanlı köyünün sokaklarını dolaşırken çocukluğuma da giderim.
İçinde; annemin, babamın, kardeşlerimin de olduğu, çocukluğumun güzel insanlarını ağırlayan o evler, içimde burukluk yaratan anılar aklıma gelir.
Yaşayan bilir; akla gelir de, insanın içini bir hüzün
Bizler, “Bir lokma, bir hırka”, “Bir parça aşım, kaygısız başım” diyen nesiliz.
O nedenle, o günleri yaşayanlar için mutluluk da bir başkadır.
Aslında bugüne baktığımızda; çoğumuz kendimizi mutlu hissetmiyoruz.
“İyiyim”lerimiz; hep “kötü değilim” anlamında..
“İyiyim”lerimiz; “Kendimi harika hissediy
Aklımda kalıp, ilk etkilendiğim şarkı; “Veda Busesi” idi..
Bursa’da Tayyare Sineması’nda filmini izlemiştim. Türkan Şoray ile Tunç Okan başroldeydi. Ve henüz, 10 yaşlarındaydım. Ne aşktan, ne vedadan ne de buseden ne anlayabilirdim ki.. Çocuk aklımda kalmış işte.. Herkes gibi; bu şarkıyı “aşk var, a
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erdal Nural
ÖYLE ÇOCUK İSTEMİYORLAR!.
“Çocuklarınızın eğitilmesini istemiyorlar.
Çok fazla düşünmenizi istemiyorlar. Bu yüzden ülkemiz ve tüm dünya gün geçtikçe eğlenceyle medyayla, televizyon programlarıyla, lunaparklarla, uyuşturucuyla, alkolle ve aktivitelerin her çeşidiyle dolu hale geldi, insanların zihnini meşgul tutmak için.
Yani çok fazla düşünmeniz, önemli insanların işine gelmiyor. Uyanmanız ve anlamanız gerek ki, hayatınızı yönlendiren insanlar var ve siz bunun farkında bile değilsiniz.
… Perdenin arkasındaki adamların istediği en son şey, bilinçlenmiş ve düşünme yetisine sahip bir toplum. Bu yüzden ki sürekli olarak düzmece bir yaşam, din, medya ve eğitim yoluyla bizlere sunuluyor. İlginizi dağıtmak ve sizi her şeyden habersiz bırakmak istiyorlar. Ve gerçekten de bu işi iyi yapıyorlar.”
Jordan Maxwell böyle diyor.
… Son dönem televizyon dizileri dikkatinizi çekiyordur.
Gerçekler ortadayken, kimlere hitap ediyor bilinmez, “güzel kızlar, yakışıklı erkekler” üzerine kurgulanan pembe diziler bir yana; şu “Çukur”, “Avlu”, “İçeride”, “Ufak Tefek Cinayetler”, “Kurtlar Vadisi”, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”, “Çarpışma” kime ne mesaj veriyor..
Konular genelde; cinayet, şiddet, yer altı dünyası, entrika, mafya gibi müthiş bir suç ortamını, yaşamını sergiliyor..
Bir başka sorun da; suç işleyen karakterlerin “iyi olarak” yansıtılması..
Suçu işleyen karakterler; inanılmaz karizmatik, hatta “Dünyayı kurtaran adam”, “Öldürdü ama haklı”, “Mecbur kaldı, yaptı” masumiyetinde!.. Diziler adeta, anlatılan o yaşamı çekici kılar nitelikte.. O kadar öldürme, cinayet, üç kağıtçılık, aldatma, dolandırıcılık, aklınıza ne gelirse var ama nedense o yaşamlarda ortada polis hiç yok!.. Ölen öldüğüyle kalıyor.
Öldürene dokunan yok.. Ama ne ararsanız var..
Toplumu pasifize eden konular, aşırı milliyetçilik söylemleriyle dolu, aşiret yaşamı, töreler..
Özellikle ikinci plana atılan, değersizleştirilen kadına yönelik şiddet sahneleri..
Sonuçta baktığımızda; yaşanan şiddet olayları, kapkaç, töre cinayetleri, intihar eden kadınlar, kolay para kazanmanın meşru gösterilmesi, işkence, bilinçsiz tüketim artışı, aile yapısının bozulması, yaşanan travmalar, gençlerin medyatik kültürle etkileşimi, kültürel yabancılaşma, aile ve aidiyet bağlarının değerinin yitirilmesi, ahlaki değerlerin erozyona uğraması Türk toplumunda sanki olağan hale getiriliyor..
Bu karakterlerle özdeşim, “Onlar gibi olma” çabası gençleri bunalıma itiyor, yaşayamadığı aşkı, kazanamadığı parayı zorla, tepkiyle, öfkeyle yakalama yolunu seçiyor. Bu da bir şiddete davetiye çıkarıyor. Böyle dizilerle toplumda duyarsızlaşma, bencilleşme başlıyor.
