1 Haziran'da İtalya'nın Sicilya adasındaki Katanya limanından hareket eden Madleen isimli geminin, yaklaşık 2.000 km'lik bir yolculuğun ardından Gazze'ye ulaşması bekleniyordu. Madleen, adını Gazze'nin tek kadın balıkçısı Madleen'den almaktadır. Geminin içinde 12 gönüllü bulunuyordu.
Greta Thunberg – İsveçli iklim aktivisti, Rima Hassan – Fransız-Filistinli, Avrupa Parlamentosu üyesi
Yasemin Acar –Almanya, Baptiste Andre – Fransa, Thiago Avila – Brezilya, Omar Faiad – Fransa; Al Jazeera Mubasher muhabiri, Pascal Maurieras – Fransa, Yanis Mhamdi – Fransa, Şuayb Ordu – Türkiye, Sergio Toribio – İspanya, Marco van Rennes – Hollanda ve Reva Viard – Fransa isimli aktivistler ölümü ve işkenceye maruz kalmayı göze alarak Gazze’ye yardım götürmek ve ablukayı delmek için yola çıktılar.
Madleen gemisi, Gazze'deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere çeşitli insani yardımlar taşımakta idi. Gemide tıbbi malzemeler, un, pirinç, bebek maması, bebek bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler bulunmaktaydı.
Ancak İsrail,uluslararası sularda daha önemlisi Mısır’ın yetki sahası içinde tüm uluslararası hukuk kurallarını yeniden hiçe sayarak gemiye müdahale etti ve gönüllüleri göz altına aldı.
Olayın haber yanı bu ancak bu olayın birde insanlık ve biz Müslümanları ilgilendiren yanı var. O da şöyle;
Nuh tufanı çıkacağı zaman Allah, Nuh peygambere ‘’inanan ve iyi insanları gemiye al..’’ demişti. İnanmayanlar, kötüler, zalimler ve dünya nimetlerine meyledenler ise gemiye binmediler ve tufan sırasında boğularak öldüler.
Anlatılan bu kıssa gibi günümüz Dünyasında, Filistinde, Arakanda, Doğu Türkistan’da Müslümanlar katledilirken, Afrika’da ve Dünyanın birçok yerinde açlıktan susuzluktan insanlar ölürken bunu görmezden gelen, bunu kendine dert edinmeyen insanlık ve özellikle de biz Müslümanlar (!?) 12 kahramanın ölümü göze alarak yaptığı bu gemi eylemini de görmedik ve destek olamadık.
Kısacası Nuh tufanındaki gibi bizler geminin dışında kalanlar olduk.
Gazzede ölenler için ölümü göze alan genç isveçli kızımız Greta Thunberg kadar inançlı olamadık. Ama bir araya geldiğimiz her ortamda, kandillerde, Cuma günleri ve bayramlarda en iyi Müslüman biziz, ibadetleri en iyi biz yapıyoruz diye atıp tutuyoruz sanki her birimiz evliyamışız gibi konuşuyoruz.
Oysa biz zulme ses çıkarmayan, rahatım bozulmasında ne olursa olsun diyen, Allah’ım sen İsrail’i helak et demek dışında bir şey yapmayan zavallılarız. Ne yazık ki insanlık sınavından kaldık, ne yazıkki Müslümanlık sınavını veremedik. Ne yazıkki Nuhun gemisinin dışında kaldık.
Sayımız 40 olunca Kabe’ye yürüyeceğiz, sayımız 300 olunca Bedir’de cihat edeceğiz diyen Hz. Muhammed’in ümmeti olarak sayımız 1.5 milyar olmasına rağmen gencecik İsveçli kızımız Greta Thunberg ve 12 arkadaşı kadar cesur ve inançlı olamadık. Biz insanlık gemisini kaçırdık……………..
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özgür Çelebi
Çağın Nuh gemisi ve insanlık
1 Haziran'da İtalya'nın Sicilya adasındaki Katanya limanından hareket eden Madleen isimli geminin, yaklaşık 2.000 km'lik bir yolculuğun ardından Gazze'ye ulaşması bekleniyordu. Madleen, adını Gazze'nin tek kadın balıkçısı Madleen'den almaktadır. Geminin içinde 12 gönüllü bulunuyordu.
Greta Thunberg – İsveçli iklim aktivisti, Rima Hassan – Fransız-Filistinli, Avrupa Parlamentosu üyesi
Yasemin Acar –Almanya, Baptiste Andre – Fransa, Thiago Avila – Brezilya, Omar Faiad – Fransa; Al Jazeera Mubasher muhabiri, Pascal Maurieras – Fransa, Yanis Mhamdi – Fransa, Şuayb Ordu – Türkiye, Sergio Toribio – İspanya, Marco van Rennes – Hollanda ve Reva Viard – Fransa isimli aktivistler ölümü ve işkenceye maruz kalmayı göze alarak Gazze’ye yardım götürmek ve ablukayı delmek için yola çıktılar.
Madleen gemisi, Gazze'deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere çeşitli insani yardımlar taşımakta idi. Gemide tıbbi malzemeler, un, pirinç, bebek maması, bebek bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler bulunmaktaydı.
Ancak İsrail,uluslararası sularda daha önemlisi Mısır’ın yetki sahası içinde tüm uluslararası hukuk kurallarını yeniden hiçe sayarak gemiye müdahale etti ve gönüllüleri göz altına aldı.
Olayın haber yanı bu ancak bu olayın birde insanlık ve biz Müslümanları ilgilendiren yanı var. O da şöyle;
Nuh tufanı çıkacağı zaman Allah, Nuh peygambere ‘’inanan ve iyi insanları gemiye al..’’ demişti. İnanmayanlar, kötüler, zalimler ve dünya nimetlerine meyledenler ise gemiye binmediler ve tufan sırasında boğularak öldüler.
Anlatılan bu kıssa gibi günümüz Dünyasında, Filistinde, Arakanda, Doğu Türkistan’da Müslümanlar katledilirken, Afrika’da ve Dünyanın birçok yerinde açlıktan susuzluktan insanlar ölürken bunu görmezden gelen, bunu kendine dert edinmeyen insanlık ve özellikle de biz Müslümanlar (!?) 12 kahramanın ölümü göze alarak yaptığı bu gemi eylemini de görmedik ve destek olamadık.
Kısacası Nuh tufanındaki gibi bizler geminin dışında kalanlar olduk.
Gazzede ölenler için ölümü göze alan genç isveçli kızımız Greta Thunberg kadar inançlı olamadık. Ama bir araya geldiğimiz her ortamda, kandillerde, Cuma günleri ve bayramlarda en iyi Müslüman biziz, ibadetleri en iyi biz yapıyoruz diye atıp tutuyoruz sanki her birimiz evliyamışız gibi konuşuyoruz.
Oysa biz zulme ses çıkarmayan, rahatım bozulmasında ne olursa olsun diyen, Allah’ım sen İsrail’i helak et demek dışında bir şey yapmayan zavallılarız. Ne yazık ki insanlık sınavından kaldık, ne yazıkki Müslümanlık sınavını veremedik. Ne yazıkki Nuhun gemisinin dışında kaldık.
Sayımız 40 olunca Kabe’ye yürüyeceğiz, sayımız 300 olunca Bedir’de cihat edeceğiz diyen Hz. Muhammed’in ümmeti olarak sayımız 1.5 milyar olmasına rağmen gencecik İsveçli kızımız Greta Thunberg ve 12 arkadaşı kadar cesur ve inançlı olamadık. Biz insanlık gemisini kaçırdık……………..