Satranç, yaşama çok benzer.
Bu oyunda; şah, vezir, filler, atlar, kaleler ve piyonlar vardır.
Bunların bazısı güçlü, bazıları zayıftır..
Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda…
Bu oyunda ‘Şah’ isen, kazanmak için hepsini “kullanmak” istersin.
En çok da piyonları..
Bu oyunda en önemsiz taş; ‘Şah’ için kendini feda etseler de piyonlardır.
Şah, oyunu kazanabilmek için piyonlarını hiç düşünmeden, gözünü bile kırpmadan verir.
Zaten bu oyunda önemli olan; Şah’ın “mat” etmesidir.
Ötesi boş..
Ve hatta Vezir bile çıkar, “Şah varken, vezire gerek yoktur” diyecek kadar kendini inkar bile eder..
Zorda kalındığında; şah, vezir, filler, kaleler, atlar yine kendini, birbirlerini korumasını bilir.
Çünkü onların değeri, hareket kabiliyetleri piyonlara göre daha çoktur.
Bu oyunda hamle de çok önemlidir.
Düşünmeden hamle yaparsan; hata yaparsın, kaybedersin.
Bu oyun aslında, bir anlamda da “takım oyunu”dur.
Öyle olmalıdır.
Ancak sadece Şah olarak kendini düşünür, veziri, filleri, atları düşünmeyip onları öne sürüp feda edersen, yine kaybedersin. Bu oyunda onlara hep ihtiyacın vardır. ‘Şah’ için adeta çırpınan “piyonlar” hep açıkta kalır.
Şah, bir taraftan karşı taraftaki piyonları sürekli yok etmeye çalışsa da, kendi tarafındaki piyonlar da “Yahu ben de bir piyonum, aynı oyun bana da oynanıyor” demez. Diyemez..
Sonunda bu oyunda bütün piyonlar yok olur..
Piyonlar bir sonraki oyun başladığında da akıllanmazlar.
Sürekli kendilerini kullandırırlar.
Bu oyunu oynarken; önemsemediğimiz, hatta feda edilen piyonlardan bazıları gün gelir “vezir“ bile olabilir. Aslında adı vezir, kendi piyondur. O yüzden piyonlar, umut az da olsa, “bir vezir olursam” diye kendini kullandırır, yedirir..
Her şey bir yana; sonunda Şah da olsanız, oyun tahtasında yalnız kalırsınız.
Bir de şunu unutmayın; oyun bittiğinde harcadığınız ya da yedirdiğiniz tüm piyonlarla, vezir, fil, kale, at demeden hep birlikte “aynı kutunun” içine konulursunuz.
Aynı yaşamda olduğu gibi..
Herkes bir gün; günahlarıyla, sevaplarıyla, hatalarıyla, yanlışlarıyla, doğrularıyla, iyilikleriyle, kötülükleriyle birlikte “4 kollu kutu”ya konur.
Satrancın da yaşamın da adaleti işte budur..
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
SELANİKLİ MUSTAFA KEMAL EFENDİ!.
30.08.2023 11:46
Bugün; 30 Ağustos..
Zafer Bayramı’nı kutluyoruz.
Bu büyük günün önemini anlamayana anlatmak gerekir.
Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen başarısızlıklar, yenilgiler, padişahların acizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması, imparatorluğun işgal edilmesine yol açm
O günleri şair Ceyhun Atıf Kansu pek güzel anlatır;
“Mahmur dağın başında bir duman, bir duman,
Mustafa Kemal’in başında daha bir duman..
… Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve,
Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor.
Uyanmış su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak,
Mu
O; 54 yaşında..
O; “Yollarda bulurum seni” şarkısıyla tanındı.
O; “Anadolu Rock” şarkılarıyla ünlendi.
O; 1998’de sahnede 12 saat kalarak dünyanın en uzun konserini verdi.
O; KTÜ, AÜ, ODTÜ ve Bilkent’te okudu, mali sıkıntıdan tamamlayamadı.
O; gençlik yıllarında büyük geçim sıkıntısı çekti.
O; aykır
Bugün; 16 Mayıs..
Bugün, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlangıç günüdür..
O günleri anlatmak kitaplara sığmaz.
Özetlersek; bugün Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da 9. Ordu Müfettişi olarak İstanbul’dan Samsun’a ‘Bandırma’ vapuru ile hareket eder.
O günler öncesinde; Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yıl
O yıllarda biri anlatsa diye can atardık..