… Tamam, onlar da “Deli”kanlı..
Bu dizileri izleyen, “o kahraman”lara özenen delikanlılar, genç kızlar gözümüzün önünde!.. Ama hep “3. sayfa” haberleriyle.. Son dönemlerde suç oranlarının artması, hatta zirve yapmasının altında yatan nedenleri bir düşünebilsek..
“Yaratılan!” yeni nesli, “en az suçlu” olarak görürüz!..
SELANİKLİ MUSTAFA KEMAL EFENDİ!.
30.08.2023 11:46Bugün; 30 Ağustos.. Zafer Bayramı’nı kutluyoruz. Bu büyük günün önemini anlamayana anlatmak gerekir. Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen başarısızlıklar, yenilgiler, padişahların acizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması, imparatorluğun işgal edilmesine yol açm
Ölmez be,insan bu vatanı sevince
19.05.2023 15:16O günleri şair Ceyhun Atıf Kansu pek güzel anlatır; “Mahmur dağın başında bir duman, bir duman, Mustafa Kemal’in başında daha bir duman.. … Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve, Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor. Uyanmış su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak, Mu
HELAL SANA AHBAP!.
17.02.2023 08:29O; 54 yaşında.. O; “Yollarda bulurum seni” şarkısıyla tanındı. O; “Anadolu Rock” şarkılarıyla ünlendi. O; 1998’de sahnede 12 saat kalarak dünyanın en uzun konserini verdi. O; KTÜ, AÜ, ODTÜ ve Bilkent’te okudu, mali sıkıntıdan tamamlayamadı. O; gençlik yıllarında büyük geçim sıkıntısı çekti. O; aykır
‘BUGÜN’ÜN ÖNEMİ..
16.05.2022 08:06Bugün; 16 Mayıs.. Bugün, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlangıç günüdür.. O günleri anlatmak kitaplara sığmaz. Özetlersek; bugün Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da 9. Ordu Müfettişi olarak İstanbul’dan Samsun’a ‘Bandırma’ vapuru ile hareket eder. O günler öncesinde; Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yıl
ÇOCUKLARA “MESEL”LER!.
10.05.2022 08:22O yıllarda biri anlatsa diye can atardık.. Belki bir Heidi ya da Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Alaaddin’in lambası, Pinokyo, Hansel ve Gratel, Alice Harikalar Diyarında, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Kurbağa Prens, Kurt ile 7 Keçi Yavrusu, Bremen Mızıkacıları, Keloğlan, Rapunzel, Sindirella (Kül
“VURULDUK EY HALKIM, UNUTMA BİZİ..”
06.04.2022 12:54Bugün; 6 Nisan.. 1909’da bugün; düşünceleri ve eleştirel yazıları nedeniyle Galata Köprüsü’nde bir suikast sonucu öldürülen ilk gazeteci olarak basın tarihine geçen Hasan Fehmi Bey’in ölüm günü.. Bugün; 1997’den beri “6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. Öldürülenler; başta Hasan Tah
O ESKİ EVLER DOSTLAR GİBİDİR
21.03.2022 08:14Fotoğraf; Cumalıkızık’tan.. Bu tarihi Osmanlı köyünün sokaklarını dolaşırken çocukluğuma da giderim. İçinde; annemin, babamın, kardeşlerimin de olduğu, çocukluğumun güzel insanlarını ağırlayan o evler, içimde burukluk yaratan anılar aklıma gelir. Yaşayan bilir; akla gelir de, insanın içini bir hüzün
HER KOŞULDA MUTLULUK..
14.03.2022 07:52Bizler, “Bir lokma, bir hırka”, “Bir parça aşım, kaygısız başım” diyen nesiliz. O nedenle, o günleri yaşayanlar için mutluluk da bir başkadır. Aslında bugüne baktığımızda; çoğumuz kendimizi mutlu hissetmiyoruz. “İyiyim”lerimiz; hep “kötü değilim” anlamında.. “İyiyim”lerimiz; “Kendimi harika hissediy
ŞARKILAR BİZİ SÖYLER
02.02.2022 09:50Aklımda kalıp, ilk etkilendiğim şarkı; “Veda Busesi” idi.. Bursa’da Tayyare Sineması’nda filmini izlemiştim. Türkan Şoray ile Tunç Okan başroldeydi. Ve henüz, 10 yaşlarındaydım. Ne aşktan, ne vedadan ne de buseden ne anlayabilirdim ki.. Çocuk aklımda kalmış işte.. Herkes gibi; bu şarkıyı “aşk var, a