Belki bir Heidi ya da Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Alaaddin’in lambası, Pinokyo, Hansel ve Gratel, Alice Harikalar Diyarında, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Kurbağa Prens, Kurt ile 7 Keçi Yavrusu, Bremen Mızıkacıları, Keloğlan, Rapunzel, Sindirella (Kül
Bugün; 6 Nisan..
1909’da bugün; düşünceleri ve eleştirel yazıları nedeniyle Galata Köprüsü’nde bir suikast sonucu öldürülen ilk gazeteci olarak basın tarihine geçen Hasan Fehmi Bey’in ölüm günü..
Bugün; 1997’den beri “6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak anılıyor.
Öldürülenler; başta Hasan Tah
Fotoğraf; Cumalıkızık’tan..
Bu tarihi Osmanlı köyünün sokaklarını dolaşırken çocukluğuma da giderim.
İçinde; annemin, babamın, kardeşlerimin de olduğu, çocukluğumun güzel insanlarını ağırlayan o evler, içimde burukluk yaratan anılar aklıma gelir.
Yaşayan bilir; akla gelir de, insanın içini bir hüzün
Bizler, “Bir lokma, bir hırka”, “Bir parça aşım, kaygısız başım” diyen nesiliz.
O nedenle, o günleri yaşayanlar için mutluluk da bir başkadır.
Aslında bugüne baktığımızda; çoğumuz kendimizi mutlu hissetmiyoruz.
“İyiyim”lerimiz; hep “kötü değilim” anlamında..
“İyiyim”lerimiz; “Kendimi harika hissediy
Aklımda kalıp, ilk etkilendiğim şarkı; “Veda Busesi” idi..
Bursa’da Tayyare Sineması’nda filmini izlemiştim. Türkan Şoray ile Tunç Okan başroldeydi. Ve henüz, 10 yaşlarındaydım. Ne aşktan, ne vedadan ne de buseden ne anlayabilirdim ki.. Çocuk aklımda kalmış işte.. Herkes gibi; bu şarkıyı “aşk var, a
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursada Meydan
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erdal Nural
SATRANÇ DA YAŞAM DA “KUTUDA” BİTER!.
Satranç, yaşama çok benzer.
Bu oyunda; şah, vezir, filler, atlar, kaleler ve piyonlar vardır.
Bunların bazısı güçlü, bazıları zayıftır..
Bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda…
Bu oyunda ‘Şah’ isen, kazanmak için hepsini “kullanmak” istersin.
En çok da piyonları..
Bu oyunda en önemsiz taş; ‘Şah’ için kendini feda etseler de piyonlardır.
Şah, oyunu kazanabilmek için piyonlarını hiç düşünmeden, gözünü bile kırpmadan verir.
Zaten bu oyunda önemli olan; Şah’ın “mat” etmesidir.
Ötesi boş..
Ve hatta Vezir bile çıkar, “Şah varken, vezire gerek yoktur” diyecek kadar kendini inkar bile eder..
Zorda kalındığında; şah, vezir, filler, kaleler, atlar yine kendini, birbirlerini korumasını bilir.
Çünkü onların değeri, hareket kabiliyetleri piyonlara göre daha çoktur.
Bu oyunda hamle de çok önemlidir.
Düşünmeden hamle yaparsan; hata yaparsın, kaybedersin.
Bu oyun aslında, bir anlamda da “takım oyunu”dur.
Öyle olmalıdır.
Ancak sadece Şah olarak kendini düşünür, veziri, filleri, atları düşünmeyip onları öne sürüp feda edersen, yine kaybedersin. Bu oyunda onlara hep ihtiyacın vardır.
‘Şah’ için adeta çırpınan “piyonlar” hep açıkta kalır.
Şah, bir taraftan karşı taraftaki piyonları sürekli yok etmeye çalışsa da, kendi tarafındaki piyonlar da “Yahu ben de bir piyonum, aynı oyun bana da oynanıyor” demez. Diyemez..
Sonunda bu oyunda bütün piyonlar yok olur..
Piyonlar bir sonraki oyun başladığında da akıllanmazlar.
Sürekli kendilerini kullandırırlar.
Bu oyunu oynarken; önemsemediğimiz, hatta feda edilen piyonlardan bazıları gün gelir “vezir“ bile olabilir. Aslında adı vezir, kendi piyondur. O yüzden piyonlar, umut az da olsa, “bir vezir olursam” diye kendini kullandırır, yedirir..
Her şey bir yana; sonunda Şah da olsanız, oyun tahtasında yalnız kalırsınız.
Bir de şunu unutmayın; oyun bittiğinde harcadığınız ya da yedirdiğiniz tüm piyonlarla, vezir, fil, kale, at demeden hep birlikte “aynı kutunun” içine konulursunuz.
Aynı yaşamda olduğu gibi..
Herkes bir gün; günahlarıyla, sevaplarıyla, hatalarıyla, yanlışlarıyla, doğrularıyla, iyilikleriyle, kötülükleriyle birlikte “4 kollu kutu”ya konur.
Satrancın da yaşamın da adaleti işte budur..
SELANİKLİ MUSTAFA KEMAL EFENDİ!.
30.08.2023 11:46Bugün; 30 Ağustos.. Zafer Bayramı’nı kutluyoruz. Bu büyük günün önemini anlamayana anlatmak gerekir. Osmanlı'nın son döneminde üst üste gelen başarısızlıklar, yenilgiler, padişahların acizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması, imparatorluğun işgal edilmesine yol açm
Ölmez be,insan bu vatanı sevince
19.05.2023 15:16O günleri şair Ceyhun Atıf Kansu pek güzel anlatır; “Mahmur dağın başında bir duman, bir duman, Mustafa Kemal’in başında daha bir duman.. … Vakit alaca karanlık, dağın eteğinde bir kahve, Kaynıyor Erzurum işi semaver, çay demleniyor. Uyanmış su, gözleri adamların, susuz gözleri sıcak, Mu
HELAL SANA AHBAP!.
17.02.2023 08:29O; 54 yaşında.. O; “Yollarda bulurum seni” şarkısıyla tanındı. O; “Anadolu Rock” şarkılarıyla ünlendi. O; 1998’de sahnede 12 saat kalarak dünyanın en uzun konserini verdi. O; KTÜ, AÜ, ODTÜ ve Bilkent’te okudu, mali sıkıntıdan tamamlayamadı. O; gençlik yıllarında büyük geçim sıkıntısı çekti. O; aykır
‘BUGÜN’ÜN ÖNEMİ..
16.05.2022 08:06Bugün; 16 Mayıs.. Bugün, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlangıç günüdür.. O günleri anlatmak kitaplara sığmaz. Özetlersek; bugün Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da 9. Ordu Müfettişi olarak İstanbul’dan Samsun’a ‘Bandırma’ vapuru ile hareket eder. O günler öncesinde; Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yıl
ÇOCUKLARA “MESEL”LER!.
10.05.2022 08:22O yıllarda biri anlatsa diye can atardık.. Belki bir Heidi ya da Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Alaaddin’in lambası, Pinokyo, Hansel ve Gratel, Alice Harikalar Diyarında, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Kurbağa Prens, Kurt ile 7 Keçi Yavrusu, Bremen Mızıkacıları, Keloğlan, Rapunzel, Sindirella (Kül
“VURULDUK EY HALKIM, UNUTMA BİZİ..”
06.04.2022 12:54Bugün; 6 Nisan.. 1909’da bugün; düşünceleri ve eleştirel yazıları nedeniyle Galata Köprüsü’nde bir suikast sonucu öldürülen ilk gazeteci olarak basın tarihine geçen Hasan Fehmi Bey’in ölüm günü.. Bugün; 1997’den beri “6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. Öldürülenler; başta Hasan Tah
O ESKİ EVLER DOSTLAR GİBİDİR
21.03.2022 08:14Fotoğraf; Cumalıkızık’tan.. Bu tarihi Osmanlı köyünün sokaklarını dolaşırken çocukluğuma da giderim. İçinde; annemin, babamın, kardeşlerimin de olduğu, çocukluğumun güzel insanlarını ağırlayan o evler, içimde burukluk yaratan anılar aklıma gelir. Yaşayan bilir; akla gelir de, insanın içini bir hüzün
HER KOŞULDA MUTLULUK..
14.03.2022 07:52Bizler, “Bir lokma, bir hırka”, “Bir parça aşım, kaygısız başım” diyen nesiliz. O nedenle, o günleri yaşayanlar için mutluluk da bir başkadır. Aslında bugüne baktığımızda; çoğumuz kendimizi mutlu hissetmiyoruz. “İyiyim”lerimiz; hep “kötü değilim” anlamında.. “İyiyim”lerimiz; “Kendimi harika hissediy
ŞARKILAR BİZİ SÖYLER
02.02.2022 09:50Aklımda kalıp, ilk etkilendiğim şarkı; “Veda Busesi” idi.. Bursa’da Tayyare Sineması’nda filmini izlemiştim. Türkan Şoray ile Tunç Okan başroldeydi. Ve henüz, 10 yaşlarındaydım. Ne aşktan, ne vedadan ne de buseden ne anlayabilirdim ki.. Çocuk aklımda kalmış işte.. Herkes gibi; bu şarkıyı “aşk var, a